Mesajı Okuyun
Old 06-10-2004, 21:37   #2
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

Selamlar,

Alıntı:
KARAR : İşyerinde uygulanmakta olan Toplu İş Sözleşmesi'nin 31. maddesinde kıdem tazminatından yararlanma hakkı olmayan işçilerden kendi isteğiyle işten ayrılanlara, her tam hizmet yılı için 50 günlük ücreti tutarında vefa tazminatı ödenir" denilmektedir. Bu düzenleme içeriğine göre "vefa tazminatı" adı altındaki tazminat, kıdem tazminatı niteliğindedir. 1475 Sayılı İş Kanunu 14. maddesi kıdem tazminatını öngörmekte olup ayrıntılı kurallara yer vermiş ve hangi hallerde kıdem tazminatı ödenmesi gerektiğini doyurucu biçimde düzenlenmiştir. İşçinin kendi isteğiyle işten ayrılması yani istifa hali, kıdem tazminatını gerektirecek bir fesih şekli olarak öngörmemiştir. Anılan 31. madde kuralı İş Kanunu'nun 14. maddesine açık biçimde aykırıdır . Böyle olunca 31. maddeye göre vefa tazminatı adı altında kıdem tazminatına hükmedilmiş olması hatalı olup bozmayıgerektirmiştir.)9 HD, E. 1996 / 3142 K. 1996 / 14072, 19.06.1996 Gün


Alıntı:
Davalı işçi, 1.8.1980 tarihinde istifa etmek suretiyle işten
ayrılmıştır. Anılan tarihte işyerinde uygulanmakta olan TİS'nin 101'inci maddesinde "5 yıl bilfiil hizmet görmüş işçilere kendi istekleri ile yazılı olarak istifa etmeleri halinde, kıdem ve ihbar tazminatlarının ödeneceği" kabul edilmiştir. Nitekim davacı idare de, bu hükme dayanarak, ödemede bulunmuştur. İstifa halinde kıdem tazminatı ödenmesini kesin olarak yasaklayan 2320 sayılı Yasa , hizmet aktinin sona ermesinden sonra yürürlüğe girmiştir. Davalı işçi, TİS'de yer alan hükme güvenerek istifa ettiğine göre, artık ödemenin usulsuz olduğundan söz edilerek geri istenmesi mümkün değildir.9 HD, E. 1988 / 1261,K. 1988 / 3329,T. 21.03.1988


Her ne kadar iş mevzuatının işçi lehine yorumlanması genel bir kural olsa da, bu kuraldan bu kez ayrılan Yüksek mahkeme inancına göre,kıdem tazminatına hak kazanılacak durumları gösteren 14. madde amir hüküm olup bunun tersine sözleşmelere işçi lehine konulan hükümler kanuna aykırı kabul edilmiştir.

Bu durumda, kanuna ve inanca aykırı olan bir ödemenin işçiler arasında eşitlik prensibi vasıtasıyla diğerleri için emsal teşkil etmesi de düşünülemez.

Haksız yere kıdem ödenmiş olan işçi, eğer zamanaşımı sınırı içindeyse haksız iktisap normlarına göre -iyiniyetli zenginleşenin sorumluluğu çerçevesinde- iade borcu altında olacaktır.