Mesajı Okuyun
Old 21-01-2003, 00:53   #2
aytenagirdemir

 
Varsayılan

Sayın Levent Öge,

Ya bu sitede forum alanında yazdıklarınızı unuttunuz ya da konuyu yeniden gündeme getirmek için yeni bir şey duymuş gibi yaparak, bir kez daha insanları karalamak fırsatı yaratıyorsunuz kendinize. Bu davranışı meslek etiğine uygun bulmadığım gibi muhalif olma etiğine de uygun bir davranış olarak görmüyorum.

THS forum alanında, sayın Hykayar'nı legal casusluk ve benim Yücel Sayman'a destek yazılarımı hatırlayınız lütfen. Hatta Yücel Sayman'a destek yazımda bu konuyu gündeme getirmiştim ve siz de bu forum alanında Yücel Sayman'ı flu bir biçimde eleştirerek (soyut ifadelerle) tartışmaya katılmıştınız.

Hablemitoğlu' nun öldürülmesinden çok önce, Alman vakıfları yöneticileri, Bergama Köylüleri, avukat Senih Özay ve Yücel Sayman hakkında aynı dava ile Ankara 1 No.lu DGM'de tarihe geçecek bir iddianamede yer alan legal casusluk iddiasi ile dava açılmıştı. Davadan haberdar olmamanız için bu ülkede yaşamıyor ya da hiç gazete okumuyor olmanız gerekiyor.

Bu davada sadece İstanbul Barosu Başkanı değil, siyanürle altın aramaya karşı mücadele veren Bergamalı Köylüler ile avukatı Senih Özay ve Alman Vakıfları yöneticileri bu yardımları almak/vermek iddiasıyla yargılanıyorlar.

İstanbul Barosu Kadın Hakları Uygulama Merkezi'nde görevli bir avukatım. Alman Vakıflarından birinin sponsorluğu ile, Uluslararası Hukukta Kadına Yönelik Cinsel Şiddete Karşılaştırmalı Hukukun Yaklaşımı isimli bir sempozyum yaptık. İşte o parasal yardımlar bütün meslektaşlarımızın katılımına açık sempozyumlara ( diğer merkezlerin yaptığı sempozyumların isimlerini tam olarak aktaramayacağım) gitti, eski baro yönetiminin cebine değil!!!
O zaman bu sempozyumları düzenleyen, bu sempozyumlara katılan, bu sempozyumlarda konuşmacı olan Öğretim görevlileri de suçlu. Bahsettiğiniz paralar, sempozyum giderlerine harcandı. Hatta o sempozyumun kitabı çıktı. Bu kitabı okuyanlar da bu suça iştirak etti. Savcının bu hususları gözden kaçırması tam olarak görevi ihmaldir!!! Adalet Eski Bakanı Sn Aysel Çelikel davanın açılmasından sonra (Adalet Bakanı iken) ben de bu sempozyuma (yukarıda bahsettiğim sempozyum) konuşmacı olarak katılmıştım, ben de mi suçluyum? şeklinde çok önemli bir soru sorarken davanın ciddiyetine bir gönderme yapıyordu zannedersem.

Lütfen, önce basını takip edelim, bilgi sahibi olalım ve insanları karalayacak böyle ciddi iddialarda bulunmadan önce, ince eleyip sık dokuyalım. Bilgi olmadan fikir sahibi olmayalım.

Dava hala devam etmekte. İnternetten 26 Aralık 2002 tarihli gazetelere gözatmanızı ayrıca THS Forum alanlarında yazmış olduğunuz eski mesajlarınıza şöyle bir bakmanızı tavsiye ederim.

Herkes önce kendi iddiasını ispatlamalı. Dedikodudan öte hiçbir anlam ifade etmeyen bu haberlerin İstanbul Barosu yönetimine bir cevap hakkı verdiğini hiç zannetmiyorum.

Yukarıdaki açıklamalarım bilgi sahibi olmayan kişilerin özellikle bu forumu takip eden hukukçu olmayan üyeleri aydınlatmak amacıyla yapılmıştır.

Herkese saygılar.