Mesajı Okuyun
Old 03-05-2002, 21:52   #10
aristo

 
Varsayılan Av.Sadık Erdoğan'ın Avukatlar Günü mesajı

Savunma, 5 Nisan Avukatlar Gününü yeni bir yasa ile kutluyor. Geçen yıl, Avukatlık Yasasında önemli değişiklikler gerçekleştirildi. Bu değişikliklerin özü, Avukatlık Yasasının 1.maddesine eklenen Avukat, yargının kurucu unsurlarından olan bağımsız savunmayı serbestçe temsil eder ilkesi ile 9. Maddede Hukuka, ahlâka, mesleğin onuruna ve kurallarına uygun davranacağıma namusum ve vicdanım üzerine and içerim biçiminde yeniden düzenlenmiş olan Avukatlık Andında ifade edilmiştir. Yasaya göre Barolar, Hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak ve korumak, bu kavramlara işlerlik kazandırmak la da görevlidir.

Evet, avukatlık mesleği, yargının olmazsa olmaz unsurudur. Ancak, avukat görevini yaparken kendisini yasalarla sınırlayamaz. Avukat, insanlığın binlerce yıllık deneyimlerinden süzülmüş olan insan haklarına dayalı hukuka uymakla sorumludur.

Avukatlık mesleği, kendisini yurt sorunlarından soyutlayamaz. Bir başka deyişle, hukukun demokratikleştirilmesi mücadelesi, aynı zamanda ülkenin demokratikleştirilmesi mücadelesidir.

Ancak, üzülerek belirtiyoruz ki, Avukatlık Yasasında yapılan bu değişikliklerle sergilenen olumlu anlayış yaşama geçirilememiştir.

Avukatlık, bir yandan yargının temel unsuru olarak kabul edilirken, beri yandan bazılarınca güvenilmez ve kuşkulu insanların faaliyet alanı olarak görülmektedir. Yapılan yasal düzenleme ile Ağır cezayı gerektiren suçüstü halleri dışında avukatın üzeri aranamaz hükmü getirilmiş olmasına karşın, hiçbir hukuksal dayanağı bulunmayan Üçlü Protokolde direnilerek, cezaevlerine girişte avukatların üzerleri, meslek onuru ile bağdaşmayacak şekilde aranmaya devam edilmektedir.

Ayrıca, Adalet Bakanlığı, son yayınladığı bir genelge ile Adliye binaları içinde yasa ile Barolara tahsis edilmiş odalar için elektrik ve su parası gibi katkı payı istemektedir. Sayın Adalet Bakanı son konuşmasında cezaevlerinde tutuklu ve hükümlülerden de elektrik parası alındığını,bunun Barolardan da alınmasının doğal olduğunu söylemiştir. Savunmayı dışlayan, yasaya aykırı bu talep kabul edilemez.

Yargıtay Başkanlığı, Yargıtay kararlarından yararlanmak için Yargıtay Vakfına ücret ödenmesi koşulunu getirmiştir. Oysa, adalet hizmetlerinin eksiksiz yürütülmesi, devletin asli görevidir. Yüksek Mahkeme kararlarından yararlanmak, başta hukukçular olmak üzere herkesin hakkıdır.

Sayın Adalet Bakanı ve bazı yetkililer, kimi olumsuz uygulamaları genelleyerek, tüm avukatları töhmet altında bırakan suçlayıcı açıklamalar yapmaktadırlar.

Yasaların, yasaları koyanlar için de geçerli olduğu unutulmamalıdır.

Yine unutulmamalıdır ki, bir ülkede avukata güven, aynı zamanda adalete güvendir. Savunmanın yıpratıldığı bir ülkede, yargı da yükselemez.

Öte yandan, gerekli akademik alt yapısı hazırlanmadan, gelişi güzel açılan Hukuk Fakülteleri, hukuk eğitiminin kalitesinin düşmesine neden olmuştur. Hiçbir alt yapı koşulu aranmaksızın açılan ve taşımalı öğretim üyesi sistemi ile sözde eğitim gerçekleştirmeye çalışan bu fakültelerin sayısı son yıllarda hızla artmıştır. Uygulamanın lüks sayıldığı bu hukuk eğitimi mutlaka ciddi bir reforma tabi tutulmalıdır.

Bugün avukatlık mesleği sosyal güvenceden yoksundur. Bu sorun, mutlaka ve öncelikle çözümlenmelidir. Önümüzdeki dönem, bu alandaki çalışmalarımızı yoğunlaştırmak zorundayız.
Halen ülke gündeminde bulunan Anayasa değişiklikleri kapsamında;

- Yargının kurucu unsurlarından olan savunma, Anayasal düzenlemede de yargı erki içinde yer almalıdır.

- Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanların kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına üyeliği zorunlu olmalıdır. Bu, özellikle savunma mesleği açısından son derece önemlidir.

- Bağımsız yargı ve güvenceli yargıç, Hukuk Devletinin vazgeçilmez koşuludur. Adalet Bakanı ve Müsteşarının Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulundaki varlığına son verilerek; bu Kurul, Adalet Bakanlığının vesayetinden çıkarılıp, savunmanın temsilcilerinin de yer alacağı biçimde yeniden yapılandırılmalıdır.

- Savunmayı temsil eden TBB ve Barolara, Anayasaya aykırılık iddiasıyla Anayasa Mahkemesinde doğrudan doğruya iptal davası açabilme hakkı tanınmalıdır. Bu, Avukatlık Yasası ile Barolara yüklenen,hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak ve korumak, bu kavramlara işlerlik kazandırmak görev ve yetkisinin yaşama geçirilmesi ve Hukuk Devletinin gerçekleştirilmesi için zorunludur.

Mesleki sorunlarımızın çözümü ve savunma hakkının güçlendirilmesinin, bizlerin dayanışma ve mücadelesinin yanı sıra, doğru hükümet programları ve uygulamaları ile gerçekleştirilebileceğine inanıyorum.

Bu bilinçle tüm meslektaşlarımı, ülke ve meslek sorunlarına sahip çıkmaya ve birlikte mücadele etmeye çağırıyorum.

Avukatlar Günümüz kutlu olsun.



Avukat Sadık ERDOĞAN
ANKARA BAROSU BAŞKANI