Mesajı Okuyun
Old 29-12-2009, 12:11   #3
Derya DEMİR

 
Varsayılan

Benzer Yargıtay kararları da ben sunuyorum.

Benzer bir dava ile karşılaşmıştım 1,5 yıl kadar önce.

Biraz zor oldu esaslı değişikliği ve işçinin işten çıkması için istifaya zorlandığını kanıtlamak Bknz aşağıdaki kararda
karşı oy yazısı
Ama sonuç olarak biz kanıtladık ve yerel mahkeme davayı kabul etti, dosyanın şuanda Yargıtay' da olması gerekir.
İstifa dilekçesinin içeriği oldukça önemli

Kolay gelsin.

T.C.

YARGITAY

9. HUKUK DAİRESİ

E. 2007/14666

K. 2007/28095

T. 25.9.2007

• İŞ SÖZLEŞMESİNİN FESHİ ( İşverenin Çalışma Koşullarında Meydana Gelen Esaslı Değişiklik Sonucu Feshetmesi - Kıdem Tazminatı İsteğinin Kabulü İsabetli Olmakla Birlikte İhbar Tazminatına Hak Kazanmasının Söz Konusu Olmadığı )

• KIDEM VE İHBAR TAZMİNATI ( İşverenin Çalışma Koşullarında Meydana Gelen Esaslı Değişiklik Sonucu İş Sözleşmesini Feshetmesi - Kıdem Tazminatı İsteğinin Kabulü İsabetli Olmakla Birlikte İhbar Tazminatına Hak Kazanmadığı )

• FAZLA ÇALIŞMANIN İSPATI ( Yazılı Bir Delil Bulunmadığı - Davacı Tanıklarının Beyanlarının Soyut Nitelikte Olup Fazla Çalışmanın İspatı Konusunda Yeterli Olmadığı )

• SOYUT NİTELİKLİ BEYANLAR ( Davacı Tanıklarının Beyanlarının Soyut Nitelikte Olup Fazla Çalışmanın İspatı Konusunda Yeterli Olmadığı )

• HAFTA TATİLİNDE ÇALIŞMA ( Yılda Ortalama 15 Hafta Tatilinde Çalışıldığını Belirtilmesine Rağmen Bilirkişi Raporunda Talebi Aşar Şekilde Yılın Tamamı İçin Hafta Tatili Ücretleri Hesaplanarak Hüküm Altına Alınmasının İsabetsiz Olduğu )

• BAYRAM VE GENEL TATİLLERDE YAPILACAK OLAN ÇALIŞMALAR ( Aylık Ücretin İçinde Olduğu Kuralına Yer Verildiğinden Davacının Bu Günlerde Çalışması Sebebiyle Ayrıca Ücrete Hak Kazanmasının Söz Konusu Olmadığı )

• ZAMANAŞIMI DEF’İ ( Davalı Taraf Usulüne Uygun Biçimde İleri Sürdüğünden Davalının Anılan Savunması Üzerinde Durulmadan Karar Verilmesinin Hatalı Olduğu - Kıdem ve İhbar Tazminatı )

4857/m.17, 41, 46

1475/m.14

ÖZET : 1- İşverence aynı durumun devam edeceğine dair açıklamanın ardından, çalışma koşullarında meydana gelen esaslı değişiklik sonucu iş sözleşmesini feshetmiştir. Davacının anılan feshi haklı nedene dayanmaktadır. Böyle olunca davacının kıdem tazminatı isteğinin kabulü isabetli olmakla birlikte, ihbar tazminatına hak kazanması söz konusu olmaz.

2- Fazla çalışmaların ispatı konusunda yazılı bir delil bulunmamaktadır. Davacı tanıklarının beyanları soyut nitelikte olup, fazla çalışmanın ispatı konusunda yeterli değildir.

3- Yılda ortalama 15 hafta tatilinde çalışıldığını belirtilmiştir. Buna rağmen bilirkişi raporunda talebi de aşar şekilde yılın tamamı için hafta tatili ücretleri hesaplanarak hüküm altına alınması isabetsizdir.

4- İş sözleşmesinde bayram ve genel tatillerde yapılacak olan çalışmaların aylık ücretin içinde olduğu kuralına yer verilmiştir. Böyle olunca davacının milli bayram ve genel tatil günlerinde çalışması sebebiyle ayrıca ücrete hak kazanması söz konusu olmaz. Mahkemece anınla ücretin de kabulü hatalı olmuştur.

5- Islah dilekçesini tebliğinden sonra davalı taraf usulüne uygun biçimde zamanaşımı defini ileri sürmüştür. Davalının anılan savunması üzerinde durulmadan karar verilmesi de hatalı olup ayrı bir bozma nedenidir.

