Mesajı Okuyun
Old 26-09-2012, 12:13   #23
Av.M.Cemil DOĞANÖZ

 
Varsayılan

Gerekçeli karar metni aşağıdadır.Saygılarımla

T.C.
TOKAT
İDARE MAHKEMESİ

ESAS NO : 2010/180
KARAR NO: 2011/4

DAVACI : MAHMUT CEMİL DOĞANÖZ
Ali Paşa Mahallesi 28. Sokak İslamoğlu İş Merkezi Kat:1 Merkez/TOKAT
DAVALI : TOKAT BAROSU BAŞKANLIĞI Adliye Sarayı Merkez/TOKAT
VEKİLLERİ : AV.UFUK PETANOĞLU
GOP Bulvarı Bulvar İşhanı Kat:2 Merkez/TOKAT
AV.ERKAN YURTALANOĞLU
GOP Bulvarı Alipaşa Mah. Mithatpaşa Cad. No:9 Kat::1 Merkez/TOKAT
MÜDAHİLLER : 1- TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ (Davalı Yanında)
Vekili:Av. ÖZCAN ÇİNE Av. SERAY ŞENFER MEMİŞ Oğuzlar Mah.Barış Manço Cad. 1366 Sok. No:3 Balgat/ANKARA
2- ANKARA BAROSU BAŞKANLIĞI (Davalı Yanında)
Vekili :Av. ÖZGE KÖKSAL Adliye Sarayı B Blok Kat:5 Sıhhiye/ANKARA
3- SİVAS BAROSU BAŞKANLIĞI (Davalı Yanında) Merkez/SİVAS
DAVANIN ÖZETİ : Tokat Barosu CMK Uygulaması İç Yönergesi'nin "CMK Sicili" başlıklı 10. maddesinin ve Tokat Barosu Yönetim Kurulu'nun 06.11.2009 tarihli kararının, 10. maddenin kabul edilmesine ilişkin kısmının; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu uyarınca zorunlu müdaafilik kurumunun uygulamaya konulduğu, anılan Kanun'da zorunlu müdafilik görevinin avukatlara verileceğinin düzenlendiği, başka bir şartın öngörülmediği, davalı idare tarafından hazırlanan dava konusu yönergenin 10. maddesinde ise zorunlu müdafilik görevlendirmesinin mesleki eğitim alma şartına bağlandığı, davalı idarenin mesleki eğitim verebileceği ancak bu eğitimin zorunlu tutulmasının dayanağının bulunmadığı, Kanun ve yönetmeliklerde bulunmayan bir şartın çıkarılan iç yönerge ile getirilemeyeceği, görevlendirmenin eşitlik anlayışı içinde yapılması gerektiği, görevlendirmede avukat olma şartından başka bir şart aranamayacağı, müdafilik yapmak için gerekli eğitiminin bulunduğu ileri sürülerek iptali istenilmektedir.
SAVUNMANIN ÖZETİ : Davanın süresinde açılmadığı, davacının davayı açmakta ehliyetinin bulunmadığı, dilekçenin reddine karar verilmesi gerektiği, dava konusu yönergenin hukuka ve mevzuata uygun olarak yürürlüğe konulduğu, Avukatlık Kanunu uyarınca baroların eğitim verme yetkisinin bulunduğu, avukatlık mesleğini geliştirmek, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumanın baronun görevi olduğu ileri sürülerek haksız olan davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
MÜDAHİL TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ'NİN SAVUNMASININ ÖZETİ: Avukatların yetkin bir şekilde yetiştirilmesinde baroların önemli görevlerinin bulunduğu, avukatlara verilecek eğitimlerin müdafilik açısından gerekli olduğu ileri sürülerek haksız olan davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
MÜDAHİL ANKARA BAROSU BAŞKANLIĞI'NIN SAVUNMASININ ÖZETİ: Avukatlık mesleğini geliştirmenin baroların görevi olduğu, dava konusu Yönerge hükmünün hukuka uygun olduğu ileri sürülerek haksız olan davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
MÜDAHİL SİVAS BAROSU BAŞKANLIĞI'NIN SAVUNMASININ ÖZETİ: 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince zorunlu müdafii tayin etme yetkisine sahip olan baroların bu yetkinin nasıl kullanılacağını yönerge ile belirlemesinde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek haksız olan davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Tokat İdare Mahkemesi'nce davalı idarenin usule ilişkin itirazları yerinde görülmeyerek işin esasına geçildi. Dava dosyası incelenerek işin gereği görüşüldü:
