Mesajı Okuyun
Old 10-11-2011, 15:49   #9
Av.Kaan

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan genus non perit
hissedarlar arasında 30 yıl önce noterde tapuya şerh edilmeyen bir satış vaadi
Alıntı:
Yazan genus non perit
sözleşmesi yapılmış müvekkil o tarihten bu yana yeri kullanıyor. satış vaadinde bulunanlar şu anda tapuda devre yanaşmamaktadır.bu sözleşmeye dayalı olarak
zilyedliğe de dayanarak tapu iptalini ve tescilini sağlayabilirmiyim.buna ilişkin yargıtay kararı bulabilirmiyim.



Evet sağlayabilirsiniz. Tapuya şerh edilip edilmemesi 3.kişiler bakımından önem arzeder, sözleşmenin tarafları için değişen bir şey yoktur.
30 yıl geçmişse zamanaşımı akla gelebilir ancak müvekkiliniz zilyet ise zilyetlik sürdüğü sürece zamanaşımı işlemez.
Tabi ki bedelin ödenip ödenmesi vs hususlar sözleşmeye göre değerlendirilmelidir.

T.C.


YARGITAY


14. HUKUK DAİRESİ


E. 2009/2848


K. 2009/3799


T. 25.3.2009


• TAŞINMAZ SATIŞ VAADİ SÖZLEŞMESİNE DAYANAN TAPU İPTALİ VE TESCİL ( Satışı Vaad Edilen Taşınmazın Zilyetliğinin Devredildiği Sözleşmede Yer Aldığı - TMK’nun 979. Md. Yer Alan Hüküm Uyarınca Zilyetlik Hükmen Devredildiği/Devreden Kişi Fer'i Zilyet Devralan Kişi İse Asli Zilyet Sıfatını Kazanmış Kabul Edildiği )


• ZİLYETLİĞİN HÜKMEN DEVREDİLMESİ ( TMK’nun 979. Md. Yer Alan Hüküm Uyarınca Zilyetlik Hükmen Devredildiği - Devreden Kişi Fer'i Zilyet Devralan Kişi İse Asli Zilyet Sıfatını Kazanmış Kabul Edildiği/Mirasçıları Hakkındaki Davanın Zamanaşımı Nedeniyle Reddinin Doğru Olmadığı )


• ZAMANAŞIMI ( Tapu İptali ve Tescil - TMK’nun 979. Md. Yer Alan Hüküm Uyarınca Zilyetlik Hükmen Devredildiği - Devreden Kişi Fer'i Zilyet Devralan Kişi İse Asli Zilyet Sıfatını Kazanmış Kabul Edildiği/Mirasçıları Hakkındaki Davanın Zamanaşımı Nedeniyle Reddinin Doğru Olmadığı )


4721/m.979


818/m.22



ÖZET : Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Satışı vaad edilen taşınmazın zilyetliğinin devredildiği sözleşmede yer almıştır. Bu gibi durumlar da Türk Medeni Kanununun 979. maddesinde yer alan hüküm uyarınca zilyetlik hükmen devredilmiş, artık devreden kişi fer'i zilyet, devralan kişi ise asli zilyet sıfatını kazanmış kabul edilir. Dava konusu taşınmaz arsa niteliğinde olup kullanıma engel olunmaması, zilyetliğin sürdürüldüğü anlamına geldiğinden davalıların zamanaşımı savunması yukarıda sözü edilen dürüst davranma kuralına uygun olmadığından mirasçıları hakkındaki davanın zamanaşımı nedeniyle reddi doğru değildir.
DAVA : Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 03.10.2007 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 12.06.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Hamide Sarıdemir mirasçısı olan davalılar, zamanaşımı savunmasında bulunmuştur.
Mahkemece, davalı Kadri Yeşil hakkındaki davanın husumet nedeniyle, diğer davalılar hakkındaki davanın ise, zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Kaynağını Borçlar Kanunu'nun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanunu'nun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanunu'nun 706. ve Noterlik Kanunu'nun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde resen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanunu'nun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir.
Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesinde yer alan "dürüst davranma" kuralı ile bağdaşmayacağından dinlenmez.
Somut olayda; davacının isteminin dayanağı olan ve biçimine uygun olarak düzenlenmiş 18.10.1995 ve 20.10.2000 tarihli sözleşmelerde satışa konu 1986 ada 11 parsel sayılı parselin davacıya satış vaadinde bulunulduğu, satış bedelinin tamamen alındığı ve ... zilyetlik ve kullanma haklarının da devir ve teslim edildiği... yazılıdır.
1- Görülüyor ki, satışı vaad edilen taşınmazın zilyetliğinin devredildiği sözleşmede yer almıştır. Bu gibi durumlar da Türk Medeni Kanunu'nun 979. maddesinde yer alan hüküm uyarınca zilyetlik hükmen devredilmiş, artık devreden kişi fer'i zilyet, devralan kişi ise asli zilyet sıfatını kazanmış kabul edilir. Dava konusu taşınmaz arsa niteliğinde olup kullanıma engel olunmaması, zilyetliğin sürdürüldüğü anlamına geldiğinden davalıların zamanaşımı savunması yukarıda sözü edilen dürüst davranma kuralına uygun olmadığından Hamide Sarıdemir mirasçıları hakkındaki davanın zamanaşımı nedeniyle reddi doğru değildir.
2- Davalı Kadri Yeşil ile ilgili temyize gelince;
Bir kısım davalılar murisi Hamide Sarıdemir tarafından 18.10.1995 tarihli biçimine uygun satış vaadi sözleşmesi ile davalı Kadri Yeşil'e satışı vaadedilen 11 parsel sayılı taşınmazın 20.10.2000 tarihli biçimine uygun satış vaadi sözleşmesi ile davacıya Kadri Yeşil tarafından satışı vaat edilmiştir. Davanın her aşamasında davacı talebini ıslahen tazminata dönüştürebileceğinden ve bu taleple ilgili husumet Kadri Yeşil'e yöneltileceğinden adı geçen davalı hakkındaki davanın reddi de doğru olmamış, hükmün bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda ( 1 ) ve ( 2 ) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 25.03.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi. yarx

T.C.


