Mesajı Okuyun
Old 04-03-2007, 03:03   #4
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Aslında sn. muzaffererdoğan'ın açıkladığı gibi düşünülebiliyor ilk başta hatta ben de öyle düşünenlerden biriyim. Ancak durum biraz karışık. Evlenme nedeniyle uğranılan zarar ile boşanma nedeniyle uğranılan zarar kavramlarının birbirinden kesin olarak ayrılıp ayrılamayacağı tartışması yapılabilir. Evlenme nedeniyle işinden ayrılan eş bu istifayı evlilik kurumuna güvenerek gerçekleştirmiştir. Boşanma gerçekleştiğinde ise geçen yılların geri gelmesi söz konusu olamayacağından eşin çalışma hayatında hiçbir ilerleme kaydetmeden ve boşta geçirdiği yılların bir zarar oluşturacağı açıktır. Şimdi eşin bu zararı evlenme nedeniyle mi yoksa boşanma nedeniyle mi doğmuş sayılacaktır? Boşanma nedeniyle menfaati muhtel olan eş kavramıyla açıklanmak istenen boşanma sonrasında evliliği sırasında sahip bulunduğu ekonomik refahtan mahrum kalacak olan eşin bu nedenle uğrayacağı zarar mı? Yoksa Evliliğin boşanma nedeniyle sona ermesi halinde bedeni emeğini ve zamanını evlilik kurumuna vakfetmek suretiyle kendi bireysel kariyerini sonlandıran eşin bu nedenle uğrayacağı zararı mı algılayacağız. Ya da her ikisi de mi? Başta da belirttiğim gibi Sn. muzaffererdoğan gibi düşünüyorum. Yani, boşanma nedeniyle mevcut ve beklenen menfaati muhtel olan eş kavramından boşanma sonrasında evlilik sırasında var olan refahın eksilmesi söz konusu olacağından bu eksikliğin giderilmesi amaçlı olarak maddi tazminata hükmedilmelidir. Evliliğin mutlu bir şekilde sürdüğü yıllar için yapılan karşılıklı fedakarlıklar birbirini dengeleyeceğinden evlilik nedeniyle yapılan istifa nedeniyle uğranılan zarar boşanmanın eki niteliğinde olamaz. Sorudan biraz uzaklaştık gerçi ama yapılan ıslah bu nedenle harca tabi ve harca tabi olmayan birbirinden farkılı davalardan birinin diğerine dönüştürülmesi amacııyla yapılmış olmaktadır. Aşağıdaki linkte çok ilginç bir tartışma ve 12 nolu mesajım içerisinde bir karar bulacaksınız. Özünde ıslahın var olan usul işlemlerinin düzeltilmesi amacıyla yapılabileceği vurgulanarak bir dava açılmamışken eldeki mevcut davanın başka bir davaya tam ıslah suretiyle dönüştürülebileceği anlatılmaktadır. Burada yapılan da bence budur. Boşanmanın eki niteliğinde bir dava değil uğranılan sair zararın talep edildiği harca tabi bir dava söz konusudur. Davalar farklı hukuki temelleri ve farklı mesnetleri olan davalardır. Birinin diğerine dönüştürülmesinin ıslah suretiyle caiz olmaması gerektiğini düşünsem de Yargıtay aksini düşündüğünden yapılan tam ıslah ile davanın başka bir davaya dönüştürülmesi mümkündür.
http://www.turkhukuksitesi.com/showt...0993#post30993