Mesajı Okuyun
Old 10-01-2011, 13:08   #11
Avukat Tekin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ömeroğlu
Kararın kesinleşmesi ile kastedilen temyiz ve karar düzeltme yollarından geçmesi midir yoksa imza itirazını düzenleyen maddede düzenenen genel mahkemelerde dava açılması da hükmün kesinleşmesine ve dolayısıyla hacizlerin kalkmasına engel midir?
1.İhtimalde:Kanunlarımızda infazı için kesinleşmesi gereken istisnai nitelikte kararlar açıkça düzenlendiğinden ve tartıştığımız icra mahkemesi kararı bu istisnalar arasında yer almadığından,içtihat yoluyla yasada olmayan düzenlemeyi getiren kararın eleştiriye açık olduğu kanaatindeyim.
2.İhtimalde:Madde gerekçesinde açıkça 'borçlunun itirazının kabulü ile icra takibi durur.Alacaklı artık ilamsız icraya devam edilmesini isteyemez.Takip dosyası iptal edilir.Yalnız,merci kararları maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmediklerinden,alacaklı genel mahkemelerde genel hükümlere göre bir alacak davası açabilir.Lehine hüküm alınması halinde alacaklı duran takibe devam edilmesini isteyemeyip,yeniden ilamlı takip yapmak zorundadır.'dendiğinden,açılan davaya hacizlerin kalkmasını dava sonuna kadar bekletme sonucunu bağlamak açıkça yasa koyucunun amacına aykırıdır.
Doktrinde de borçlunun itirazının kabulü halinde takibin iptal edileceği kabul edilmektedir.Yasada yer alan borçlunun itirazının kabulü halinde takip durur ifadesinin bir özensizlikten kaynaklandığını bu halde takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği kanaatindeyim.

Sayın meslektaşım İdeal Hukuk açısından bakınca sizinle aynı fikirdeyim. Bu olaydan dolayı büyük mağduriyetler yaşanmaktadır. Şu anda sahte bono ile yapılan üç adet takipten dolayı müvekkilimin malvarlığının bir bölümü haczedilmiş durumda. İcra hukuk mahkemesi lehimize karar verdiği halde halen bu hacizleri kaldıramıyoruz çünkü davalı/alacaklı yan kararları temyiz etti.
Ancak pozitif hukuk açısından durum bu.
Yalnız bir husus var ki bu durum tam olarak "infazı için kesinleşmesi gereken karar" kategorisinde değil çünkü bu sonuç direk yasadan kaynaklanıyor. İİK m.170/3-ilk cümleyi hatırlayınız: "İcra mahkemesi, 62 ilâ 68/a maddelerine göre yapacağı inceleme sonunda, inkâr edilen imzanın borçluya ait olmadığına kanaat getirirse itirazın kabulüne karar verir. İtirazın kabulü kararı ile takip durur." deniyor. Bu anlamda aslında hükmün infazı için kesinleşme bekleniyor sayılmaz. Hüküm, kesinleştikten sonra farklı bir aşamaya geçiyor denebilir ama ben buna benzer bir başka durum bilmiyorum. Yani kesinleşme sadece var olan hükmün infaz edilip edilmemesi ile ilgili olmalı. Hükmün mahiyetini değiştirmemeli.