Mesajı Okuyun
Old 16-03-2007, 13:22   #6
Av.Fatih KISA

 
Varsayılan

Boşanma dosyasında bu konuda en küçük bir bilgi belge ve ibare yok.

Ancak taraflar arasındaki nafaka arttırım ve nafakanın kaldırılması ile ilgili iki farklı dava varmış.Ben yeni inceleyebildim.Bu davalardan birisinde davalı kadının eski kocası -satışı yapan- başkasına daha yüksek bedelle satabilecekken boşanmayı sağlamak amacıyla eşine düşük bedelle devrettiğini dava dilekçesinde belirtmiş, bu dosyalardaki tanıklardan birisi de taşınmazın değerinden daha düşük bedelle kadın eşe devredildiğini beyan etmiş.

Yine kadın şufa davasında ayne 'Boşanmayı sağlamak izin bedelsiz olarak bana devretti. Satış göstermemizin amacı başkasının hak idida etmesini önlemek içindi" diye beyanda bulundu.

Şöyle bir durum var.Muvaaza konusunda çok iyi değilim.Ama yukarıda atıf yapılan 1957 tarihli kararı da incelerken tarafların iradesinin ortak olması gerektiği, yani her iki tarafın iradesinin de bağış olması gerektiğine değiniliyor. Halbuki koca satış amacıyla işlem yapıldığını, ancak bedelin düşük tutulduğunu,bağış amacında olmadığını belirtiyor. Yani satış işleminin- hibe olduğu idda edilen- taraflarının iradeleri birbirini doğrulamıyor.

Bu durumda resmi senetteki beyanın gerçek iradeyi yansıttığını kabul etmek gerekmez mi?