Mesajı Okuyun
Old 26-09-2018, 12:56   #4
av__emrah

 
Varsayılan

T.C YARGITAY
12.Hukuk Dairesi
Esas: 2017/ 3714
Karar: 2018 / 6153
Karar Tarihi: 18.06.2018



Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

Alacaklı tarafından başlatılan ilamlı takipte, borçlu vekilinin, icra mahkemesine yaptığı başvurusunda, ...'sındaki hesaplarına haciz tatbik edildiğini, ...’nin menkul ve gayrimenkulleri ile hak ve alacaklarının kamuya tahsisli ve Devlet malı niteliğinde olduğunu, ayrıca haczin 5393 sayılı Kanunun 15/son maddesi gereği de kaldırılması gerektiğini ileri sürerek haciz işleminin iptalini talep ettiği, mahkemece, bilirkişi raporu esas alınarak şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.

Şikayetçi ..., 2560 Sayılı Kanun gereğince ... ... Belediyesi'nin idari yapılandırılmasında yer aldığından, hakkında yukarıda belirtilen 5393 Sayılı Belediye Kanunu'nun uygulanması zorunludur.

5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 15. maddesinde; "Belediyenin proje karşılığı borçlanma yoluyla elde ettiği gelirleri, şartlı bağışlar ve kamu hizmetlerinde fiilen kullanılan malları ile belediye tarafından tahsil edilen vergi, resim ve harç gelirleri haczedilemez" düzenlemesine yer verilmiştir.

Ayrıca 5779 sayılı ... ve ... Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanun'un 7. maddesinde; bu Kanunda, belediyelere, genel bütçe vergi gelirleri tahsilatından ayrılacak paylar ile diğer kanunlarda verilmesi öngörülen payların vergi hükmünde olduğu düzenlenmiştir.

İcra ve İflas Kanunu ve takip hukuku ilkelerine göre, asıl olan alacaklının alacağına kavuşmasını sağlamak olduğundan, kural olarak borçluların tüm mallarının haczi mümkündür. Bir malın haczedilememesi için yasal düzenlemenin bulunması zorunludur. Haczedilmezlik istisnai bir durum olduğundan, bu yöndeki düzenlemelerin de dar yorumlanması gerekir.

Somut olayda, mahkemece yargılama sırasında aldırılan ve hükme esas alınan 13.05.2016 tarihli bilirkişi raporunda; hesapta toplanan paraların yasa gereği kendiliğinden haczi kabil olmayan gelirlerden oluştuğunun tespit edildiği görülmüştür.

O halde, mahkemece, şikayetin kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.


SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.06.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.