Mesajı Okuyun
Old 13-01-2008, 08:46   #15
HÜLYA ÖZDEMİR

 
Mesaj

Ben Yargıtay'ın gerekçeli kararında değindiği ' kadının ısrarla doktora muayene olma isteğine rağmen erkeğin muayene ettirmeme ' durumunun; boşanma davası öncesinde kadının eşi tarafından bu konuda suçlanması sırasında aksini ispat için muayene olma isteğinin, bu konuya vakıf olan tanıkların boşanma davasında mahkemede verdikleri beyanı olarak algıladım.

Zira boşanma davası sırasında kadın tarafından talep edilse, mahkemenin bu konuda olumlu veya olumsuz karar vermesi gerekir ve Yargıtay da kararında buna bağlı olarak durumu açıklardı.

Davacı (boşanma davası öncesinde ) bilimsel olarak ispat edilebilecek bir iddiayı kasden ispatlamaktan kaçınmış ve iddia aşamasında bırakmıştır.

Maalesef toplumsal yaşamımızda özellikle kırsal kesimde; erkeğin haklarını yasalar, kadının haklarını töreler belirlemektedir.

Bu törelerle örgülü bir dünyada ( Yargıtay kararına konu olayda bir köyde ) yaşayan kadının bilimsel olarak ispatı mümkün bir konuda ispat vasıtalarından kaçınan eşi tarafından boşanma davasına gerekçe yapılması artık boşanma gerekçelerini ispat edememekten öte , kadının kişilik haklarına ağır saldırı halini almıştır.

Yargıtay kadının böyle bir suçlama ile karşı karşıya kalmasının; ispatlanmasa, iddia aşamasında kalsa bile, ait olduğu çevrede tüm yaşamı boyunca kuşkucu, önyargılı ahlaki yaklaşımlara muhatap olma ve bunlarla mücadele ile yaşamını daha da zorlaştıracak bir atmosfer yaratmaya yeteceğini öngörmesi nedeni ile olayı kişilik haklarına ağır bir saldırı olarak değerlendirmiş ve toplumsal gerçeklere, değer yargılarına uygun bir karar vermiştir.