Dava, Tokat Barosu CMK Uygulaması İç Yönergesi'nin "CMK" sicili başlıklı 10. maddesinin ve Tokat Barosu Yönetim Kurulu'nun 06.11.2009 tarihli kararının 10. maddenin, kabul edilmesine ilişkin kısmının iptali istemiyle açılmıştır.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 150. maddesinde; "Şüpheli veya sanıktan kendisine bir müdafi seçmesi istenir. Şüpheli veya sanık, müdafi seçebilecek durumda olmadığını beyan ederse, istemi halinde bir müdafi görevlendirilir.
(2) Müdafii bulunmayan şüpheli veya sanık; çocuk, kendisini savunamayacak derecede malul veya sağır ve dilsiz ise, istemi aranmaksızın bir müdafi görevlendirilir.
(3) Alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı yapılan soruşturma ve kovuşturmada ikinci fıkra hükmü uygulanır.
(4) Zorunlu müdafilikle ilgili diğer hususlar, Türkiye Barolar Birliğinin görüşü alınarak çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir." hükmü yer almaktadır.
Aynı Kanun'un 156.maddesinde ise; "(1) 150. maddede yazılı olan hâllerde, müdafi;
a) Soruşturma evresinde, ifadeyi alan merciin veya sorguyu yapan hâkimin istemi üzerine,
b) Kovuşturma evresinde, mahkemenin istemi üzerine, Baro tarafından görevlendirilir.
(2) Yukarıda belirtilen hâllerde müdafi soruşturmanın veya kovuşturmanın yapıldığı yer barosunca görevlendirilir.
(3) Şüpheli veya sanığın kendisinin sonradan müdafi seçmesi halinde, baro tarafından görevlendirilen avukatın görevi sona erer." hükmü yer almaktadır.
02.03.2007 tarihli ve 26450 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe konulan Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafi ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 5. maddesinde; "(1) Şüpheli veya sanıktan kendisine bir müdafi seçmesi istenir. Müdafi seçebilecek durumda olmadığını beyan ederse, görevlendirilecek müdafie yapılacak ödemelerin yargılama giderlerinden sayılacağı ve mahkûmiyeti hâlinde kendisinden tahsil edileceği hususu hatırlatılarak talep ettiği takdirde barodan bir müdafi görevlendirmesi istenir.
(2) Şüpheli veya sanık; çocuk, kendisini savunamayacak derecede malûl veya sağır ve dilsiz ise ya da hakkında alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı soruşturma ya da kovuşturma yapılıyorsa istemi aranmaksızın barodan bir müdafi görevlendirmesi istenir. Ancak bunun için şüpheli veya sanığın müdafiinin olmaması şarttır.
(3) İkinci fıkrada sayılan hâllerde kovuşturma aşamasında sanığa iddianamenin tebliği için çıkarılan çağrı kâğıdına ayrıca "tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde müdafii bulunup bulunmadığını bildirmesi, bildirimde bulunmadığı takdirde barodan bir müdafi görevlendirmesinin isteneceği, görevlendirilen müdafie ödenecek ücretin yargılama giderlerinden sayılacağı ve mahkûmiyeti hâlinde kendisinden tahsil edileceği" hususunu hatırlatan meşruhat verilir. Sanığın tutuklu olması hâlinde Ceza Muhakemesi Kanununun 176 ncı Maddesinin üçüncü fıkrası gereğince yapılan işlemler sırasında yukarıda belirtilen meşruhat hatırlatılır. Sanık tarafından bildirimde bulunulmadığı, tebligat yapılamadığı veya tutuklu sanığın müdafii olmadığını bildirmesi hâlinde duruşma günü beklenmeksizin barodan bir müdafi görevlendirmesi istenir.
(4) Vekili bulunmayan mağdur, şikâyetçi veya katılanın talep etmesi hâlinde, barodan bir vekil görevlendirmesi istenir.
(5) Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince mağdur veya suçtan zarar gören için zorunlu olarak vekil görevlendirilmesi gereken hâllerde istemi aranmaksızın barodan bir vekil görevlendirmesi istenir. Ancak bunun için mağdur veya suçtan zarar görenin vekilinin olmaması şarttır.
