Mesajı Okuyun
Old 09-04-2008, 18:43   #6
mustafaaladag

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY 21. HUKUK DAİRESİ E. 2005/11326 K. 2005/12243 T. 28.11.2005

DAVA : Davacı, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Mesut Balcı tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
KARAR : Zararlandırıcı olaya maruz kalan sigortalı İlkalem A.Ş. işçisi olup, görevlendirilerek kullandığı diğer davalı işveren Enterkim A.Ş.'ne ait kamyon ile yurtdışında bulunduğu sırada Tuna Köprüsü yakınında bir otoparkta aracın içinde kalp krizi geçirerek iş kazası sonucu ölmüştür. Olayın iş kazası sonucu gerçekleştiğine dair hükmün kesinleştiği de uyuşmazlık konusu değildir. İnsan yaşamının kutsallığı çevresinde işveren, işyerinde işçilerin sağlığını ve işgüvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlü olduğu İş Kanununun 77.maddesinin açık buyruğudur.
11.3.2003 günlü bilirkişi raporunda; Davalılardan işveren Enterkim A.Ş.'nin %60 oranında kusurlu olduğu bu kusurun %5'inin Enterkim A.Ş'nin Genel Müdürü Orhan Günsav'a ve %5'inin de aynı şirketin yönetim kurulu üyesi olan M.Ali Aydoğan'a ait olacağı, %40 kaçınılmazlık olgusunun bulunduğu belirtilmiştir.
Oysa, hükme dayanak alınan bilirkişi raporunda; bilirkişiler, İş Kanununun 77.maddesinin öngördüğü koşulları gözönünde tutarak ve özellikle işyerinin niteliğine göre, işyerinde uygulanması gereken işçi sağlığı ve işgüvenliği tüzüğünün ilgili maddelerini incelemek suretiyle, işverenin, işyerinde alması gerekli önlemlerin neler olduğu, hangi önlemleri aldığı, hangi önlemleri almadığı, alınan önlemlere işçinin uyup uymadığı gibi hususlar ayrıntılı bir biçimde incelemek suretiyle kusurun aidiyeti ve oranı hiç bir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde, saptamadıkları anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, kusur raporunun, İş Kanununun 77.maddesinin öngördüğü koşulları içerdiği giderek hükme dayanak alınacak nitelikte olduğu söylenemez.
Kusur bilirkişi raporunda işverenin ve özellikle şirket yöneticilerinin İş Kanunu ve iş mevzuatının gösterdiği biçimde kusuru saptanıp işçi sağlığı ve iş güvenliği yönünden yapması gereken eylemler belirlendikten sonra ayrıca kişisel kusur ve sorumluluğu açıkça ortaya konmadan kusur dağılımı yapılamaz. Bu tür bir uygulama sorumluluğun artırılmasına neden olur ve işverenin kusur durumu açıkça belirlenip ortaya konduktan sonra aynı eyleme yeni ve ilave edici bir sorumluluk yüklenmesi sonucunu doğurur. Bu gibi durumlarda, üst düzey yöneticilerin veya şirketin çalıştırdığı kişilerin, açık ve somut olarak iş mevzuatına aykırı ve kişisel kusurları ortaya konmadan sorumluluklarına gidilemez. Olayda olduğu gibi yönetim kurulu üyesi olan şirketin idaresinde görev alan kişilerin sorumluluğunun, kabulü için gerekli koşullar araştırılıp ortaya konmadan, işverene yüklenen sorumluluktan dolayı ikinci bir kusur verilerek sorumlu tutulmaları, sorumluluk kurallarına aykırı düşer. Kusur raporlarında bu durumların da gözetilmesi zorunludur.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın ve özellikle, inandırıcı güç ve nitelikte olmayan 77.maddenin öngördüğü koşulları içermeyen, ve işgüvenliği uzmanlarınca düzenlenmeyen kusur raporunu hükme dayanak almak suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasa'ya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm sair yönleri incelenmeksizin bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılara iadesine, 28.11.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.