Mesajı Okuyun
Old 07-03-2009, 23:13   #20
duyurucu1

 
Soru 21-Aşkın özellikleri nelerdir?

21-AŞKIN ÖZELLİKLERİ NELERDİR?

Aşkın bazı özellikleri vardır.

-AŞK GAYRİMEŞRUDUR.

Karşı cinsten iki insanın birlik oluşturmasına onay veren , bu iki insanın içinde yaşadıkları toplumdur.Toplum,kendisinin oluşturduğu ve adına “gelenek” dedikleri yazısız kuralları ile,adına “kanun” dedikleri yazılı kuralları ile bu birliğe onay verir.Eğer birlik toplumun ölçütlerine uygun olursa “meşru”,olmazsa “gayri meşru” olur.Birliğin oluşturulması için cinslerin birbirine yönelmeleri de(aşk) toplumun çizdiği sınırlar dahilinde olursa “meşru yönelme” toplumun çizdiği sınırları aşıyorsa “gayrimeşru yönelme “olur.Bir genç kız ile genç oğlanın aileleri tarafından buluşturulmaları, koklaştırılmaları ve hatta birbirini evlilik öncesi mıncıklattırmaları “meşru” kabul edilir.Ancak bir genç kızın karşı cinsle ailesinin ve toplumun koyduğu sınırlar dışında ,doğal içgüdülerine uyarak buluşmaları,birbirlerini mıncıklamaları ve öpüşmeleri “gayrimeşru” olarak kabul edilir.Bu nedenle,iki karşı cinsin birbirine doğal yönelmesini ifade eden aşk, toplumlar tarafından her zaman gayrimeşru olarak kabul edilmiştir.Buna karşın akla dayanan,toplumun değer yargılarına dayanan yönelme ve birlikler ise her zaman “meşru”olarak kabul görmüştür.

LEYLA İLE MECNUN YÖNELMESİ GAYRİ MEŞRUDUR.

Toplumda birbirini sevmeğe ideal örnek olarak gösterilen “Leyla ile Mecnun yönelmesi” dahi zamanında, Leyla ve Mecnun için, içinde bulundukları toplum ve otorite tarafından gayrimeşru olarak varsayılmıştır.Bu nedenle dillere destan olan bu doğal yönelmeye(aşka) ve birleşmeye (aşk evliliğine ) müsaade edilmemiştir.

Ancak ortada bir çelişki var gibi görünüyor. Geçmişte bir zaman diliminde yaşanmış bir aşk o dönemde gayri meşru olarak görülmüştür.Ancak zamanımızda ise insanlar ve toplumun tüm fertleri Leyla ile Mecnun ilişkisini hayranlıkla yad ediyor,Leyla ile Mecnunu taktir ediyor ancak onları birleştirmeyenlere nefret duyarak onların hikayelerini okuyor gözyaşları içinde filmlerini izliyorlar.

Bu çelişki değil mi?Acaba toplumun zamanımızda değer yargıları mı değişti?

Hayır! Toplumun değer yargıları değişmedi.Toplum, zamanımızda da ,Leyla ile Mecnun türünden doğal yönelişlere ,yani aşka müsaade etmiyor.Mecnunun başına geçmişte ne gelmişse aşık erkeğin başına da ona yakını geliyor.Toplum aşka geçit vermiyor.Bu konuda toplumun fertleri de toplumun değer yargısına sahipler.”Kızı kendi haline bırakırsan ya davulcuya ya zurnacıya varır” ata sözü geçmişteki toplumun değer yargısını yansıttığı gibi içinde bulunduğumuz toplumun da değer yargısını yansıtmaktadır.Bu toplumun akıl alanıdır ve akıl alanındaki değer yargılarıdır.Ancak bir de bireylerin tek tek doğal alanları vardır.İçgüdüleri vardır.Bu alanda oluşturulan değer yargıları da Leyla ile Mecnunun yönelişine tam destek vermektedir.Doğal özellikler hayalcidir.Ayakları yere basmaz.Bireylerin doğal özellikleri,Leyla ile Mecnun tarafındadır.Bu nedenle aşk öyküleri toplumda çok satar.Çünkü bütün insanlarda olan bir özelliktir.

