Mesajı Okuyun
Old 08-02-2012, 13:29   #42
oceans17

 
Rahatsiz Lütfen Artık Başka Hukukçular Ölmesin !!!!

Öncelikle saldırya uğrayan savcımıza Allah'tan rahmet, geride kalan yakınlarına sabırlar dileyerek yazıma başlamak istiyoum. Hukukun üstünlüğünü içselleştirememiş, hak ve adalet duygusunudan ne anladığı pek de belli olmayan bu toplumda rahmetli savcımızın katilinin aranmasının gerekmediğini zira bu olayın failinin aslında hepimiz olduğunu söylemek kanaatimce çok ütopik bir iddia olmayacaktır.

Ülke genelinde "hukuk" öğretilen fakültelerde, kalın kalın doktirn kitaplarında ve anlı şanlı sözlerle bezeli açılış konuşmaları ile mahkeme kararlarında hukuk devletinden ve hukukun üstünlüğünden bahsedilir, "bağımsız" mahkemelerde sav, savunma ve yargılama üçlüsünün ayrılmazlığı "güçlü" bir biçimde vurgulanır.
Ancak gerek yerine getirilen kamu görevinin niteliği, gerekse kamu erkinden ancak "kürsüdekilerin lutfettiği" ölçüde yararlanabilen avukatlar söz konusu olduğu zaman bu şaşalı söylemlerin laf kalabalığından ibaret büyük büyük tumturaklı sözler olduğu kolayca anlaşılır.


Savcımızın hayatını kaybetttiği menfur hadiseyi gerçekleştirenin adi bir suçtan cezalandırılan (siyasi değil !) bir kişi olduğu gözetildiğinde yargılama, savunma ve hak arama kültürü gelişmemiş toplumların bu acı kaderle defalarca karşılaşacaklarını söylemek müneccimlik olmasa gerek!



Daha acısı bu kültürün içinden gelen yüksek yargı mensuplarının da tutumlarında ısrarla bu anlayışı savunması! Nitekim ülkemizde görevi başındayken silahlı saldırya uğrayan, her türlü tehdit, hakaret ve aşağılanmaya maruz kalan avukatların sayısı düşünüldüğünde; barolardan dahi bu konuya ilişkin olarak tıkırtıdan başka ses çıkarıltılmaması karşısında hayrete düşmemek mümkün değil.


aşağıda şunacağım kararın garabetini tartışınız lütfen!


T.C. YARGITAY

4.Ceza Dairesi
Esas: 2009/3133
Karar: 2011/3082
Karar Tarihi: 14.03.2011


TEHDİT VE HAKARET SUÇLARI - SANIKLARIN HACZİ ENGELLEMEYE YÖNELİK KATILAN AVUKATA TEHDİTLE DİRENME EYLEMLERİ - AVUKATIN HACİZ SIRASINDAKİ GÖREVİNİN YARGI FAALİYETİNE İLİŞKİN BULUNMADIĞI - FAZLA CEZA BELİRLENMESİNİN İSABETSİZLİĞİ

ÖZET: Sanıkların haczi engellemeye yönelik katılan avukata tehditle direnme eylemleri nedeniyle, alacaklı vekili olan avukatın haciz sırasındaki görevinin <yargı faaliyetine> ilişkin bulunmadığı gözetilmeden fazla ceza belirlenmesi isabetsizdir. -



Görülüyor ki avukatın kamu görevi yalnızca cübbe taşımaktan ibaret. Bir de ceza davalarında yargılanırken! Kendi savunamanına kıymet vermeyen bir toplumun güçlü bir hukuk anlayışına sahip olduğu söylenebilir mi? Vatandaşı hakime/savcıya ve devlete karşı bilinçlendirmekle görevli ve yükümlü olan avukatın rolü "takdir sizlerindir efendim" şeklinde formülüze edilerek yargı içinde tanımlnadıktan sonra ölümlerine kayıtsız kalınması da son derece normal karşılanmalıdır.


Mesleki niteliğive kalitesi ne olursa olsun her avukat bu organizmanın bir parçasıdır. Yargı aracılığıyla cezasız ve sorumsuz bırakılan saldırganların pervasızlaştırılması da bu menfur olayı tetikleyen bir etken değil midir sizce?


Yazımın başınada da belirttiğim gibi, yüce türk ulusu adına karar veren mahkemeler "bizlere" bunu reva gördükten sonra ölmek ya da öldürülmek çok sıradan bir olaydır bu meslek grubunda.


Bir de yaşarken yok edilmek vardır ki; bu da gerek teftiş ve sürgün, gerek not ve sicil yoluyla kürsü mensuplarına uygulanmakta. Bir de esaret ve sefalete terk edilerek kendi hakkını aramaktan dahi yoksun bırakılan avukatlar vardır ki sesleri bile çıkmaz malesef.



Her toplum kendi şehidi yanında kendi katilini de yaratmaktadır. bundan sonra yapılması gereken şehidi yalancıktan anmak ve hatırlamak değil, diğer şehit adaylarına hayattayken kıymet vermek, katili ise daha fikir aklına gelemden engellemektir.


GERÇEK TEPKİ PROFİL FOTOĞRAFLARIMIZI DEĞİŞTİRMEKLE DEĞİL, SİSTEMİ DEĞİŞTİRMEYE ÇALIŞMAKLA OLUR !!!! O DA CESARET İSTER, YÜREK İSTER. HEM DE MANGAL GİBİ YÜREK, MANGAL GİBİ !!!!


Saygılarımla. 08.02.2012