DAVA : Taraflar arasındaki, kıdem, ihbar, izin, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hüküm süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 25.09.2007 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına Avukat Y. i geldi. Karşı taraf adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : 1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2- Davacı işçi iş sözleşmesinin işverence haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek ihbar ve kıdem tazminatı isteklerinde bulunmuştur. Mahkemece her iki isteğin de kabulüne karar verilmiştir.

Dosya içindeki bilgi ve belgelerden davacının tır şoförü olarak çalıştığı işyerinde bir trafik kazasına karıştığından bahisle yedek şoför olarak çalıştırılmaya başlandığı ve uzun süre bu şekilde bekletildiği anlaşılmaktadır. Davacı işçi, devam eden bu uygulamaya bağlı olarak yol pirimi alamamış ve durumun düzeltilmesini işverenden talep etmiştir. İşverence aynı durumun devam edeceğine dair açıklamanın ardından, çalışma koşullarında meydana gelen esaslı değişiklik sonucu 30.9.2002 tarihinde dilekçe vererek iş sözleşmesini feshetmiştir. Fesih tarihinde yürürlükte bulunan 1475 sayılı yasanın 16/2- e bendine göre davacının anılan feshi haklı nedene dayanmaktadır. Böyle olunca davacının kıdem tazminatı isteğinin kabulü isabetli olmakla birlikte, ihbar tazminatına hak kazanması söz konusu olmaz. Mahkemece davacının ihbar tazminatı isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde isteğin kabulü hatalı olmuştur.

3- Davacı, fazla çalışma ücreti talep etmiş mahkemece isteğin kabulüne karar verilmiştir. Fazla çalışmaların ispatı konusunda yazılı bir delil bulunmamaktadır. Davacı işçi tanık beyanları ile iddiasını ispata çalışmıştır. Davacı tanıklarının beyanları soyut nitelikte olup, fazla çalışmanın ispatı konusunda yeterli değildir. Aynı işyerinde aynı sıfatla çalışan işçilerin açtıkları emsal nitelikteki davalarda da fazla çalışma talepleri reddedilmiş ve kararlar kesinleşmiştir.

Öte yandan taraflar arasında imzalanan iş sözleşmesinde yılda 90 gün ve 270 saate kadar fazla çalışmaların aylık ücretin içinde olduğu kuralına yer verilmiştir. Dosya içeriğine göre davacının yılda 270 saati aşan fazla çalışmaları kanıtlanabilmiş değildir. Böyle olunca fazla çalışma ücreti isteğinin reddi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi de hatalı olmuştur.

4- Dava dilekçesinde davacının ayda bir ya da iki Pazar günü çalıştığı açıklanmış ve davacı tanığı da beyanında yılda ortalama 15 hafta tatilinde çalışıldığını belirtilmiştir. Buna rağmen bilirkişi raporunda talebi de aşar şekilde yılın tamamı için hafta tatili ücretleri hesaplanarak hüküm altına alınmıştır. Hafta tatili ücretinin her yıl için 15 gün üzerinden hesabı yapılmalı ve indirim hususu da düşünülmek suretiyle bir karar verilmelidir.

5- İş sözleşmesinin 7. maddesinde bayram ve genel tatillerde yapılacak olan çalışmaların aylık ücretin içinde olduğu kuralına yer verilmiştir. Böyle olunca davacının milli bayram ve genel tatil günlerinde çalışması sebebiyle ayrıca ücrete hak kazanması söz konusu olmaz. Mahkemece anınla ücretin de kabulü hatalı olmuştur.

6- Islah dilekçesini tebliğinden sonra davalı taraf usulüne uygun biçimde zamanaşımı defini ileri sürmüştür. Davalının anılan savunması üzerinde durulmadan karar verilmesi de hatalı olup ayrı bir bozma nedenidir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, Davalı yararına takdir edilen 500 YTL.duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 25.09.2007 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY :

Davacı işçi iş sözleşmesinin 30.9.2002 tarihinde işverence haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek, iş sözleşmesinin sonlandığı tarihten yaklaşık 2 yıl sonra ihbar ve kıdem tazminatı istekleriyle bu davayı açmıştır. Davalı işveren davacının belirtilen tarihte istifa ettiğini ileri sürmüş ve davacının imzasını içeren istifa dilekçesini sunmuştur. Mahkemece, istifa savunması yanında davalı işverence sunulan ibranamede ihbar ve kıdem tazminatlarının ödendiğinden söz edilmesinin çelişkili bir durum olduğu gerekçesiyle isteklerin kabulüne karar verilmiştir.

