Mesajı Okuyun
Old 11-04-2012, 11:27   #6
osmaneler

 
Varsayılan

Markadan doğan hakkın tüketilmesi, uyuşmazlık konusu malın marka sahibi tarafından üretilerek piyasaya sunulması ile başlar. Düzenlemenin amacı şudur; marka sahibi olarak ürünü üreterek piyasaya sunduktan sonra size ait orijinal ürünü 3. kişilerin ticarileştirmesine engel olamazsınız. Çünkü marka da ürün de size aittir. Bu olayda karşı taraf müvekkilinizden daha önce satın aldığı ürünleri satmış ve bitirmiş gibi görünüyor. Bu aşamadan sonra marka altında sattığı ürün müvekkiliniz tarafından değil, bizzat karşı tarafça üretilmişse müvekkilinizin markadan doğan hakkının tüketilmesi söz konusu olmaz. Bu hususta karşı tarafa verilmiş bir izin de olmadığına göre bu eylem açık bir marka ihlalidir.
Tazminat hesabı 66. maddeye göre yapacağınız seçim doğrultusunda müvekkilinizin (satış kaybı ya da zarara bağlı olarak) ya da karşı tarafın (elde edilen kâra bağlı olarak) defterlerine göre yapılabilir. Her iki halde de müvekkilinizin kazanç kaybının ya da karşı tarafın kârının marka ihlali nedeni ile gerçekleşen kısmını talep edebilirsiniz. Emsal lisans bedeli gösterebilirseniz bunlara gerek kalmaz ve işiniz kolaylaşır. Elinizde emsal sözleşme yoksa mahkeme kanalı ile İTO'dan ya da mahkemenin bulunduğu yerdeki ticaret odasından emsal bedel isteyebilirsiniz.
İtibar tazminatı ise bunlara ek olarak talep edilir. Tazminat hesabı için heyete sektörden bir bilirkişi dahil ettirirseniz iş biraz kolaylaşabilir, ancak miktar hesaplama yöntemi konusunda önceden ölçü vermek oldukça güç.
Husumet konusunda benzer bir davaya şahit olmadım, ancak bence ticari faaliyeti kimin yürüttüğüne bakmak gerekir. Eğer sitede şirketin irtibat bilgileri varsa şirketin bu yayını inkar etmesi hayatın olağan akışına uygun olmaz. En sağlam yol ise şirkete ait bir işyerinde delil tespit işlemi yapmaktır.
Gerçek kişi müstakil olarak (yönetim kurulu üyeliği, hizmet ilişkisi vb. dışında) kendi nam ve hesabına faaliyet göstermiyorsa davaya taraf olması bence doğru değil.