Mesajı Okuyun
Old 09-11-2006, 11:32   #2
ISIL YILMAZ

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/4914
K. 2004/19628
T. 21.9.2004
• İBRANAME İLE DİLEKÇENİN ÇELİŞMESİ ( Davalının İhbar ve Kıdem Tazminatı İçin Açılan Davada İş Akdini Haklı Nedenle Feshettiğini İddia Etmesine Rağmen Bu Alacakları Ödediğini Beyan Etmesi )
• İHBAR VE KIDEM TAZMİNATI TALEBİ ( Davalı İşverenin Cevap Dilekçesinde İş Akdinin İhbar ve Kıdem Tazminatını Hak Etmeyecek Şekilde Sona Erdirildiği İddiası ve İbraname Gereği Bu Alacakların Ödendiği İddiasının Çelişmesi )
• KIDEM TAZMİNATI TALEBİ ( Davalı İşverenin Cevap Dilekçesinde İş Akdinin İhbar ve Kıdem Tazminatını Hak Etmeyecek Şekilde Sona Erdirildiği İddiası ve İbraname Gereği Bu Alacakların Ödendiği İddiasının Çelişmesi )
• CEVAP DİLEKÇESİNDE İŞ AKDİNİN İHBAR VE KIDEM TAZMİNATINI HAK ETMEYECEK ŞEKİLDE SONA ERDİRİLDİĞİNİ İDDİA ETMESİNE RAĞMEN İBRANAME SUNAN VE BU ALACAKLARIN ÖDENDİĞİNİ İDDİA EDEN İŞVEREN ( İş Akdinin İhbar ve Kıdem Tazminatını Hakedecek Şekilde Feshedildiğinin Kabulü Gereği
1475/m.13,14
ÖZET : Davacı ihbar ve kıdem tazminatı talep etmiştir. Davalı cevap-karşı dava dilekçesinde iş sözleşmesinin ihbar ve kıdem tazminatını hak etmeyecek şekilde sona erdirildiğini belirtmiş, devamında ise ibraname gereği bu alacakların davacı tarafından alındığı belirtmiştir. Cevap dilekçesi kendi içerisinde çeliştiği gibi 17.6.2002 tarihli belge ile de çelişmektedir. Bu nedenle iş sözleşmesinin işveren tarafından ihbar-kıdem tazminatı hak edecek şekilde sona erdirildiğinin kabulü gerekir. Dairemizin kararlılık kazanmış uygulaması da bu yöndedir.

DAVA : Davacı, kıdem ve ihbar tazminatının ödetilmesine, davalı-karşı davacı ise ihbar tazminatının tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkeme, asıl davayı reddetmiş, karşı davayı hüküm altına almıştır. Hüküm duruşmalı olarak davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş ise de;

HUMK.nun 435. maddesi gereğince duruşma isteğinin süreden reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı, davalıya ait işyerinde 1.7.1997-17.6.2002 tarihleri arasında sürekli çalıştığını, baskı sonucu alınan istifa dilekçesi ile akdin haksız olarak sona erdirildiğini belirtip ihbar ve kıdem tazminatı talebinde bulunmuştur.

Davalı-karşı davacı ise, davacının istifaen işten ayrıldığı için taleplerin yerinde olmadığı 17.6.2002 tarihli ibraname ile tüm hak ve alacaklarını aldığını belirterek davacının davasının reddi ile karşı dava olarak ihbar tazminatına karar verilmesini istemiştir.

Mahkemece yapılan yargılama sonucu davacının istifaen işten ayrıldığı kabul edilerek davanın reddine, karşı davacının davasının kabulüne karar verilmiştir.

Mahkemece, dosya içerisinde bulunan 17.6.2002 tarihli ibraname üzerinde hiç durulmamıştır. İbranamede davacının "ücret, prim, kıdem ve ihbar tazminatlarını... vs. aldığı belirtilmiştir.

Davalı cevap-karşı dava dilekçesinde iş sözleşmesinin ihbar ve kıdem tazminatını hak etmeyecek şekilde sona erdirildiğini belirtiyor, devamında ise ibraname gereği bu alacakların davacı tarafından alındığı belirtiyor. Cevap dilekçesi kendi içerisinde çeliştiği gibi 17.6.2002 tarihli belge ile de çelişmektedir. Bu nedenle iş sözleşmesinin işveren tarafından ihbar-kıdem tazminatı hak edecek şekilde sona erdirildiğinin kabulü gerekir. Dairemizin kararlılık kazanmış uygulaması da bu yöndedir. Aksi yöndeki mahkeme kararının bozulması gerekmektedir.

Yapılacak iş; Dosya içerisindeki tüm deliller birlikte değerlendirilerek davacının ihbar ve kıdem tazminat taleplerinin kabulü, karşı davacının davasının reddine karar vermekten ibarettir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 21.9.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.

yarx