Mesajı Okuyun
Old 05-03-2018, 12:00   #57
hukukbilgisi

 
Mesaj 90. Oscar Ödülleri Sahiplerini Buldu!

Haftaya, Pazartesi Sendromu ile başlayalım derken, 90. Oscar Ödülleri ile başlamış oldum. İlgili haberleri okudum, ancak ödülleri kazanan oyuncu, yönetmen ve filmlerle ilgilenmedim. Haberlerdeki, küçük bir detay, daha çok dikkatimi çekti. O detaya birazdan geleceğim. Şimdi, ödüllerin başka bir yönüyle ilgilenelim.

Ödüllerle ilgili haberler, çoğunlukla şu başlıkla verilmiş: 90. Oscar Ödülleri Sahiplerini Buldu! Bu cümleyi okuyan insan, bir yığın sahipsiz sokak Oscar'ı varmış da, hayvan severlerde olduğu gibi sahiplendirilmiş izlenimine kapılıyor. Ben, bu haberi şöyle anlamaktayım: Oscar ödülleri yapılırken bunların kime verileceği belliydi, yanlış ellere geçmesin diye bunlara çip takıldı. Daha sonra bu ödüller kayboldu ve çipler sayesinde bulunarak, ödül gecesi de teslimatı yapıldı!

Gerçek bu değil elbette, ödül gecesinden önce, tabi ki kazanacaklar belli değildi. Hiç öyle şey olur mu canım, yarışmalarda hile yapıldığı nerede görülmüş! Demek ki, haber dilimizi düzeltmemiz gerekiyor. Haberi yalın haliyle vermek, en doğrusu olacaktır. Örneğin: 90. Oscar Ödülleri'ni Kazananlar Belli Oldu. Bu cümlede, yanlış anlamaya mahal verecek bir ifade yok.

Neyse, başta söylediğim detaya dönelim. Oscar Ödülü töreninde davetlilere Türk mutfağından lezzetler ikram edilmiş. Neymiş bu lezzetler; Adana kebabı, içli köfte ve kabak tatlısı.

Adana kebabından başlayalım. Yakın zaman önce, “Uzmanlar, gıdada at ve eşek etinin bile sıradan hale geldiğini ve normal tadın unutulduğunu belirtti.” şeklinde haberler okuduk. At etinin tadını, memleket olarak normal et sanmaya başlamışız. Demek oluyor ki, Oscar töreninde Adana kebabı olarak ikram edilen etin, at veya eşek eti olması ihtimali hayli yüksek. Misafirler, Adana kebabı yerine At'ana kebabı yemiş olabilirler. Kebap olmaya yöneltilen atlar, yarış atları mıdır, yoksa Büyükada'nın emekli fayton atları mıdır, bilmiyoruz. Umuyor ve diliyoruz ki, en azından hasta olmamış ve sinirleri alınmış olsunlar.

Atana kebabıyla ilgili olarak, başka bir hususu da hatırlatmak gerekiyor. Ülkemizde satılan bazı et yemeklerinde, hiç et de yokmuş. Örneğin, meşhur bir hamburger zincirinin sattığı hamburgerlerde et yokmuş. Et yerine ne varmış, hayvansal yağ hamuru! İşte, bu ülke gerçeklerinden ötürü; törende sunulan Adana kebabının dikkatli bir şekilde irdelenmesi gerekmektedir. Naçizane New Yorklu bir avukat olarak; ödül kazanamayanların, “Lan, bize at eti yedirmişler” diyerek, ödülleri iptal ettirmek için dava açma hakkı bulunduğunu söyleyebilirim.

Gelelim içli köfte ve kabak tatlısına. Bu lezzetler, ülkemizin en popüler yemek yarışması olan Yemekteyiz'de, yarışmacılar tarafından en çok yapılan ürünlerdir. 1500 adet Yemekteyiz yarışması izledim ve bugüne kadar bunları layıkıyla yapan bir yarışmacı görmedim. Örneğin, önüne kabak tatlısı konan miafir yarışmacılar, “Buna kabak atlısı demişsin, ama bu bildiğimiz puding. Çok basite kaçmışsın, ben bu pudingi her gün sabah, öğle, akşam çocuklarıma yediriyorum.” diyebiliyor. Önüne içli köfte gelen başka bir yarışmacı ise şöyle diyor: “Hamurunu kalın açmışsın, harcı çimento gibi olmuş; ayrıca yediğim köftenin içinden at kılı ve kaz tüyü çıktı.”

Ödül törenine iştirak eden davetlilerin içli köfte ve kabak tatlılarından Oscar ödülü çıktığı için, ses etmiyor olabilirler. Ancak, yedikleri lezzetlerin, yemek istedikleri lezzetlerle ilgisi olmadığını tahmin ediyorum.

Yukarıda izah ettiğim nedenlerden ötürü; New Yorklu bir avukat olarak, ödül kazanamayan yarışmacıların, töreni iptal ettirme haklarının bulunduğunu hatırlatır, hayırlı Noeller dilerim...