Mesajı Okuyun
Old 04-07-2008, 14:18   #1
Mehmet Haluk

 
Varsayılan tüzel kişilik perdesi

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin E:2005/8774, K:2006/5232 kararıyla “...tüzel kişilik perdesinin kaldırılarak davalıların sorumlu tutulmasında bir isabetsizlik bulunmamasına” diyerek yerel mahkeme kararını onayladığını belirten Bahtiyar, olayı daha açık anlatmak için yerel mahkemeye konu olan olayı şöyle anlattı:
hUKUK

“İki şirket var: Ege A.Ş. ve Ege Limited. Bu iki şirket de bir kişiye borçlanmışlar, karşılığında fatura düzenlenmiş. İki şirketin ortakları aynı kişilerden oluşuyor, üstelik şirketin yöneticileri ve temsilcileri dahi aynı kişiler. Faturaların bir kısmı anonim şirkete, bir kısmı limitet şirkete kesilmiş. Somut olayda limitet şirketin mali durumu oldukça kötü, Ege A.Ş.’nin mali durumu ise oldukça iyi.

Limited şirket alacaklısı “mademki her iki şirketin ortakları, yöneticileri, temsilcileri de aynı, bu durumda alacağımı A.Ş.’den isterim” demiş ve Ege A.Ş.’ye başvurmuş. Ege A.Ş.: “limitet şirketin faturalarından ben sorumlu değilim, ben kendi faturalarımdan sorumluyum, kaldı ki ben bu borçları da başkasına naklettim, bu borçlardan da sorumlu değilim, ben ayrı bir tüzel kişiyim, limitet şirketin borçları beni ilgilendirmez” demiş. Ve olay yargıya intikal etmiş.

Ege A.Ş.’nin avukatı “... Biz her ne kadar aynı kişilerden oluşan iki şirket isek de iki ayrı tüzel kişiyiz. Ege Limitet Şirketi’nin borcu bizi ilgilendirmez” biçiminde bir savunma yapmış.

İzmir 4. asliye ticaret mahkemesi ise konuya ilişkin kaynakları incelemiş ve bilirkişi raporuna dayanarak çok örnek bir karar vermiş. Tüzel kişilik perdesi aralanması teorisini kabul edip anonim şirket ve ortaklarının limitet şirket borçlarından sorumlu olması gerektiğine karar vermiş. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi de bu kararı onarken, tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisini de kabul etmiş oluyor.”