Mesajı Okuyun
Old 27-03-2010, 15:51   #5
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan Yol gösterecek karar 1

T.C.
YARGITAY
2. CEZA DAİRESİ
E. 2001/12396
K. 2001/14491
T. 13.7.2001
• TEDBİRSİZLİK VE DİKKATSİZLİK SONUCU ÖLÜME SEBEBİYET VERMEK ( Suçun Asker Kişi Tarafından Asker Kişiye Karşı ve Askeri Bir Mahalde İşlenmesi )
• YABANCI ÜLKEDE İŞLENEN SUÇLAR ( Sanık Askerin Türkiyede Olması Nedeniyle Görevli Mahkemenin Türkiye Olması )
• ASKER KİŞİNİN TERHİS OLMASI ( Eylemin Asker Olmayan Kişilerin Askeri Mahkemede Yargılanmaları Halini Düzenleyen Yasada Kalmaması Nedeniyle Adli Yargının Görevli Olması )
• ASKERİ MAHKEMENİN GÖREVİ ( Suçun Asker Kişi Tarafından Asker Kişiye Karşı ve Askeri Bir Mahalde İşlenmesi Nedeniyle Görevli Mahkemenin Askeri Mahkeme Olması )
• GÖREVSİZLİK KARARI ( Asker Sanığın Terhis Olması ve Suçun Türk Ceza Kanununda Düzenlenmiş Olması Nedeniyle Askeri Mahkemenin Görevinin Ortadan Kalkması )
765/m.455/1, 5, 10
1412/m.9, 10, 263, 1, 7, 6, 10
353/m.9, 17, 11
ÖZET :Taksirle ölüme neden olmak suçunun uzman doktor asker kişi tarafından, asker kişiye karşı ve askeri bir mahalde işlenmesi nedeniyle 353 sayılı Kanun uyarınca askeri mahkeme görevliyse de; sanığın sıfatının terhisle ortadan kalkmasına, eylemin asker olmayan kişilerin askeri mahkemelerde yargılanmaları halini düzenleyen 353. sayılı Kanunun 11. maddesi kapsamında kalmamasına ve askerlik sıfatı son bulan sanığa atılı suçun Türk Ceza Kanununda düzenlenmesi nedeniyle askeri suç niteliğinde olmamasına ve askeri bir suça da bağlı bulunmamasına göre 353 sayılı Kanun uyarınca askeri mahkemenin görevi sona ermektedir. Bu nedenlerle olayda askeri yargı görevli olmayıp, TCK'nun 5. maddesine ve sanığın Türkiye'de bulunduğu ve son ikametgahının Adapazarı olduğunun anlaşılması dolayısıyla Askeri Mahkemenin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmesi yasaya aykırıdır.

DAVA : Tedbirsizlik ve dikkatsizlik neticesi ölüme sebebiyet vermekten sanık Gürhan E.'ın yapılan yargılaması sonunda: yargılama görevinin Genel Kurmay Başkanlığı Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Mahkemesinin görevine ait bulunduğundan Mahkemenin görevsizliğine dair ( ADAPAZARI ) 2.Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 09.11.2000 tarihli hükmün Yargıtay'ca incelenmesi sanık vekili tarafından süresinde dilekçeyle istenmek ve dava evrakı C.Başsavcılığının 19.04.2001 tarihli tebliğnamesiyle daireye gönderilmekle okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği düşünüldü:

KARAR : Girne 200 Yataklı Askeri Hastanesinde Kulak Burun Boğaz Uzmanı olan sanık tabip asteğmen Gürhan E'ın, 3.10.1994 tarihinde boğaz ağrısı ve halsizlik şikayeti nedeniyle başvuran piyade er Ahmet A'a kriptik tonsilit teşhisi koyup, yatan hasta olarak tedavisine başladığı ve yapılan konsültasyon akabinde 12.10.1994 tarihinde gerçekleştirilen sanığın da katıldığı ameliyat sırasında hasta olan erin ölmesi nedeniyle, Yüksek sağlık Şurasından alınan görüşte, "...zamanında genel cerrahi ve dahiliye konsültasyonu istemeden hastayı dokuz gün yatırması akabinde oluşan ölüm olayında ... sanığın 4/8 oranında kusurlu olduğunun..." belirtilmesi üzerine, Genelkurmay Başkanlığı Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Mahkemesine 13.6.1997 tarihli iddianame ile sanık hakkında TCK'nun 455/1. maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan davada, anılan mahkemece 21.9.1998 tarih 90/276 sayılı kararla "...sanığın 31.7.1995 tarihinde terhis olduğundan bahisle... " Adapazarı Asliye Ceza mahkemesinin görevli olup askeri mahkemenin görevsiz olduğu belirtilmek suretiyle görevsizlik kararı verilmiş ve kesinleşen bu karar üzerine CMUK'nun 9. ve 10. maddeleri uyarınca sanığın en son sakin olduğu yer mahkemesi olan Adapazarı İkinci Asliye Ceza Mahkemesince de "...eylemin askeri şahıs tarafından askeri şahsa karşı, askeri bir bölgede gerçekleştirilmesi nedeniyle terhis işleminin sonuca etkili olmayıp askeri mahkemenin görevli olduğundan bahisle... " verilen 09.11.2000 tarihli görevsizlik kararına karşı sanık vekilince temyiz yoluna başvurulmuş olup, adli yargı dışında bir merciin görevli olduğuna ilişkin olarak CMUK'nun 263. maddesi uyarınca verilen görevsizlik kararlarının temyiz kabiliyetinin bulunması karşısında, yapılan incelemede;