Dosya içinde davacı işçinin imzasını inkar etmediği bir istifa dilekçesi bulunmaktadır. Davacı tanıkları davacının iradesinin fesada uğratıldığı konusunda somut bir açıklamada bulunmamışlardır. Davalı tanıkları ise davacının istifa ettiğini kesin biçimde beyan etmişlerdir. Davacının işyerinden ayrıldıktan 3 gün sonra başka bir işyerinde işe başlamış olması da istifa suretiyle işyerinden ayrıldığını ortaya koymaktadır.

Bundan başka ibranamede de davacının istifa ettiğinden açıkça söz edilmiştir. İbranamenin metin kısmında miktar belirtilmeksizin işçilik alacaklarından söz edilmiş, bu arada ihbar ve kıdem tazminatlarının ödendiği şeklinde bir ibareye yer verilmiştir. Bu çelişki ihbar ve kıdem tazminatları yönünden anılan ibranameyi geçersiz kılsa da, istifa olgusunu ortadan kaldırmamaktadır. Böyle olunca davacı işçinin işyerinde istifa etmek suretiyle ayrıldığı anlaşılmakla ve ihbar ve kıdem tazminatına hak kazanmasına imkan bulunmamaktadır, ihbar ve kıdem tazminat taleplerinin reddi yerine mahkemece yazılı şekildi isteklerin kabulü hatalı olup, kararın bu yönden bozulması gerektiği görüşünde olduğumdan Dairemiz bozma kararının 2 nolu bendine katılamıyorum.


T.C.

YARGITAY

9. HUKUK DAİRESİ

E. 2006/25278

K. 2006/23008

T. 18.9.2006

• İHBAR TAZMİNATI ( Dolayısıyla Davacı İstifa Dilekçesi İmzalarken İradesinin Fesada Uğradığını İspatlayamadığı - Dosyadaki Bilgi ve Belgelerden Özellikle Tanık Beyanlarından İşyerinin Çalışma Koşullarının Değiştiği Bu Nedenle Davacının İstifa Etmek Zorunda Kaldığı )

• KIDEM TAZMİNATI ( Davacı İstifa Dilekçesi İmzalarken İradesinin Fesada Uğradığını İspatlayamadığı - Dosyadaki Bilgi ve Belgelerden Özellikle Tanık Beyanlarından İşyerinin Çalışma Koşullarının Değiştiği Bu Nedenle Davacının İstifa Etmek Zorunda Kaldığı )

• İSTİFA DİLEKÇESİ ( Davacı İmzalarken İradesinin Fesada Uğradığını İspatlayamadığı - Dosyadaki Bilgi ve Belgelerden Özellikle Tanık Beyanlarından İşyerinin Çalışma Koşullarının Değiştiği Bu Nedenle Davacının İstifa Etmek Zorunda Kaldığı )

1475/m.14

4857/m.18

ÖZET : Davacı, ihbar ve kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma parası ile bayram ve hafta tatili gündeliklerinin ödetilmesine, karşı davacı ise ihbar tazminatının tahsiline karar verilmesini istemiştir. Dosya içerisinde elle yazılmış bir istifa dilekçesi ve çıkış isteği başlıklı davacının ad soyadının bulunduğu imzalı bir belge mevcuttur. Davacı söz konusu istifa dilekçesinin uzun baskılar sonucu düzenlenerek durumunda kaldığını belirtmiş imza inkarında bulunmamıştır. Dinlenen davacı tanıkları istifa dilekçesinden ve bunun baskı ile alındığından bahsetmemişlerdir. Dolayısıyla davacı istifa dilekçesi imzalarken iradesinin fesada uğradığını ispatlayamamıştır. Dosyadaki bilgi ve belgelerden özellikle tanık beyanlarından işyerinin çalışma koşullarının değiştiği bu nedenle davacının istifa etmek zorunda kaldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda istifanın haklı bir nedene dayandığının kabulü gerekir.

DAVA : Davacı, ihbar ve kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma parası ile bayram ve hafta tatili gündeliklerinin ödetilmesine, karşı davacı ise ihbar tazminatının tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkeme, asıl davayı kısmen hüküm altına almış, karşı davayı ise reddetmiştir.

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2-Davacı işçi 16.04.2003 tarihinde akdin işverence haksız feshedildiğini iddia ederek ihbar ve kıdem tazminatından bir kısım işçilik haklarının hüküm altına alınmasını istemiştir.

Davalı işveren, davacının yazılı istifa dilekçesi vererek ayrıldığı davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece istifa dilekçesine değinilmeden tüm dosya kapsamı itibarıyla akdin işverence haksız feshedildiği kabul edilerek istekler hüküm altına alınmıştır.

