Mesajı Okuyun
Old 16-04-2008, 16:19   #2
Aybüke Kağan

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
11.Hukuk Dairesi
Esas: 2005/13637
Karar: 2006/3081
Karar Tarihi: 23.03.2006
ÖZET: Somut olayda, borçlu vekili tarafından verilen itiraz dilekçesi üzerine mahkemece taraflara davetiye gönderilmeden, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu karar verilmiş olmasına göre de duruşma açılması yönündeki yasal zorunluluğa uyulmadan itirazın dosya üzerinden sonuçlandırılması ve yapılan itirazın çözümünde yanlış yasa maddesi uygulanmak suretiyle görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiş olup, kararın bozulması gerekmiştir.

(2004 S. K m. 257, 265)
Dava: Taraflar aras
ında görülen davada İzmir Altıncı Sulh Hukuk Mahkemesi'nce verilen 18.04.2005 tarih ve 2005/212-2005/205 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi itiraz eden borçlu vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Karar: Muteriz vekili, takibe dayanak yapılan çekin keşide yerinin Eskişehir olduğu gibi, müvekkilinin ikametgahının da Eskişehir'de bulunmasına rağmen, karşı tarafça yetkisiz mahkemeye yapılan ihtiyati haciz talebinin kabul edildiğini, oysa ki söz konusu çeke dayanarak ihtiyati haciz kararı vermeye yetkili mahkemenin Eskişehir Mahkemeleri olduğunu, bu nedenle verilen ihtiyati haciz kararına yasal sürede yetki yönünden itirazda bulunduklarını belirterek verilen ihtiyati haciz kararının tüm sonuçlarıyla kaldırılmasını talep etmiştir.
Mahkemece, İİK' nın 266. maddesi uyarınca takibe başlandıktan sonra itirazı incelemek ve kaldırmakla görevli mahkemenin İcra Mahkemeleri olduğu gerekçesiyle dilekçenin reddine, karar kesinleştiğinde ve istek halinde dosyanın görevli İzmir Nöbetçi İcra Mahkemesine gönderilmesine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu karar verilmiştir.
Kararı, Muteriz vekili temyiz etmiştir.
1- İstem, ihtiyati hacze itiraza ilişkindir. Borçlu, aleyhine verilen ihtiyati haciz kararına karşı İİK' nın 265. maddesinde belirtilen sebeplere dayalı olarak itirazda bulunmuştur. İhtiyati haciz kararlarına karşı anılan madde uyarınca yapılacak itirazları inceleme görevi, icra takibine geçilmiş olsa bile, ihtiyati haciz kararını veren mahkemeye ait bulunmaktadır. İcra Mahkemeleri, İİK' nın 265. maddesi uyarınca yapılacak itirazları incelemeye görevli değildir. İhtiyati hacze itirazı incelemeye bu kararı veren mahkemenin görevli bulunduğuna ilişkin kuralın tek istisnası, ihtiyati hacze konu alacak hakkında dava açılması halidir. Bu durumda ihtiyati hacze itiraz, uyuşmazlığın görüldüğü mahkemece incelenecek olup, somut olayda henüz ihtiyati haciz kararına konu alacak hakkında taraflar arasında görülen bir davanın varlığı da ileri sürülmediğinden, mahkemenin borçlunun ihtiyati haciz kararına yetki yönünden yaptığı itirazı inceleyerek sonucuna göre bir karar vermesi gerekirken, somut olayda uygulanma yeri olmayan teminat karşılığı ihtiyati haczin kaldırılmasına ilişkin İİK' nın 266. maddesine dayalı olarak yazılı şekilde icra mahkemesinin görevli olduğuna karar vermesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle itiraz eden borçlu yararına bozulması gerekmiştir.
2- Öte yandan, ihtiyati haciz kararına karşı yapılan itirazın incelenmesi usulü İİK' nın 265. maddesinde düzenlenmiş olup, anılan maddenin 4. fıkrasında, mahkemenin itiraz üzerine iki tarafı davet edip gelenleri dinledikten sonra, itirazı varit görürse kararını değiştirip veya kaldırabileceği, iki taraf da gelmezse, evrak üzerinde inceleme yaparak karar verebileceği belirtilmiş olmasına göre, itirazın duruşma açılarak incelenmesi yasa tarafından zorunlu bir usul olarak kabul edilmiştir. Somut olayda, borçlu vekili tarafından verilen 14.04.2005 tarihli itiraz dilekçesi üzerine mahkemece taraflara davetiye gönderilmeden, duruşma açılmadan 18.04.2005 tarihinde dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu karar verilmiş olmasına göre de duruşma açılması yönündeki yasal zorunluluğa uyulmadan itirazın dosya üzerinden sonuçlandırılması ve açıklanan şekilde yapılan itirazın çözümünde yanlış yasa maddesi uygulanmak suretiyle görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiş olup, kararın bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Yukarıda 1 ve 2 numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle itiraz eden borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın borçlu yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 23.03.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)