Mesajı Okuyun
Old 29-04-2011, 14:10   #4
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av-ufuk
"Ekonomik" gerçekler karşısında, açtığı davadan sonra evi terk edemeyen tarafı sırf aynı hanede yaşıyor diye, evli kalmaya mahkum etmek doğru değil. Ki çoğu zaman evi elinde çocuğu ile terk edemeyen kadındır. Erkek, başka bir evi çıkmayı reddederek mecburiyeti dayatmaktadır.

Mahkemenin dinlenen tanıkların salt kuru biçimde aynı evden yaşadıklarından bahisle ortak hayat sürdürdüklerini düşünmesi son derece sığ bir yaklaşım.

Tanık beyanları aynı zamanda taraflar arasındaki geçimsizliği ortaya koymuşsa, aynı mekanda olmaları karı-koca oldukları anlamına gelmez.

Karar gerekçesine baktığımızda esas alınan noktanın sadece bu olduğunu görüyoruz.O zaman dava niye devam etti?

Ortak hayatı "fiilen" sürdürmek yeterli midir?

Her davayı kendi koşullarında değerlendirmek gerekir. Benim tanıdığım bir avukat, boşanma davası açılmadığı halde eşiyle tam 5 yıl aynı evde ve birbirleriyle konuşmadan yaşamıştı. Fiilen aynı evdeydiler ama ruhen başka yerde.