Dosya içerisinde elle yazılmış 15.4.2003 tarihli bir istifa dilekçesi ve "çıkış isteği" başlıklı davacının ad soyadının bulunduğu İmzalı bir belge mevcuttur. Davacı söz konusu istifa dilekçesinin uzun baskılar sonucu düzenlenerek durumunda kaldığını belirtmiş imza inkarında bulunmamıştır. Dinlenen davacı tanıkları istifa dilekçesinden ve bunun baskı ile alındığından bahsetmemişlerdir. Dolayısıyla davacı istifa dilekçesi imzalarken iradesinin fesada uğradığını ispatlayamamıştır.

Ancak "... yeni çalışma şekline uyum sağlayamadığımdan... "istifa ettiğini belirtmiştir.

Dosyadaki bilgi ve belgelerden özellikle tanık beyanlarından işyerinin çalışma koşullarının değiştiği bu nedenle davacının istifa etmek zorunda kaldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda istifanın haklı bir nedene dayandığının kabulü gerekir.
Böyle olunca ihbar tazminatı isteğinin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalıdır. Hükmün bu nedenle bozulması gerekir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 18.09.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.


T.C.

YARGITAY

9. HUKUK DAİRESİ

E. 2005/12379

K. 2005/37355

T. 28.11.2005

• İŞ AKDİNİN FESHİ ( İş Şartlarında Esaslı Değişiklik Nedeniyle İşçi Tarafından - Kıdem Tazminatına Karar Verilmesi Yerinde İse de İhbar Tazminatına Hak Kazanamayacağı )

• İŞ ŞARTLARINDA ESASLI DEĞİŞİKLİK ( İş Akdini Fesheden İşçinin İhbar Tazminatına Hak Kazanamayacağı - Kıdem Tazminatına Karar Verilmesinin Yerinde Olduğu )

• KIDEM TAZMİNATI ( İş Şartlarında Esaslı Değişiklik Nedeniyle İşçi Tarafından İş Akdinin Feshinde Hükmedilmesi Gereği )

1475/m. 13, 14, 16

ÖZET : İş sözleşmesini fesheden davacıdır. Zira davacı, yeni görev yerine gitmeyi kabul etmeyerek, iş ilişkisini sonlandırmıştır. Ancak, davacının yıllardır İstanbul işyerinde çalıştığı dikkate alındığında, Bodrum ilçesindeki işyerinde çalışmasının istenmesi, kendisi açısından iş şartlarında esaslı değişikliktir. İş şartlarında esaslı değişiklik, işçiye 1475 sayılı İş Kanunu'nun 16/11. maddesi uyarınca haklı fesih olanağı verir. Davacının davranışı bu kapsamda değerlendirilmelidir. Davacı bu durumda kıdem tazminatına hak kazanır. Kıdem tazminatına karar verilmesi yerinde ise de, iş sözleşmesini kendisi fesheden işçi ihbar tazminatına hak kazanamayacağından, mahkemece davacı lehine ihbar tazminatına karar verilmesi hatalıdır.

DAVA : Davacı, iş sözleşmesinin haksız feshedildiğini belirterek ihbar ve kıdem tazminatları ile ödenmeyen ücret alacağının tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Mahkemece, davacının kabulüne karar verilmiştir.

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : 1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2- Dosya içeriğine göre, davacı tüm hizmet süresince davalı işverenin İstanbul Bürosunda muhasebeci olarak çalışmıştır. Davalı işveren tarafından büronun Bodrum ilçesi merkezine taşınması kararı verilmiş ve davacı buradaki işyerinde çalışmaya devam etmesi istenmiştir. Davacı bunu kabul etmemiş, davalı işverence bu nedenle iş sözleşmesi feshedilmiştir. Somut olayda, aslında iş sözleşmesini fesheden davacıdır. Zira davacı, yeni görev yerine gitmeyi kabul etmeyerek, iş ilişkisini sonlandırmıştır. Ancak, davacının yıllardır İstanbul işyerinde çalıştığı dikkate alındığında, Bodrum ilçesindeki işyerinde çalışmasının istenmesi, kendisi açısından iş şartlarında esaslı değişikliktir. İş şartlarında esaslı değişiklik, işçiye 1475 sayılı İş Kanunu'nun 16/11. maddesi uyarınca haklı fesih olanağı verir. Davacının davranışı bu kapsamda değerlendirilmelidir. Davacı bu durumda kıdem tazminatına hak kazanır. Kıdem tazminatına karar verilmesi yerinde ise de, iş sözleşmesini kendisi fesheden işçi ihbar tazminatına hak kazanamayacağından, mahkemece davacı lehine ihbar tazminatına karar verilmesi hatalıdır. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 28.11.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.