Mesajı Okuyun
Old 28-08-2004, 09:42   #49
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Tecavüz: Bekarete Değil Kadına Saldırı
Avukat Gülbahar, "Cinsel saldırılar kişinin cinsel özgürlüğüne ve vücut bütünlüğüne yöneliktir. Bekaret zarı üzerinden tanımlanması tecavüzün kapsamını daraltır" diyor; yeni TCK tasarısının da eskisi gibi bekaret kontrollerine imkan tanıdığını vurguluyor



--------------------------------------------------------------------------------
BİA Haber Merkezi
23/08/2004 Burçin BELGE burcin@bianet.org
--------------------------------------------------------------------------------
BİA (İstanbul) - Mor Çatı Gönüllüsü Avukat Hülya Gülbahar, 15 yaşından küçük 12 kıza tecavüz edip 3 kıza da tecavüz girişiminde bulunan Yaman Özçelik hakkındaki cezayı, "iki kız çocuğunun bekaretinin bozulduğu belgelenmediği için" bozan Yargıtay kararını "Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) bekarete endeksli namus anlayışının göstergesi" olarak nitelendiriyor.

"Cinsel saldırılar, kişinin cinsel hak ve özgürlüklerine, onuruna, beden bütünlüğüne yönelik en ağır saldırılardandır. Bu saldırının 'bekaret zarı' üzerinden tanımlanması, çağdışı bir anlayıştır" diyen Gülbahar, yeni TCK tasarısında da bekaret kontrollerine ilişkin açık ve net düzenlemeler getirilmemesini eleştiriyor.

Gülbahar, "Mahkemelerin ya da ailelerin zoruyla yapılan bekaret kontrolleri, kadınların intihar etmesine ya da öldürülmesine neden olabilecek kadar tehlikeli uygulamalardır" diyor; Yargıtay kararıyla bekaret kontrolüne gönderilen iki kız çocuğunun yeni bir travmaya maruz bırakıldığını da belirtiyor.

Hamile ama bakire mi?

Yürürlükteki TCK'nın cinsel saldırıya uğrayan kadınlar arasında bakire, evli, ev kadını ya da seks işçisi olan - olmayan ayrımı yaptığını anlatan Gülbahar, sözlerini şöyle sürdürüyor:

* TCK'ya göre, cinsel saldırılarda kadının bakire olup olmaması, cezanın tayininde en önemli etkenlerden.

* Geçtiğimiz aylarda, tecavüz sonucu hamile kalan bir kadınla ilgili davayı, Ceza Mahkemesi, kadının doğum yapmasını beklemek üzere ertelemişti. Çünkü kadın bakireydi. Eğer sezaryenle doğum yapıp bekaret zarı kalırsa, saldırgan daha düşük bir ceza alacaktı. Kadın normal doğum yapar ve bekaret zarı yırtılırsa, saldırganın cezası artacaktı.

Kadına mı kocasına mı saldırı?

Gülbahar, yürürlükteki TCK'da, evli kadına cinsel saldırının cezasının daha ağır olduğunu hatırlatıyor; "Çünkü, hukuk sistemi saldırıyı aynı zamanda o kadının kocasına yönelik addediyor," diye açıklıyor.

"Evli olmayan bir kadın cinsel saldırıya uğradığında, ailesi, sevenleri, arkadaşları üzülmüyor mu?" diye soruyor Gülbahar ve ekliyor; "Neyse ki bu ayrım, yeni TCK tasarısında kaldırıldı".

Ancak bu ayrım kaldırılmakla birlikte, "bekaret kontrolü", yeni TCK'da da varlığını sürdürüyor.

Bekarete değil, vücut bütünlüğüne saldırı

Gülbahar, "tecavüz"ün her şeyden önce kadının vücut bütünlüğüne ve cinsel özgürlüğüne saldırı olarak algılanması gerektiğine dikkat çekiyor.

"Bir tek zara indirgenmesi, tecavüz kapsamının daraltılmasıdır" diyor Gülbahar ve sözlerini şöyle sürdürüyor:

* Eski TCK'da, tecavüz sadece vajinal yoldan organ girişine indirgeniyordu ve geleneksel bakış açısıyla cinsel saldırı sonrasında ilk ve tek yapılan şey, "zar ne alemde" sorusunun yanıtını aramaktı.

* Yeni TCK'da düzenlendiği gibi, tecavüz, ister evli kişiler arasında ister evli olmayanlar arasında gerçekleşsin; ister anal, oral yollardan yapılsın; ister organ ister herhangi bir nesne kullanılsın, tecavüzdür.

* Cinsel saldırıların ardından yapılması gereken bekaret kontrolü değil, tüm vücudun muayene edilmesi, vücuttaki darp izlerinin, tırnak içlerinin, tüy-kıl kalıntılarının araştırılmasıdır. Tecavüz, bunların tamamını kapsar. (BB)
.....
.....