Mesajı Okuyun
Old 27-05-2007, 23:06   #9
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Bir kısım zorluklar fiilen , bir kısım zorluklar öğretiyle geliyor.

Fiili zorlukları, her durum ve koşulda yaşama yeteneğine sahip olan insan, zamanla aşıyor.

Öğretiyle gelen zorluklar ise, öğreti bireysel değil kamusal olduğundan aşılabilir nitelikte değil. Sübjektif "ben aştım" yorumlarıysa, sübjektifliği nedeniyle genele yarar sağlamayacaktır.

"Boşanmış kadın" ne demektir? Belki de önce bu "etikete" itiraz etmek gerekiyor. X, boşanmış bir kadın olabilir, ama evlilikten önce de adı X'tir, evliyken de, boşandıktan sonra da vs. Bir diğer deyişle, önemli olan X ismiyle yaşamını sürdürebilmektir. Evlilikten veya toplum genel kabullerinden alt kimlik edinmemeyi kadına öğretmektir.

Kadın kendi kimliğine sahip çıkmayı önce kendi nazarında öğrendiğinde, medeni/hukuksal/öğretide egemen bakışlar, kadını etkilemeyecektir.

Dünün ve bugünün sancıları, kadının cinsiyete dayalı ayrımcılığa maruz kalışının, edilgen yaradılışının ürünüdür. Evinin kadını olması öğretilmiş kadın, evinin kadınıyken boşandığında kısa ya da uzun vadede açmaz yaşayacaktır. Kadın erkeğin kaburgasından yaratılmıştıra inandırılmış kadın, toplumsal statüsü aykırı düşse bile, kendini lanetlenmiş varsayacaktır. Kendi bakış açısını edinememiş kadın, her koşulda, üçüncü gözlerin bakış açılarında yara alıp duracaktır.

Sahi, boşanmış kadın ne demektir?

Kadın, kadındır.

Saygılarımla...