Mesajı Okuyun
Old 12-02-2007, 17:08   #9
erdal7

 
Varsayılan

Ben de Kıymet Taktiri raporunun , taşınmaz üzerindeki hissedarlara tebliğinin gerekmediği kanaatindeyim.

1-Bugüne kadar kıymet takdirinin hissedarlara tebliğ ettirilmediğinden bahisle ihalenin fesh edildiğine dair kararın olmaması mantıklıdır. Çünkü , hissedarların bu yönde açacakları ihalenin feshinde hukuki menfaatleri yoktur. Hissedarların borçlu dan akceli bir alacakları bulunmadığı gibi Müşterek mülkiyet için cebri icra sonucunda satılan gayrimenkullerde şufa hakkı da kullanılamaz. İhale fesh edildiğinde ellerine geçecek hiç bir şey olmayan insanların ihalenin feshinede hukuki menfaat sahibi olmaları da mümkün değildir.

2- Diğer yandan , bu şahıslara kıymet taktiri raporunun tebliğ edilmesi de hukuki bir sakınca yaratmaz. Dosya şeklen tamam gözükür.

3- Bir husus da kıymet taktirine süresinde itiraz etmemiş bulunan borçluların dahi daha sonra kıymet taktirindeki kıymetin azlığından bahisle sırf bu sebebe dayanarak ihalenin feshi davası açamazlar. Bir hissedarın kıymet taktirine itiraz etmesi niye aklına gelsin. G.Menkulün kıymetinin x YTL yada 10x YTl olması durumunda hissedarın ne gibi bir menfaati olabilir ki.

4- Soruyu biraz açalım. Diyelim ki, gayrimenkul üzerine alacaklının koyduğu hacizden sonra borçlu , üçüncü bir şahsa satış vaadinde bulunmuş. Satış vaadi alacaklısı da hacizli gayrimenkulün tapu kaydına satış vaadini şerh ettirmiş. İşte bu halde kanatimce kıymet taktirinin İİk 128/2 lafsına rağmen satış vaadi alacaklısına tebliğ edilmesi uygun olur. Çünkü. satış vaadi alacaklısı borçluya karşı cebri tescil davası açmış olabilir ve satıştan sonra para artar ise borçlunun yerine geçerek o para üzerinde hak sahibi ve hukuki menfaati olabilir. Hatta İİK 132 maddeye göre satış vaadi gözetilmeksizin gayrimenkul satışa çıkartılmış olsa bile hukuki menfaati olabilir düşüncesindeyim.

Saygılarımı sunarım. Av.Erdal