YARGITAY


15. HUKUK DAİRESİ


E. 2002/1212


K. 2002/2239


T. 1.5.2002


• TAŞINMAZ SATIŞ VAADİ ( Satışı Vaadolunan Taşınmazın Zilyetliğinin Almayı Vaad Edende Olması Halinde Zamanaşımı )


• ZİLYETLİK ( Satışı Vaadolunan Taşınmazın Zilyetliğinin Almayı Vaad Edende Olması Hali )


4721/m.973


743/m.887



ÖZET : Satışı vaadolan taşınmazın zilyetliği, almayı vaadedenin elinde bulunduğu sürece zamanaşımı işlemez.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Yanlar arasında taşınmaz satış vaadi sözleşmesi vardır. Davacı yüklenici adına tescilini talep ettiği bağımsız bölümlerin zilyedi olduğunu ileri sürmüştür. Yargıtay'ın kararlılık kazanmış içtihadıyla satışı vaadolan taşınmazın zilyetliği almayı vaadeden elinde bulunduğu sürece zamanaşımı işlemez. Bu husus gözetilerek işin esasına girilip davacı, yüklenici sıfatıyla edimini yerine getirmiş ve tescile hak kazanmış olup, olmadığı araştırılarak hüküm tesisi gerekir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 1.5.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi. yarx

T.C.


YARGITAY


14. HUKUK DAİRESİ


E. 2008/323


K. 2008/930


T. 4.2.2008


• TAPU İPTALİ VE TESCİL ( Satış Vaadi Sözleşmesinde Taşınmazın Teslim Edildiği Beyanı Yer Aldığından Zamanaşımı Savunmasının İleri Sürülemeyeceği - Tapulama Sırasında Tespitin Sözleşme Tarihinden Önce Yapıldığı/Hak Düşürücü Sürenin Uygulanamayacağı )


• HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE ( Tapu İptali ve Tescil Davası - Tapulama Sırasında Yapılan Tespitin Sözleşme Tarihinden Önce Olduğu/10 Yıllık Sürenin Uygulanamayacağı )


• SATIŞ VAADİ SÖZLEŞMESİ ( Tapu İptali ve Tescil Davası - Satış Vaadi Sözleşmesinde Taşınmazın Teslim Edildiği Beyanı Yer Aldığından Zamanaşımı Savunmasının İleri Sürülemeyeceği )


• TAŞINMAZIN TESPİTİ ( Tapu İptali ve Tescil Davası - Tapulama Sırasında Yapılan Tespitin Sözleşme Tarihinden Daha Önce Gerçekleştirildiği/10 Yıllık Hak Düşürücü Sürenin Uygulanamayacağı )


3402/m.12



ÖZET : Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece, 10 yıllık hak düşürücü süre geçtiğinden söz edilerek dava reddedilmiştir. Sözleşmede satış vaadine konu taşınmazın davacıya teslim edildiği yazıldığından, burada zamanaşımı savunmasında bulunmak iyi niyet kuralları ile bağdaşmaz diğer taraftan; tespit dayanılan sözleşmeden önceki bir tarihte yapıldığından hak düşürücü süre uygulanmamalıdır.
DAVA : Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 10.10.2006 gününde verilen dilekçe ile noter satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine dair verilen 09.02.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davalı davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, 10 yıllık hak düşürücü süre geçtiğinden söz edilerek dava reddedilmiştir.
Tapulama sırasında 3335 m2 yüzölçümündeki 39 parselin 1/2 payı davalılar miras bırakanı Turgut Yönet adına tespit görmüştür. Tespit tarihi 24.11.1988, tutanaktaki hakkın kesinleşme tarihi 18.03.1991'dir. davada dayanılan ve biçimine uygun düzenlendiği anlaşılan taşınmaz satış vaadi sözleşmesi 27.12.1988 tarihini taşımaktadır. Sözleşmede satış vaadine konu taşınmazın davacıya teslim edildiği yazıldığından, burada zamanaşımı savunmasında bulunmak iyiniyet kuralları ile bağdaşmaz diğer taraftan; az önce sözü edildiği üzere tespit 24.11.1988 tarihinde yapıldığından dayanılan sözleşme ise bu tarihten sonraki bir tarihi taşıdığından olayda 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin uygulanma olanağı da yoktur.
Mahkemece çekişmenin esası incelenerek bir sonuca ulaşılması yerine davada dayanılan hakkın tespit tarihinden sonraki bir tarihi taşıdığı göz ardı edilerek istek yazılı olduğu şekilde reddedildiğinden, karar bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 04.02.2008 gününde oybirliği ile karar verildi. yarx