Sevgili Meslektaşlarım,
Acilen fikirlerinize ihtiyaç duyduğum bir konu var. Şimdiden ilginiz için şükranlarımı sunarım.
OLAY :

1800 lü yıllarda gerek Osmanlı ve gerek Türkiye Cumhuriyeti Tapu kayıtlarında geçen bir taşınmaz var. Bu taşınmazın iki maliki görünüyor. Taşınmazın yarısı Topaloğlu Mustafa, yarısı ise Topaloğlu Hasan adına kayıtlı.

1- Taşınmazın kayıtları bu haliyle 1950 li yıllardaki kadastro çalışmalarına kadar devam ediyor. Tespitler esnasında yine aynı taşınmazın yarısı Topaloğlu Mustafa adına işlem görürken, kalan yarısının maliki olarak Hasan'ın lakabı olan Topaloğlu kullanılmıyor ve baba adı kullanılmak suretiyle Mehmet oğlu Hasan yazılıyor.
2- Bu kadastro işlemleri sırasında kişiye ait 3 parça taşınmaz var ise, bazılarının malik hanesine lakabı, (topaloğlu Mustafa), bazıları baba adı (Ali oğlu Mustafa (topaloğlu mustafa ile aynı kişi) bazıları da hem lakap hem baba adları ile işlem görür.(Topaloğlu mustafa Bin Ali) Topaloğlu Mustafaya ait taşınmazların bu biçimde tespit gördüğünü ispatlayabiliyoruz.
3- Topaloğlu Hasan ile Topaloğlu Mustafanın akraba oldukları lakaplarından belli. Ama baba adlarına bakıldığında mustafanın baba adı Ali, hasanın baba adı ise mehmet. Büyük ihtimalle aynı sülaleden bu isimler. Belki de amca çocukları. Mehmet oğlu Hasan(topaloğlu Hasan) a ait başka bir bilgimiz ve tanıyanımız yok. Aynı köyde de bilen yok.
4- bu taşınmazın yarısı topaloğlu mustafaya yarısı topaloğlu hasana ait olmasına rağmen müvekkilimiz ve ailesi burayı 100 yılı aşkın bir süredir nizasız ve fasılasız kullanıyor. Halen bizim tasarrufumuzda. Topaloğlu hasan da topaloğlu mehmet de 1930 yılından önce ölmüşler.
5- Kadastro çalışmalarından sonra biz Topaloğlu Mustafayla aramızda verese ilişkisi kurup bu taşınmazın mustafaya ait kısmını kendi adımıza intikal ettiriyoruz. Ama geri kalan yarısı mehmet oğlu hasan (eski kayıtlara göre topaloğlu hasan) adına kayıtlı.
6- Kayıtlar 2002 yılına kadar böyle geliyor. Dava açacağımız kişiler de aynı yörede yaşayan birbirlerini tanıyan insanlar. Burası bir ilçe. Bu kişilerin de nüfus kayıtlarında Mehmet oğlu Hasan isminde bir murisleri var. (BURASI ÇOK ÖNEMLİ)
7- Ancak bu Mehmet oğlu Hasan 1930 yılından önce ölmüş olmasına rağmen her nasılsa soy ismi almış olarak nüfusa kaydedilmiş. Kayıt şöyle; Mehmet oğlu Hasan Uyanık. Nüfus idaresi bu adam soyadı kanunundan önce öldüğüne göre bunun soyadı olamaz, bu adamın adı Mehmet oğlu hasan uyanık değil, mehmet oğlu hasandır biçiminde bir düzeltme yapmış.
8- OLDU MU ŞİMDİ ORTADA İKİ TANE MEHMET OĞLU HASAN?
9- Bu kişiler sonrasında mehmet oğlu hasanın varisleri sıfatıyla veraset ilamı çakırtır ve bununla tapuya müracaat ederek hiçbir mahkeme kararı olmaksızın öncesinde bizim Topaloğlu Hasan, kadastro sırasında ise Mehmet oğlu Hasan olarak kaydedilen ama müvekkillerimizin 100 yılı aşkındır kullandığı bu yeri kendi adlarına intikal ettirirler. Durduk yere bir ortak çıkar müvekkillere.
10- Adlarına intikal yaptırdıktan sonra hemen ve peşpeşe satışlar başlar. Tapuda satış gösterilip 3-4 el değiştirir bu taşınmaz. Satın alanlar da aynı yörenin insanı olup, burayı 100 yılı aşkındır bizim kulandığımızı bilen kişiler.
Özetle, bizim mehmet oğlu hasan(topaloğlu hasan) ile isim benzerliğinden dolayı bu yer bizimdir diye tapuda kendi adlarına intikal yaptırıp peşpeşe satılır buralar. İntikal ettirenler de satanlar da bu güne kadar bizim müdahalemize ve tasarrufumuza bir ses çıkarmış değiller bu güne kadar.

SORULARIM ŞUNLAR :

1- Biz şimdi bu durumda ne yapabiliriz. Tapu iptali ve Tescil davası açsak, Mehmet oğlu hasanın aslında topaloğlu hasan olduğunu, bu kişinin ise karşı tarafın murisi olan mehmet oğlu hasan ile aynı kişi olmadıklarını bu anlattığım gerekçelerle ispat edebiliyoruz. (mahkeme ne der bilemiyorum tabii ki) Ancak bu topaloğlu hasanın yani mehmet oğlu hasanın bizim murisimiz olduğunu da ispatlayamıyoruz. Bizim murisimiz Topaloğlu Mustafa, yani ali oğlu mustafa. Müvekkiller şu aşamada hazırlıklarını ve araştırmalarını yapıyorlar. (Bu topaloğlu hasanın da büyük ihtimalle murislerimizden biri olabileceğini söylüyorlar. Amca çocukları vb. olabilirlermiş.) O zaman davada taraf sıfatımız kalmayacak diye düşünüyoruz.
2- Kazandırıcı zamanaşımı ile iktisap yolunu seçsek malikin kim olduğu anlaşılamayan hükmüne dayanabilir miyiz? 4722 sayılı yasanın 20. maddesi ve 4721 sayılı kanunun 713/2 fıkrasındaki ölmüş kişi ibaresinin yürürlüğünün Anayasa Mahkemesince durdurulduğunu düşündüğümüzde hangi yoldan gidebileceğimize dair çözüm önerilerinizi bekliyor, şimdiden teşekkürlerimizi sunuyorum.