Ancak insanların akılları ile oluşturdukları davranışlar ve değer yargıları da vardır.Akıl ile oluşturulan değer yargısı ,hayal dünyasından uzaktır.Daha gerçekçi ve somuta hitap eder.Bu değer yargısı Leyla ile Mecnunun ilişkilerini gayri meşru sayar.Onay vermez.

Bu nasıl olur?

Bir insan, kadın yada erkek,sinemada yada tiyatroda doğal yönelişi ifade eden aşk öyküsünü izler aşıklardan tarafa oy kullanır.Hatta bunların kavuşamamaları karşısında o kadar duygu yoğunluğu yaşar ki oturur hüngür hüngür ağlar. Sinemanın etkisi altından kurtulunca kendi kızı,yada karısı yada annesi yada kocası,yada babası filimde izlediği gayrimeşru olan aşk ilişkisine girse ve buna bağlı olarak sınırları zorlasa o zaman kıyametleri koparır.Filmde izlediği Leyla ile Mecnun hakkındaki değer yargısından eser kalmaz.

Bu iki yüzlülük değildir.

Birey,aklı kullanarak dolayısıyla toplumun akla dayanan gelenekleri, aile denen sosyal birliğin, sağlam ekonomik temeller üzerinde olmasını ister.Birliğin dağılmamasını ister.Süreklilik ister.Çünkü türün geleceği birliğin huzur içerisinde devamını zorunlu kılar.Huzurlu bir birlik içerisinde doğan ve büyüyen çocuklar gelecek nesle damgasını vurur.Bu nedenle çocukların aç,açık, sefil olmamaları gerekir.İyi bir eğitim görmeleri,sağlıklı olmaları gerekir.Bunun içinde ekonomik olanakların olduğu bir birlik olmalıdır. “İki gönül bir olunca samanlık seyran olur” türünden aşka dayanan fakat yoksul bir birlik ,gelecekteki çocukların yaşama ve hayatta kalma şanslarını azaltır.Bu nedenle birey akılcı düşünür ve seçimini sun’i olarak yaparak “meşru” yönelmelere girer ve “meşru”birlikler oluşturur.Ancak her zaman kendi bünyesinde,genlerinde var olan doğal yönelme(aşk)ve aşka dayanan güvercin evliliklerine olan özlemini de içerisinde taşır.Bu nedenle Leyla ile Mecnun hikayelerine samimi göz yaşı döker.Ancak gerçek hayatta kendisine ve yakınlarına aşk için geçit vermez.

**
AŞKTA KAVUŞAMAMA VARDIR

Bir insan diğer cinse doğal olarak yöneldiğinde (aşık olduğunda)kısa zamanda amacına ulaşıyorsa aşk biter.Çünkü amaç çiftleşmedir.Çifleşme sonrasında da taraflar, uğruna aşık oldukları ferdin cinsel organının diğerlerinden pek farklı olmadığının ve sevişmelerinin de diğer sevişmelerden farklı olmadığının ayrımına varır ve aşk biter.

Ancak doğal yönelmelerde (aşkta) tarafların bir araya gelmesini engelleyen sun’ı engeller varsa-ki her zaman bu engeller olur-o zaman aşk devam eder.Aşkın devam etmesi için kavuşamama halinin devam etmesi gerekir.

Bütün insanlar yaşamları süresince doğal olarak genlerine konmuş olan şablona uygun birini arar dururlar.Çoğu zamanda bu şablona tam uygun yada yakın birini bulurlar ve sun’i engeller nedeniyle kavuşamazlar.Bunun sonucu da aşık olurlar.Bu aşık olma hali çoğunlukla da genç yaşlarda olur.Çünkü o yaşlarda insanlar akılcı olarak davranamazlar.Doğal davranmaya daha yatkındırlar.Ancak daha sonra sun’i davranıp sun’i evlilikler yaptıklarında yaşadıkları o aşk duygusunu,hazzını hayatlarının sonuna kadar unutamazlar.O lezzeti hayatlarının sonuna kadar sürdürdükleri diğer sun’i evliliklerde bulamazlar.Ama yine de aşkı arar dururlar.Tam denk geldiğinde de tereddütsüz aşık olurlar.Yine kavuşamazlar yine aşık olurlar.Ve Nihayet ölürler.Ama istisnasız bütün insanlar hayatlarında aşık olmuş biri olarak ölürler.Evlenmeden ölen insan olmuştur ama aşık olmadan ölen insan yoktur.
(DEVAM EDECEK)