(6) Müdafi veya vekil görevlendirilmesi; soruşturma evresinde ifadeyi alan merci veya sorguyu yapan hâkim, kovuşturma evresinde ise mahkeme tarafından barodan talep edilir. " hükmü yer almaktadır.
Aynı yönetmeliğin 6. maddesinde; "(1) Soruşturma evresinde görev yapan müdafi veya vekil, engel bulunmadığı takdirde kovuşturma evresinde de öncelikle görevlendirilir.
(2) Soruşturma veya kovuşturma makamlarınca aralarında menfaat çatışması bulunduğu bildirilmediği takdirde birden fazla şüpheli, sanık, mağdur, şikâyetçi, suçtan zarar gören veya katılan için aynı müdafi veya vekil görevlendirilebilir.
(3) Baro tarafından müdafi veya vekil olarak atanan avukat, haklı mazereti hâlinde görevlendirilmesine ilişkin yazıya dayanarak başka bir avukata yetki verebilir.
(4) Müdafi veya vekilin mesleği bırakması ya da kanunî engellerle davadan çekilmesi hâlinde, baro tarafından yeni bir müdafi veya vekil görevlendirilir.
(5) Dosyada görevli müdafi veya vekilin, istinaf veya temyiz kanun yolu muhakemesinde yapılacak duruşmaya katılmayacağını bildirmesi durumunda, zorunlu müdafi veya vekil gerektiren hâllerde görevlendirme, kanun yolu incelemesini yapacak mahkeme tarafından o yer barosundan istenir.
(6) Müdafi veya vekil, soruşturma evresinde ya da duruşmada hazır bulunmaz veya vakitsiz olarak duruşmadan çekilir veya görevini yerine getirmekten kaçınırsa, Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme derhal başka bir müdafi veya vekil görevlendirilmesi için gerekli işlemi yapar." hükmüne yer verilmiştir.
Türkiye Barolar Birliği tarafından çıkarılan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanuna İlişkin Yönetmeliğin 7. maddesinde ise; "Ceza Muhakemesi Kanunu hizmetinin yürütülmesi için müdafii veya vekil tayini, Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince hukuki yardımın yapılacağı ilin bağlı bulunduğu baro tarafından yapılır.
Görev alacak avukatlar, öncelikle Barolar tarafından verilen eğitim programlarına katılan avukatlar arasından seçilir." hükmü yer almaktadır.
Aynı yönetmeliğin 9. maddesinde ise; "Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince sanık ve mağdurlara hukuki yardımın sağlanması, adil bir yargılama yapılmasının altyapısının oluşturulması, müdafilik veya vekillik görevi üstlenecek baro mensuplarının gerekli hukuki donanımına sahip olması amacıyla, barolar tarafından Ceza Muhakemesi Kanunu eğitimi verilebilir. " hükmüne yer verilmiştir.
Tokat Barosu CMK Uygulaması İç Yönergesinin 10.maddesinde; "CMK uygulamasında görev almak isteyen avukatların, "meslek içi eğitim" seminerine katılarak sertifika almaları zorunludur. Meslek içi eğitim seminerine katılıp sertifika almak CMK siciline kayıt olmanın ön koşuludur. CMK meslek içi eğitim seminerine katılarak sertifika alan avukatlar CMK görevlendirme servisi tarafından CMK siciline kayıtları yapılır." kuralına yer verilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden; 06.11.2009 tarihli Tokat Barosu Yönetim Kurulu kararıyla Ceza Muhakemeleri Kanunu Uygulama İç Yönergesinin kabul edildiği, 02.12.2009 tarihli yazıyla mesleki eğitim programı yapılacağı, eğitime katılmayan ve sertifika almayan avukatlara görevlendirme yapılmayacağı hususlarının davacıya bildirildiği, davacının bilgi edinme kanunu çerçevesinde yaptığı başvuru üzerine istediği bilgi ve belgelerin davacıya iletildiği, bunun üzerine Tokat Barosu CMK Uygulaması İç Yönergesi'nin "CMK" sicili başlıklı 10. maddesinin ve Tokat Barosu'nun 