Mesajı Okuyun
Old 01-11-2006, 02:08   #5
özgür

 
Varsayılan

Sayın brusk!!!
Banka borcu A tarafından ödenmiş mi ? Eğer ödenmedi ise bankanın alacağından yada müvekkilinizin baska borcu varsa alacaklıların satışta muvazaa iddiasıyla açacağı dava sizin için daha faydalı olur kanaatindeyim.Gabin mi hile mi sorusu içinde ;uzun ve çetrefilli bir yol izlenecegine g.menkul satışı için bedelsizlik davasının açılması olayların karışmadan daha kısa sürede aydınlanmasını sağlayacaktır.Aşağıdaki yargıtay kararı umrım yardımcı olcaktır.


. 21.9.2004
• TAPU İPTALİ VE TESCİL ( Hile ve Gabin İddiası - Bedelsizlik İddiası Başlı Başına Resmi Akte Dayalı Satışın Geçersizliği Sonucunu Doğurmadığı )

• GABİN ( Bedelsizlik İddiası Başlı Başına Resmi Akte Dayalı Satışın Geçersizliği Sonucunu Doğurmadığı - Hile Ve Gabin Hukuksal Nedenine Dayalı Tapu İptali ve Tescil Talebi )

• HİLE ( Tapu İptali ve Tescil Talebi - Bedelsizlik İddiası Başlı Başına Resmi Akte Dayalı Satışın Geçersizliği Sonucunu Doğurmadığı )

4721/m. 705

818/m. 21


ÖZET : Dava, hile ve gabin hukuksal nedenine dayalı tapu iptali tescil isteğine
ilişkindir.
Bedelsizlik iddiası başlı başına resmi akte dayalı satışın geçersizliği sonucunu doğurmaz. Bedel yönünden davacının tahsil ve takip imkanlarının bulunduğu düşünülmelidir. DAVA : Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, maliki olduğu 42425 ada 2 parsel sayılı taşınmazın üzerinde 4 katlı
ruhsatsız bina bulunduğunu, davalı Bektaş'ında oğlunun arkadaşı ve aynı
zamanda kiracıları olduğunu, 2 parseldeki binada bulunan daireyi satmak
isterken davalının müşteri olduğunu, eğer tapuyu kendisine verirse ailesinin
kendisine yardım edip daireyi satın alabileceğini söyleyip kendisini hile ile
kandırdığını, bunun üzerine 15 milyar TL.ye satmak için anlaştıklarını,
resmi işlemi 400.milyon TL.üzerinde yaparak taşınmazdaki ¼ payını davalıya
devir ettiğini, buna rağmen davalının kendisine hiç para ödemediğini,
zor durumda iken hile ile kandırıldığını belirterek tapunun iptali ile adına
tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekili, davalının toptan konfeksiyon işi, davacının oğlu Selçuk'un i
se parekende konfeksiyon satım işi ile uğraştığını, davalıdan mal aldığını,
karşılık bir çok çek verdiğini, bunların toplamının 10.600.000.000.TL.
olduğunu, bu meblağı ödemediğini, yine davacının oğluna 5.050.000.000.TL.
hatır çeki verdiğini, davalının oğlunun başkalarına olan 5.200.000.000.TL.
borcunu davacının direktifi üzerine ödediğini toplam 23.500.000.000.TL.
ödeyerek taşınmazı satın aldığını, davacıyı kandırmadığını satışın davacının
rızası ile olduğunu, önce satış vaadi yapıldığını sonradan satışın yapıldığını,
olayda hile ve gabin olmadığını bildirip davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalılar tarafından süresinde duruşmalı olarak temyiz edilmiş olmakla,
duruşma günü olarak saptanan 21.9.2004 Salı günü için yapılan tebligat
üzerine temyiz eden vs. vekili avukat Mehmet Kaya ile temyiz edilen
vekili avukat Hülya Elmadağ geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verilen
ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten
sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi
, iş karara bırakıldı bilahare Tetkik Hakimi Hüseyin Çelik tarafından düzenlenen
rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Dava, hile ve gabin hukuksal nedenine dayalı tapu iptali tescil
isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının kayden maliki bulunduğu
çekişmeli 2 parsel sayılı taşınmazdaki ¼ payının satışını İzmir 9.noterliğince
düzenlenen 6.11.2000 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile davalıların miras
bırakanı Bektaş'ın hiffete dayalı olarak yaptığı, yahutta tecrübesizliği ile
gerçekleştirdiği sabit değildir. Diğer taraftan davacı ve dava dışı oğlu ile
davalılar miras bırakanın arasında senede bağlı birtakım alacak-borç ilişkilerinin
bulunduğu dosya kapsamı ile sabittir. Bu durumda çekişmeli taşınmazdaki pay
temliki açısından gabinin varlığından sözedilemez.
Ayrıca, bedelsizlik iddiası başlı başına resmi akte dayalı satışın geçersizliği
sonucunu doğurmaz. Bedel yönünden davacının tahsil ve takip imkanlarının
bulunduğu düşünülmelidir.
SONUÇ : Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı
değerlendirme ve gerekçelerle yazılı olduğu şekilde kabulü doğru değildir.
Davalılar vekilinin bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir.
Kabulü ile kararın yukarıda açıklanan nedenlerle HUMK.nun 428. maddesi
gereğince BOZULMASINA, 4.12.2003 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık
Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 375.000.
0000 lira duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına,
peşin harcın temyiz edene geri verilmesine 21.9.2004 tarihinde oybirliğiyle
karar verildi.