Mesajı Okuyun
Old 18-09-2009, 18:29   #43
avukat152

 
Varsayılan

Daha önce yazdıklarımı okuyunca şaşırdım açıkçası. Ne kadar karamsar, umutsuz ve endişeliydim ilk mesajımı yazdığımda. Staj biter bitmez büro açmalı mıyım diye sormuşum. Açtım arkadaşlar. Yaklaşık 20 aydır kendi bürom var... İyi ki açmışım, o kadar kararsızdım ki.. Başka birinin yanında çalıştığımda işin ne kadarını öğrenebilirim diye düşünüyordum. Bize layık görülen ücretle çalışmak ne kadar doğru olur bilemiyordum ve bir cesaretle büro açtım. Belki stajdan sonra avukatlık yapsaydım, o kadar cesur olamazdım. Biraz cahil cesareti oldu belki. Ama tekrar söylüyorum iyi ki büro açmışım. Çünkü, bir avukatın yanında çalışan bir avukat olmak bence mesleğin ruhuna aykırı. Avukatlık serbest yapılırsa zevkli olur ancak. Diğer hali işin hamallık kısmı... “Oraya git buraya gel, o dosyadan şunu al, şu duruşmada şunu de” gibi uzaktan kumandayla avukatlık öğrenilmez. Bu mesleğin en önemli kısmı müvekkili idare edebilmektir ki bunu başka avukatın yanında çalışan avukat arkadaşlarımızın %90’ı öğrenemiyordur. Müvekkille ben görüştüm dese de, müvekkil işi düştüğünde aklına birşey takıldığında diğer avukatı arıyordur, o yüzden işin bu kısmı hiçbir zaman öğrenilmez. Avukatlık o işin sorumluluğunu tamamen almak, iyice tartıp hangi yolu seçeğine karar verebilmek demektir. Bunlar olmadan sadece uygulayıcı avukat olmak bence pek bişey ifade etmez. O yüzden avukatlık kesinlikle serbest icra edilmelidir.
Gelelim işin güzelliklerine ve zorluklarına... Her meslekte olduğu gibi bu mesleğin de çok zor yanları var. Hiçbir şey güllük gülistanlık değil. Evet adliyede memurlarla, hatta hakimlerle uğraşmak zor. Evet ömrümüz adliyede beklemekle geçiyor doğru. Ama serbest bir meslek arkadaşlar avukatlık. Eğer erteleyemeyeceğiniz bir iş, duruşma vs. yoksa mesai saatleri içerisinde istediğinizi yapabilir, arkadaşınızı ziyaret edebilir, kahve içmeye gidebilir, gezebilirsiniz. Bu belki sizi akşam evde dilekçe yazmak ya da cumartesi günü müvekkille görüşmek zorunda bırakabilir ama güzel olan yanı bir çok şeyin sizin insiyatifinizde olmasıdır. Bence bu, mesleğin en güzel yanlarından biri...
İşin maddi boyutuna gelince, başka meslektaşlarımızın yanında çalışan avukat arkadaşlarımızın aldığı düşük ücretleri hepimiz biliyoruz. Malesef o konuda tatmin olunabileceğini söyleyemem. Ama serbest çalışan bir çok avukatın belli bir süreden sonra, belli bir hayat standartının üzerinde olduğunu söyleyebiliriz. Bu meslek işini takip eden, doğru düzgün yapan herkese para kazandırmakta. İşi sevmek, sahiplenmek en önemli koşul. Gerisi yavaş yavaş geliyor arkadaşlar. Ben büroyu ilk açtığım zamanlarda, boş oturmaktan, gelen müvekkillere nasıl cevap vereceğimi bilmemekten müzdariptim. Ama inanın hepsi zamanla oturuyor, sadece azim ve sabır gerekli. Zaten yeni bir avukat için 1-2 yıl bence çok da uzun bir süre değil.

Benim tavsiyem, hukuk fakültesine girebilme şansını elde eden herkesin “eğer avukatlık yapmayı seviyor ve gerçekten istiyorsa” vazgeçmemesidir. Ülkemizde geçerliliğini kaybetmeyecek ender mesleklerdendir ve hak edene karşılığı fazlasıyla gelir. Devlete ve tayin sistemine bağlı hakimlikten çok daha özgür, keyifli ve başta sosyal olmayı gerektiren sonrasında da insanı zorla sosyal yapan bir meslektir... Ben çok keyif alıyorum ve kesinlikle tavsiye ediyorum. Yeter ki severek ve isteyerek yapın ve sızlanmayın...