Mesajı Okuyun
Old 14-12-2011, 12:23   #5
Admin

 
Varsayılan

Sorununuzu yanıtlarken sanıyorum "ispat şekli" ile "sıhhat şekli" arasındaki farkı tekrar vurgulamak gerek:

Kira sözleşmesi gerek BK'deki genel esaslara göre, gerekse 6570 sayılı kanun kapsamına girdiği durumlarda bu kanundaki özel düzenlemelere göre, şekle tabi bir akit değildir. Bir diğer deyişle akit BK'nın genel düzenlemeleri kapsamında her türlü şekilde (yazılı, sözlü, zımni vs.) akdedilebileceği gibi, yine aynı esaslara göre akde ilişkin esaslı unsurlarda (mesela kira bedelinin ve mecurun kullanım şeklinin değişliği) dahi her zaman değişiklik yapılabilir. Dolayısıyla yazılı bir kira sözleşmesi yapıldıktan sonra, eğer taraflar şifahi olarak kira bedelinin değişmesi konusunda anlaşmışlarsa, bu anlaşma geçerlidir ve her iki tarafı da bağlar ve bilahare diğer tarafın rızası veya mahkeme kararı olmadan bir taraf tarafından değiştirilemez, geçersiz akdedilemez, yok sayılamaz.

Bu bağlamda taraflar kira bedelinin 35.000 olacağı konusunda şifahi dahi olsa anlaşmışlarsa artık sözleşmedeki kira bedeli 35.000-TL olmuştur ve sözleşme süresi sonuna kadar bu bedel ödenecektir. Sözleşmenin 10-Yıllık olduğu düşünüldüğünde de -akitte yıllık artışa ilişkin özel bir düzenleme olmaması durumunda- bu yeni bedel artık 10 yılın sonuna kadar geçerliliğini korur.

Usul hukuku açısından yazılılık şartı ise bir geçerlililk şartı değildir, sadece bir hukuki işlemin yargı organları önünde ispatının şekline ilişkin bir düzenlemedir. Yargı usulu açısından ispat şekli, genel hükümler açısından geçerlilik/varlık/yoklun/butlan vs. anlamında değerlendirilmemelidir. Bu konuda daha fazla bilgi için bkz.
Sözleşmede Şekil Kavramı - Sıhhat (Geçerlilik) Şekli ve İspat Şekli

Durumu tekrar özetleyecek olursak, sizi sözleşmenizde artık kira bedeli 35.000-TL olmuştur ve kira sözleşmesi 10 yıllık olduğu için de -sözleşmede ayrıca bir düzenleme yoksa- geleneksel olarak bir yıl akdedilen diğer kira sözleşmelerinin aksine ertesi yıl değişmez, sözleşme bitimine kadar 35.000-TL kalacaktır. Durum BK kapsamında esas yönünden böyleyken, esasında bence HMK kapsamında usul yönünden dahi böyledir, zira kiralayanın noterden keşide ettiği ve kiranın 35.000-TL'ye düşürüldüğünü ikrar ettiği beyanı bence HUMK/HMK kapsamında yazılı ispat şartını fazlasıyla karşılamaktadır. Hatta bu belgenin olmadığı bir durumda DAHİ, uzun yıllar boyunca bu miktar kirayı sesini çıkarmadan alan bir kiralayanın yıllar sonra kira bedeli bu değildi demesinin iyiniyet kurallarına uygun olmayacağı ve zimni kabul sayılacağı da değerlendirilebilirdi. Bu iddia belki İcra Mahkemesinde tartışılamazdı ama Sulh Hukuk Mahkemesinde veya bilahare açılacak menfi tesbit/istirdat davasında yine gündeme getirilebilirdi.