Mesajı Okuyun
Old 25-04-2009, 15:56   #108
Av. B. Zekeriya BENGİER

 
Varsayılan

Duruşmalarda cübbe giymek gereklimidir? Hâkimler, Savcılar ve Avukatların duruşmalarda cübbe giymesi yasal zorunluluktur.
Duruşmalarda cübbe giyilmelimidir? Hâkimler, Savcılar ve Avukatlar duruşmalarda cübbelerini giymelidirler.
Eğer cübbe meselesine tek avukatlar bazında bakılırsa hata edilecektir. Hâkimler, Savcılar ve Avukatlar duruşmalarda cübbelerini giymelidirler. Bu yasal zorunluluktur. Şahsi görüşüme göre de giyilmesi gereklidir.
Cübbesini özenle katlayanlar ve temiz cübbe ile duruşmalara girmeye özen gösterenlerdenim. Bunun öncelikle mesleğime ve kendime olan saygım ile ilgili olduğunu düşünüyorum. Çünkü insiyaki bir hareketle yapıyorum. Cübbesinin kolu sökülmüş, yakası kirli, hatta yakasının sertliği gitmiş, kırış kırış cübbelerle adliye koridorlarını arşınlayan, hele sokakta paltolarının, mantolarının içine cübbelerini giyip dolaşan meslektaşlarımıza karşı sempati ile yaklaştığım söylenemez. Duruşmalarda cübbesini omuzlarından düşürmüş, yakasını geriye katlamış, rengi sormuş, hukuk hâkimi iken ceza hâkimi cübbesi ile duruşmaya çıkmış, asliye ceza hâkimi olduğu halde ağır ceza mahkemesi cübbesi ile duruşmaya çıkan, hatta savcı cübbesi ile duruşmaya çıkan, nöbetçi olduğu zamanlarda cübbesiz olarak duruşmaya çıkan Hâkimlere de, cübbesinin yakasını geriye katlayan, kordonu kopmuş, ceza hâkimi cübbesi ile duruşmaya çıkan Savcılara da aynı şekilde sempati ile yaklaşmıyorum. Hatta makamın gereği cübbe giymeyenleri ayıplıyorum.
Cübbe, Hâkim, Savcı ve Avukatlar için giyilmesi yasal olarak da zorunlu olan bir giysidir. Temsil ettiği bir anlam vardır.
Hâkim ve Savcılar duruşma salonlarında cübbelerini muhafaza etmekteler ve duruşma salonuna girdiklerinde cübbelerini üstlerine giymektedirler. Avukatlar acele ile duruşma salonuna girerken cübbelerini apar topar giyerlerken ters ters bakıp “burası gardırop mu?” diye bakanlar hatta “Avukat bey veya hanım lütfen cübbenizi dışarıda giyin uyarısı yapan hâkimler bulunmakta. Bu çelişkidir. Eğer duruşma salonuna cübbe ile girilmesi gerekiyorsa bu herkes için uyulması gereken kuraldır. Duruşma salonu sadece Hâkim ve Savcıların gardırobu değildir. Hâkim ve Savcılar sabit bir yerleri olduğu için ve her duruşma salonunda mutlaka kendilerine cübbe bulabilirler.
Şehirlerarası yolculuklarda ince bir kumaştan yapılmış ikinci bir cübbem bulunmakta.
Baro genel kurullarında incelediğimiz bilançolarda cübbe kalemi mevcuttur. Bayağı da bir yekûn tutmaktadır. Ancak; her ne hikmetse baro vestiyerlerinde bir türlü tertemiz cübbe görmek mümkün olmamaktadır. Barolar meslek onurunu korumakla da yükümlüdürler. Barolara ödediğimiz aidatlar ile bizlere acil durumlarda cübbe temini de görevleri arasında, hatta kiralama hizmeti veren barolar da bulunmakta.
Olayı açıklayan Sayın Kavilli’nin anlatımından yola çıkarak değerlendirmeye katılmak istiyorum.
