Mesajı Okuyun
Old 15-11-2007, 12:51   #2
Av.Turhan Demiroğlu

 
Varsayılan

İcra takibini unutup, ilk baştan hakem heyetine başvurmanız gerekiyor gibi. Aşağıdaki karardan öyle anlıyorum.
Saygılarımla.

RG-20 Eylül 2006
Sayı: 26295

Yargıtay 13. HD.
Esas No : 2006/6760
Karar No : 2006/11218
Mahkemesi : İzmir 1. Tüketici Mahkemesi
Tarihi : 7/7/2005

Davacı Dış Ticaret Bank AŞ ile davalı Ertan Civaoğlu arasındaki davada İzmir 1. Tüketici Mahkemesince verilen ve Yargıtay'ca incelenmeksizin kesinleşmiş bulunan 7/7/2005 günlü ve 2004/319-2005/1108 sayılı kararın yürürlükteki hukuka aykırı olduğu savıyla Cumhuriyet Başsavcılığının 6/4/2006 gün ve Hukuk-35360 sayılı yazısıyla kanun yararına temyiz edilerek bozulması istenilmiş olmakla, dosyadaki tüm kâğıtlar okunup gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı, taraflar arasındaki kredi kartı sözleşmesi uyarınca davalıya kredi açılıp kullandırıldığını, ancak davalının borcunu ödemediği gibi, aleyhine girişilen icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, 288.164.074 Liranın ödetilmesi için girişilen icra takibine itirazın iptaline, icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.

Davalı, hak düşürücü sürenin geçtiğini, talep edilen faiz oranının fahiş olduğunu belirterek davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporuna nazaran davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; uyuşmazlığın değeri itibariyle temyiz sınırı altında kaldığından, davalı vekilinin yazılı emir yoluyla kararın bozulmasını talep etmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı hükmün kanun yararına bozulmasını istemiştir.

Davacı, davalının kredi kartı kullanarak yaptığı harcama tutarlarını ödemediğini, aleyhine girişilen icra takibine de itiraz ettiğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. Öncelikle belirtmek gerekir ki, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3/e maddesinde tanımı yapılan "tüketici tarafından banka kartı kullanılarak yapılan ödemelerin, yine anılan Yasanın 3/h maddesinde belirtilen "tüketici işlemi" olduğunda duraksama olmamalıdır. 4077 sayılı Yasa ile getirilen önemli değişikliklerden birisi de, Tüketici Sorunları Hakem Heyetleri ile ilgili olup, bu düzenleme ile, tüketici işleminden doğan uyuşmazlıkların pratik, kısa ve ekonomik bir biçimde çözümlenmesinin amaçlandığı anlaşılmaktadır. 4077 sayılı Yasanın 22. maddesinin beşinci fıkrasıyla da, değeri 500.000.000 liranın altında bulunan uyuşmazlıklarda Tüketici Sorunları Hakem Heyetine başvuru zorunluluğu getirilmiş, başvuruda tüketici, satıcı, sağlayıcı ayırımı yapılmamıştır. Somut olayda, uyuşmazlık konusu asıl alacak 143.763.855 lira olduğuna göre Tüketici Sorunları Hakem Heyetine başvurulmadan açılan bir davanın dinlenme olanağı yoktur. Mahkemece davanın bu nedenle reddi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmadığı gibi, ....
SONUÇ: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, 6/7/2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.