Mesajı Okuyun
Old 09-12-2007, 19:28   #3
ali ekmekçi

 
Varsayılan

sorunuzun karşılığını bulabileceğinizi düşüncesiyle...T.C.
YA R G 1 TAY
On beşinci Hukuk Dairesi
E. 1995/700
K. 1995/859
T. 20.2.1995

TASARRUFUN İPTALİ
BAĞIŞLAMA GİBİ SAYILMA
NAKDEN TAZMİN

ÖZET: Borçlunun gayrı menkulünü, bilirkişilerce belirlenen değerinin çok altında bir fiyatla üçüncü kişiye satması, üçüncü kişinin de, bir başkasına satarak elden çıkarması durumunda, iyi niyetlilik söz konusu olamayacağından, üçüncü kişi, alacaklı lehine, sattığı tarihteki değer üzerinden nakden tazmine mahkum edilmelidir.
(2004 s. İİK. m. 277, 278/3-2, 283/2)

Mahalli Mahkemesinden verilen hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:

1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere ve. özellikle kanıtların taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2- Taraflar arasındaki uyuşmazlık, İIK.nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. Davacı alacaklı, davalı. borçlunun borcundan dolayı yaptığı takip sırasında, borçlu Ali Rıza'nın, Mukaddem Mahallesi 40 numaralı parsel sayılı taşınmazını davalı M. İrfan'a, O'nun da bu taşınmazı davalı Cemil'e saflığını belirterek, adı geçen bu parsel sayılı taşınmaz hakkındaki yapılan tasarrufların iptalini istemiş, mahkemece davalı M. İrfan ile Cemil'in iyi niyetli oldukları gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.


Mahkemece yaptırılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporunda adı geçen taşınmazın tümünün değeri tasarrufun yapıldığı tarihe göre 36.669.493 lira olduğu saptanmıştır. Adı geçen taşınmazın 1/2 payının 8.1.1991 tarihinde değerine göre pek düşük fiyatla (4.000.000 lira bedelle) davalı M.İrfan'a satıldığı ortadadır. IIK.nun 278/3. maddesinin 2. bendi gereği bu tasarruf bağışlama gibi sayılır ve iptali gerekir. Burada iyiniyet sözkonusu edilemez. Ancak davalı M.İrfan, taşınmazı 14.2.1991 tarihinde diğer davalı Cemil'e satarak elinden çıkardığından, İİK.nun 283/2. madde gereği, taşınmazın bu tarihteki değeri nisbetinde davalı M. İrfan nakten tazmine mahkum edilmesi gerekir. Bu husus gözden uzak tutularak, davalı M. İrfan hakkındaki davanın uygun olmayan gerekçelerle reddi, usul ve yasaya aykırı olup karar bozulmalıdır.

S o n u ç Birinci bentde yazılı nedenlerle davacının diğer temyiz isteklerinin reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün yararına (BOZULMASINA), istek halinde ödediği temyiz peşin harcının temyiz eden davacıya iadesine, 20.2.1995 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
Onbeşinci Hukuk Dairesi
E: 2004/2904
K: 2005/1202
T: 3.3.2005