Duruşmanın kalabalık olması ve çok sayıda avukat bulunması nedeniyle bir meslektaşımız cübbesiz salona girmek zorunda kalmış. Bu zorunluluk nedeniyle olası bir durumdur hatta mücbir sebep bile sayılabilir. Burada duruşma başkanının gereksiz fevri bir davranış sergilediğini düşünüyorum.
Duruşmaya cübbesiz çıkan bir savcının duruşma tutanağında hazır gösterilmesine tepki olarak “savcılık makamı teşkil etmemiştir” diyerek itiraz etmiştim. Hâkim, Savcı’yı işaret ederek “Savcı Bey makamında” dedi. Ben “Savcılık makamında cübbesiz biri var kendisini tanımıyorum” dedim. Savcı alı al, moru mor, ses çıkartmadan oturuyordu. Ben, Hâkimi zorlayarak “lütfen beyanımı zapta geçirin” dedim. Savcı izin isteyip odasına gitti ve kısa bir süre içinde elinde cübbe ile geldi, duruşma salonunda cübbeyi giyerken “Savcı bey, cübbenizi dışarıda giyin burada duruşma için sizi bekliyoruz ve siz cübbenizi duruşma salonunda giyerek saygısızlık yapıyorsunuz” dedim ve Hâkime dönerek “ben salonda cübbemi giysem beni uyarırsınız, ama sizler bunu kendinize hak olarak görüyorsunuz” dedim. Duruşma salonun da ses yok. Ne garip bir tesadüf ki aynı oturumda duruşma salonunda müşteki ile sanık arasında tartışma çıktı, bir patırtı bir bağırma düzen allak bullak, sesi duyan başka bir hâkim (sonradan öğrendim duruşma hâkimi olan hâkime hanımın eşiymiş) sırtında cübbe ile duruşma salonuna girdi ve elleri cebinde sağa sola bağırıyor. Hâkime hanım duruşma salonuna hâkimiyeti kaybetti. Sesim gürdür birazda yüksek ton da önce kavga edenlere sert bir şekilde uyarıda bulundum. Sesimi duyanlar sustular, sonra “ne oluyor burada taraflar tartışırken Mahkeme Makamı sessiz duruyor, mübaşir kenarda duruyor, savcı cübbesiz çıkıp sonra salonda giyiniyor, ortada başka bir hâkim elleri cebinde, mahkeme makamını hiçe sayarak sağa sola bağırıyor, Sayın Hâkim ya duruşma sükûnetini sağlayın ya da duruşmaya ara verin ve bu rezalete bir son verin” dedim.
Anlatmak istediğim şu ki, böyle cübbesizlik vaka’ları olmakta. Meslektaşımızın cübbesiz olmasını sert olarak uyaranı fevri olarak değerlendirmeme rağmen, benim cübbesiz savcıyı sert uyarmamı yadırgamış olabilirsiniz. Yazımı bir bütün olarak yorumlamanızı rica ediyorum. Meslektaşımız yeterli cübbe olmaması ve yanında cübbesini getirememiş olmasından dolayı mücbir bir sebepten dolayı cübbesizken, kendi cübbe temin etmesi hiç de zor olmayan bir savcının cübbesiz çıkması arasındaki farkı tekrar dikkatinize sunmak isterim.
Kurallar herkesi bağlar. Ancak, bir kuralın uygulanması için bütün taraflar ellerinden gelen gayreti sonuna kadar kullanmaları ve tüm bu koşullar gerçekleşmesine rağmen koşul sağlanamıyorsa buna mücbir sebep hükümleri uygulanır.

Olayı tüm boyutları ile bilmeden yazı yazan bir köşe yazarının yazdığı haberdeki eksiği ve bu konuda atılmış manşetleri de kınadığımı belirtmek istiyorum.