Sayın meslektaşlarım müvekkil , kambiyo senetlerine mahsus yolla takip başlatıyor. Söz konusu takip zamanaşımına uğradığından iptal ediliyor. Alacaklı tarafa akabinde iflas yolu ile ilamsız takip başlatıyor borçlu aleyhinde . Ve ödeme emrini borçlu vekiline gönderiyor. Borçlu vekilide takip şekli değiştiğinden yeni bir takip olduğu ve tebligatın asıla yapılması gerektiğini bu nedenle kendisine yapılan tebligatın geçersiz olduğunu , ileri sürüyor ayrıca borca ve ferilerine de itiraz ediyor. Müvekkil de akabinde borçlu asile tebliğ çıkarıyor bila geliyor ve netice de 35. maddeye gore tebligat yapılıyor ve takip kesinleşiyor.Kesınleşme işleminden sonra borçlunun taşınmazına haciz konuyor, ayrıca iflas davası açılıyor. Daha sonra borçlu vekili asile yapılan tebligat ile ilgili usulsüz tebligattan dolayı şikayette bulunuyor. İcra mahkemesi şikayeti reddediyor Borçlu velkili bu kararı temyiz ediyor ve Yargıtay , ' avukata yapılan tebligat geçerli olmakla, yapmış olduğu itirazın kabul edilerek takibin durması gerekir diyor ve mahkeme kararını bozuyor.

Sayın Meslektaşlarım sormak istediğim hususa gelince , Yargıtay talebi aşarak re sen inceleme yapıyor ve farklı bir gerekçe ile bozma kararı vermiştir. Bu hukuka uygunmudur? Bu konu ile ilgili olarak bilgi ve tecrübesi olan meslektaşlarımdan neler yapılacağı konusunda fikirlerini bekliyorum.
Saygılar