Mesajı Okuyun
Old 07-12-2010, 17:53   #3
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Tesçil davalarında taşınmazın değeri yerel bilirkişilerce tespit edilebileceği gibi gerekirse uzman bilirkişi kurulundan alınacak raporla da tespit edilebilir.

Olayda, yerel bilirkişinin görüşü ile uzman bilirkişinin görüşü arasında fahiş farklılık bulanmaktadır.Bunlar birer kişi ise , birisin görüşünün diğerine göre tercih edilmesi imkanı bulunmamaktadır.

Bence yapılacak iş,uzman ve yerel bilirkişilerden kurulu 3 kişilik kuruldan rapor alınması olmalıdır.

T.C.

YARGITAY

8. HUKUK DAİRESİ

E. 2009/5162

K. 2010/57

T. 18.1.2010

• TAPU İPTALİ VE TESCİL ( Görev Konusu Kamu Düzeni İle İlgili Olduğundan Hakim Dava Dilekçesinde Gösterilen Değerle Bağlı Olmadığı - Taşınmazın Gerçek Değeri Saptanarak Görevli Mahkemenin Belirlenmesi Gerektiği )

• GÖREV ( Kamu Düzeni İle İlgili Olduğundan Hakim Dava Dilekçesinde Gösterilen Değerle Bağlı Olmadığı/Taşınmazın Gerçek Değeri Saptanarak Görevli Mahkemenin Belirlenmesi Gerektiği - Tapu İptali ve Tescil )

• TAŞINMAZIN DEĞERİ ( Tapu İptali ve Tescil - Taşınmazın Gerçek Değeri Saptanarak Görevli Mahkemenin Belirlenmesi Gerektiği/Hakim Dava Dilekçesinde Gösterilen Değerle Bağlı Olmadığı )

1086/m.1,7,8,27

ÖZET : Dava, tapu iptali ve tescil talebine ilişkindir. Görev hususu kamu düzeni ile ilgilidir. Hakim, davacının dava dilekçesinde gösterdiği değerle bağlı değildir. Uyuşmazlık konusu taşınmazın gerçek değerinin saptanması ve buna göre görevli mahkemenin tespit edilmesi gerekir. Bunun için de mahkemece, dava konusu taşınmazın gerçek değerinin saptanması ve ondan sonra görev hususunun belirlenmesi gerekir. Açıklanan hususlar dikkate alınmaksızın görevsizlik kararı verilmesi isabetsizdir.
DAVA : Hamiyet ve müşterekleri ile Hazine, ... Köyü Tüzel Kişiliği ve Celal ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılamasında mahkemenin görevsizliğine dair Karabük 2. Asliye Hukuk Hakimliği'nden verilen 01.05.2008 gün ve 217/191 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR : Davacılar Hamiyet ve arkadaşları vekili, miras yoluyla intikal ve kazanmayı sağlayan eklemeli zilyetlik nedeniyle 122 ada 39 nolu mera parseline ait sınırlandırmanın iptaliyle vekil edenlerinin miras bırakanı Hasan mirasçıları adına miras hisseleri oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, dava konusu taşınmazın eylemli mera olup, zilyetlikle kazanılamayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece; dava konusu taşınmazın değerinin 3378,31.-YTL olup, dava tarihi itibariyle 5.000,00.-YTL'nin altında olduğundan dava dilekçesinin görev yönünden reddi ile mahkemenin görevsizliğine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili Karabük Sulh Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Sulh Hukuk Mahkemesi'nin bakacağı dava ve işler HUMK'nun 8. maddesinde gösterilmiştir. Anılan maddenin 1. bendine göre, değer veya miktarı 5.000.000.000.-TL'yi geçmeyen davalara Sulh Hukuk Mahkemesi'nde bakılır. HUMK'nun 8/1.maddesindeki görev sınırı 14.07.2004 tarih ve 5219 Sayılı Kanunla 5.000.000.000.-TL'ye çıkarılmıştır. Bu maddede sayılan davalar dışındaki uyuşmazlıklara bakmak Asliye Hukuk Mahkemesi'ne aittir.
HUMK'nun 1. maddesinde; görev, dava olunan şeyin değerine göre belirtilmiş ise, görevli mahkemenin tespitinde davanın açıldığı gündeki değerin esas olduğu açıklanmıştır. Mahkemece; Hazine'nin aynı parsel hakkında Karabük Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2005/702 Esas sayılı men'i müdahale davasında dava konusu 122 ada 39 parselin değerini 3378,31.-YTL olarak göstermiş olması ve davalı Hazine tarafından ibraz edilen Tarım İl Müdürlüğünün resmi değerlendirmesinde de bu değerin yazılı bulunması nedeniyle Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevsiz olduğuna karar verilmiştir. Ancak, dava dilekçesinde uyuşmazlık konusu taşınmazın 6000,00 YTL değerinde olduğu belirtilmiş olduğu gibi, İl Tarım Müdürlüğü'nün 122 ada 39 parselin işgali sebebiyle değerinin 3378,31.-YTL olduğunun belirlendiği rapor da 27.04.2001 tarihli olup, 15.07.2005 olan dava tarihinden dört yıl kadar öncesine ait bir değer olduğu anlaşılmakla mahkemenin görevsizlik kararındaki gerekçesi yerinde bulunmamaktadır.
Dava dilekçesindeki değere göre, mahkemenin görevsizlik kararı vermesi yerinde değil ise de, hakim davacının dava dilekçesinde gösterdiği değerle bağlı değildir. Zira, görev konusu kamu düzeniyle ilgili bir husustur. Uyuşmazlık konusu taşınmazın gerçek değerinin saptanması ve buna göre görev yönünün belirlenmesi hakimin kendiliğinden göz önünde bulundurması gereken hallerdendir. Bunun için; yerel bilirkişi ve gerekirse uzman bilirkişiler aracılığı ile keşif mahallinde inceleme yapılması, taşınmazın toprak yapısı, sulanabilir olup olmadığı, konumu, büyüklük ve verimliliği gibi özellikleri dikkate alınarak dava konusu taşınmazın gerçek değerinin saptanması ve ondan sonra görev hususunun belirlenmesi gerekir. Böyle bir araştırma ve inceleme yapılmadan dava dilekçesindeki değer hiç dikkate alınmadan ve başka bir dava dosyasında gösterilen değerle resmi makamların dört yıl önce belirlediği dava konusu taşınmaz hakkındaki değer dikkate alınarak uyuşmazlık hakkında görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ : Davacılar vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 14,00.-TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 18.01.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
yarx