TASARRUFUN İPTALİ DAVASI
ÖZET: Dava konusu taşınmazın tapuda gösterilen satış değeri ile keşfen saptanan gerçek bedeli arasında fahiş fark olması, yapılan bu tasarrufun İİK.nun 278/2 maddesi gereğince iptal nedenidir.
(2004 s. IİK. m. 277, 278)
Mahalli mahkemesinden verilen hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
Dava, İİK.nun 277 ve devamı maddelerinde tanımlanan tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Yerel mahkemede yapılan yargılama sonucunda davalı Resul hakkındaki davanın reddine, davalılar Ali ve Mürşide arasındaki tasarrufun IİK. 278/3-1 maddesi hükmü uyarınca batıl bir tasarruf olduğundan iptaline, ancak davalı M.Aylin bu taşınmazı satış suretiyle elden çıkardığından İİK. 283/2 maddesi gereğince rayiç değeri olan 35.000.000.000 TL. giderimin davalı M.Aylin'den alınıp davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz olunmuştur.
İstanbul 4. İcra Müdürlüğünün 1999/5231 esas sayılı dosyasında davacı alacaklı P T.A.Ş. tarafından davalı borçlu Ali ile dava dışı A San. Tic. A.Ş. ve U Değirmencilik San.Tic.Ltd.Şti aleyhine yapılan icra takibinde kredi sözleşmesine dayanılarak alacak isteminde bulunulmuştur. Yapılan icra takibi sırasında haciz işlemi uygulanmış, borçlu Ali'nin maliki bulunduğu 186 parsel sayılı taşınmazda yer alan 14 bağımsız bölüm nolu dairenin 8.1.1999 tarihinde 7.000.000.000 TL bedelle üçüncü kişi kızı Mürşide'ye, Mürşide'nin de 10.5.1999 günü aynı bedelle dördüncü kişi Resul'e devrettiği, dairenin satış tarihi itibariyle gerçek bedelinin otuz beş milyar lira olduğu, borçlunun aciz halinin de gerçekleştiği, tasarrufun iptali davası için gerekli dava koşulunun oluştuğu saptanmıştır.
Davalı borçlu Ali ile Mürşide baba kız olup aralarındaki tasarruf IİK. 278/1. maddesi uyarınca iptale tabidir. Dava konusu taşınmazın tapuda gösterilen satış bedeli ile keşfen saptanan gerçek bedeli arasında fahiş fark olup bu husus da llK.nun 278/2 maddesi gereğince iptal nedenidir.
Davalı borçlu Ali dava dışı asıl borçlu A Sanayi Tic. A.Ş.nin büyük hissedarıdır. Davalı dördüncü kişi Resul bu şirketle ticari ilişki içerisindedir. Aralarındaki bağ şirketin 1997-1998 tarihli bilançolarından da anlaşılmaktadır.
Adana Y İlçesi T Köyü hudutlarında bulunan 177-178-522-524 parsel sayılı yerlerin S 1. Bölge C Mah. tapunun 997 parselde kayıtlı taşınmazda yer alan 34 nolu bağımsız bölümün yine E liçesi T Köyü K mevkiinde bulunan 57 parsel üzerindeki P blok 7 nolu konutun borçlu adına kayıtlı iken eşi Ayşe'ye, Ayşe'den davalı dördüncü kişi Resul'a devredildiği tespit edilmiştir. Bu durumda borçlu ile dördüncü kişi Resul arasında hukuki ve fiili organik bir bağın bulunduğu, borçlunun alacaklıyı ızrar kastıyla hareket ettiği tasarrufun da bu amaçla yapıldığı, Resul'un da ızrar kasdını bildiği ve dava konusu taşınmazı bu kapsamda devraldığı, olayda iyi niyetli bulunmadığı belirlenmiş, yapılan tasarrufun llK.nun 280. maddesi uyarınca iptale tabi olduğu saptanmıştır.
Yerel mahkemece açıklanan olgular gözönünde bulundurularak davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli olmamış kararın bozulması uygun görülmüştür.
Sonuç: Yukarıda yazılı nedenlerle kararın davacı yararına (BOZULMASINA), 3.3.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Değerli meslektaşım zarar ziyan olarak bilidirlmesi gereken ipğtal davasına gerek kalmasaydı alacaklının eline geçebilecek değer olmalıdır diye düşünmekteyim...Bu değer de tabiiki iptala konu taşınmazın gerçek değeridir diye düşünüyorum ve tabiiki alacağınızın miktarı sizin zarar ve ziyanınızdır.Zira iptale konu taşınmazın değeri fazla olup alacağınız düşük kalabilir ki maksat bu davada alacağınızın tahsili imkanını sağlamaktır.tersini düşünelim alacağınız yüksek taşınmazın gerçek değeri az olabilir ki bu durumda zarar ve ziyanınız taşınmazın gerçek değeri olmalıdır..