06.11.2009 tarihli kararının, 10. maddenin kabul edilmesine ilişkin kısmının iptali istemiyle 17.03.2010 tarihinde bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda anılan mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden; 5271 sayılı Kanun'da ve 5320 sayılı Kanun'da müdafilik kurumu düzenlenmiş olup, hangi hallerde zorunlu müdafinin görevlendirileceği hususu düzenlenmiş, yapılacak bu görevlendirmenin usul ve esasları da genel hatlarıyla belirlenmiş, bu düzenlemeye paralel olarak Adalet Bakanlığı tarafından çıkarılan Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafi ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 5. ve 6. maddelerinde görevlendirmenin hangi şartlarda ve hangi esaslar çerçevesinde yapılacağı düzenlenmiş olup, gerek her iki düzenlemede gerekse dava konusu maddenin yer aldığı yönergenin dayanağını oluşturan diğer düzenlemelerde Ceza Muhakemeleri Kanunu uyarınca zorunlu müdafi olarak görevlendirme yapılabilmesi için, avukatların meslek içi eğitim seminerine katılarak sertifika alması yönünde zorunlu bir koşul öngörülmemiştir.
Öte yandan; Türkiye Barolar Birliği tarafından çıkarılan Yönetmeliğin 9. maddesinde barolara müdafilikle ilgili olarak eğitim verme yetkisi verildiği, 7. maddesinde ise Barolar tarafından verilen eğitim programına katılan avukatların zorunlu müdafilik görevlendirmelerinde bir öncelik hakkı tanındığı görülmekle birlikte, anılan düzenlemelerin söz konusu eğitimi zorunlu kılacak yönde düzenlemeler olmadığı hususu da açıktır.
Bu durumda, gerek 5271 sayılı Kanun'da, 5320 sayılı Kanun'da ve Adalet Bakanlığı tarafından çıkarılan Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafi ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmelikte gerekse de dava konusu maddenin yer aldığı yönergenin dayanağını oluşturan diğer düzenlemelerde Ceza Muhakemeleri Kanunu uyarınca zorunlu müdafi olarak görevlendirme yapılabilmesi için avukatların meslek içi eğitim seminerine katılarak sertifika almasının zorunlu bir koşul olarak öngörülmemesi ve Kanunla tanınmış olan bir hakkın Yönerge ile kısıtlanamayacağı karşısında; dayanağını oluşturan üst hukuk normlarında yer almayan, zorunlu müdafi görevlendirmesi yapılabilmesi için meslek içi eğitim seminerine katılma zorunluluğunu öngören Tokat Barosu CMK Uygulaması İç Yönergesinin 10. maddesinde ve Tokat Barosu Yönetim Kurulu'nun 06.11.2009 tarihli kararının 10. maddenin kabul edilmesine ilişkin kısmında hukuka ve mevzuata uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu Tokat Barosu CMK Uygulaması İç Yönergesinin 10. maddesinin ve Tokat Barosu Yönetim Kurulu'nun 06.11.2009 tarihli kararının, 10. maddenin kabul edilmesine ilişkin kısmının iptaline, aşağıda dökümü yapılan 69,65-TL yargılama giderinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, müdahil Türkiye Barolar Birliği tarafından yapılan 35,90 TL yargılama giderinin müdahil Türkiye Barolar Birliği üzerinde bırakılmasına, müdahil Ankara Barosu Başkanlığı tarafından yapılan 55,90 TL yargılama giderinin müdahil Ankara Barosu Başkanlığı üzerinde bırakılmasına, müdahil Sivas Barosu Başkanlığı tarafından yapılan 48,15 TL yargılama giderinin müdahil Sivas Barosu Başkanlığı üzerinde bırakılmasına, artan posta ücretinin isteği halinde davacıya iadesine, kararın tebliğini izleyen günden itibaren 30 gün içerisinde Danıştay'a temyiz yolu açık olmak üzere 05/01/2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Başkan
NUMAN ŞAHİN
37807

Üye
ÖMER FARUK KALKAN
107227

Üye
GÜNEY AKÇER
107177