353 sayılı Askeri Mahkemelerin Kuruluş ve Yargılama Usulü Kanununun 9. maddesinde askeri mahkemelerin görevleri; "...asker kişilerin askeri olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya askeri mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara bakmak..." olarak sayılmış olup; askeri suç ise, öğreti ve uygulamada yerleşmiş tanımına göre;

a ) Unsurları ve cezalarının tamamı Askeri Ceza Kanununda yazılı olan, bir diğer ifadeyle Askeri Ceza Kanunu dışında hiçbir ceza kanunu ile cezalandırılmayan suçlar,

b ) Öğeleri, kısmen Askeri Ceza kanununda, kısmen diğer ceza kanunlarında gösterilen suçlar,

c ) Türk Ceza Kanununa yapılan atıf suretiyle, askeri suç haline getirilen suçlar, olmak üzere üç grupta mütalaa edilebilir. Bu suçlardan bir kısmına, yalnız askerler tarafından işlenebilir olması ve suçun tüm unsurlarının ve cezalarının Askeri Ceza Kanununda yer almış bulunması nedeniyle, "sırf askeri suç" adı verilmektedir.

353 sayılı kanunun 17. maddesi "Askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesi, daha önce işlenmiş suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakmak görevini değiştirmez. Ancak işlenen askeri bir suç değilse veya askeri bir suça bağlı bulunmuyorsa, soruşturmaya başlanmış olsa dahi askeri mahkemenin görevi sona erer" hükmünü haiz iken 13.10.1996 tarih ve 22786 sayılı resmi gazetede yayımlanan 4191 sayılı kanunun 3. maddesi ile anılan bu maddenin ikinci cümlesi "Ancak suçun; askeri bir suç olmaması, askeri bir suça bağlı bulunmaması ve sanık hakkında kamu davası açılmamış olması halinde askeri mahkemenin görevi sona erer" şeklinde değiştirilmiş; bu değişiklik üzerine açılan davada Anayasa Mahkemesi 11.3.2000 tarih ve 23990 sayılı resmi gazetede yayımlanan 1996/74 Esas, 01.07.1998 tarih ve 45 sayılı kararıyla "...ve sanık hakkında kamu davası açılmamış olması..." sözcüklerinin anayasaya aykırı olduğundan bahisle iptaline karar vermiş olup, bu durumda bahse konu 17. maddenin ikinci cümlesi "Ancak suçun; askeri bir suç olmaması, askeri bir suça bağlı bulunmaması halinde askeri mahkemenin görevi sona erer" şeklini almıştır. CMUK'nun 1. ve 7. maddesi uyarınca mahkemelerin görevlerine ilişkin olarak yargısal kararlar sonucu oluşan yada kanunlarla yapılan düzenleme veya değişikliklerin, görev hususunun kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle derhal uygulanırlığı ve mahkemelerce de resen dikkate alınma zorunluluğu söz konusudur.

Dava konusu olaya gelince, sanığa atılı TCK'nun 455/1. maddesi kapsamındaki taksirle ölüme neden olmak suçunun asker kişi tarafından, asker kişiye karşı ve askeri bir mahalde işlenmesi nedeniyle 353 sayılı kanunun 9. maddesi ve CMUK'nun 6. maddesinin birinci fıkrası uyarınca askeri mahkeme görevli ise de; sanığın anılan kanunun 10. maddesinde tanımlanan asker kişi sıfatının terhisle ortadan kalkmasına, eylemin asker olmayan kişilerin askeri mahkemelerde yargılanmaları halini düzenleyen 353. sayılı kanunun 11. maddesi kapsamında kalmamasına ve askerlik sıfatı son bulan sanığa atılı taksirle ölüme neden olmak suçunun Türk Ceza Kanununda düzenlenmesi nedeniyle 353 sayılı kanunun 9. maddesinde belirtilen askeri suç niteliğinde olmamasına ve askeri bir suça da bağlı bulunmamasına göre 353 sayılı kanunun 17. maddesinin ikinci cümlesi uyarınca askeri mahkemenin görevi sona ermektedir.

SONUÇ : Bu nedenlerle CMUK'nun 6. maddesinin son fıkrası ve 353 sayılı kanunun 17. maddesi gereğince olayda askeri yargı görevli olmayıp, TCK'nun 5. maddesinin "Bir Türk ... Türk kanunlarına göre aşağı haddi üç seneden eksik olmayan şahsi hürriyeti bağlayıcı cezayı müstelzim cürmü yabancı memlekette işlediği ve kendisi Türkiye'de bulunduğu takdirde Türk Kanunlarına göre cezalandırılır. Eğer cürmün aşağı haddi üç seneden az şahsi hürriyeti bağlayıcı bir cezayı müstelzim ise, takibat icrası zarar gören şahsın veya yabancı hükümetin şikayetine bağlıdır..." hükmünü içermesine, sanığın Türkiye'de bulunduğu ve son ikametgahının Adapazarı olduğunun dosya içeriğinden anlaşılmasına göre, CMUK'nun 9. ve 10. maddeleri gereğince yargılamaya devamla TCK'nun 10/a maddesi de göz önünde tutularak bir hüküm kurulması icap ederken, askeri mahkemenin görevli olduğundan bahisle yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi yasaya aykırı olup sanık vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden sair yönleri incelenmeyen hükmün bu nedenden dolayı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 13.07.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.