Mesajı Okuyun
Old 22-10-2007, 15:40   #2
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2003/8943
K. 2003/12963
T. 7.10.2003
• BOŞANMA DAVASI ( Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsıldığının Sabit Olması Gereği - Tanık Beyanlarında Geçen Olaylardan Sonra Evlilik Birliği Devam Ettiğinden Bu Olgunun Sabit Olmadığının Kabulü Gereği )
• EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI ( Ortak Hayatın Eşlerden Beklenemeyecek Derecede Temelinden Sarsılması - Sebep ve Saik Açıklamayan ve İnandırıcı Olmaktan Uzak Tanık Beyanlarına Dayanarak Karar Verilmesinin Yasaya Aykırı Olduğu )
• TANIK LİSTESİ ( Tanık İkame Edecek Tarafın Bunların İsim ve Adreslerini İçeren Listeyi Mahkemeye Vermesi Gereği - Tanık Listesinde Gösterilmeyen Tanıklardan Başka Tanık Dinlenemeyeceği ve İkinci Bir Tanık Listesi Verilemeyeceği )
• AİLE MAHKEMESİ ( Medeni Kanunun İkinci Kitabından Kaynaklanan Bütün Davaların Aile Mahkemesinde Görüleceği - Karar Bozulmakla Sonuçlanmamış Hale Geldiğinden İşin Görev Yönünden Tetkiki Gereği )
1086/m. 274
4721/m. 166
ÖZET : Tanık ikame edecek kimse öncelikle bunların isim ve adreslerini içeren listeyi mahkemeye vermek zorundadır. Bu listede gösterilmeyen kimseler dinlenemez ve 2. bir liste verilemez.

Boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Oysa dinlenen davacının tanıklarının sözlerinin bir kısmı Türk Medeni Kanununun 166/1 maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir. Bu itibarla davanın reddi gerekir.

DAVA VE KARAR : 1-Tanık ikame edecek kimse öncelikle bunların isim ve adreslerini içeren listeyi mahkemeye vermek zorundadır. Bu listede gösterilmeyen kimseler dinlenemez ve 2. bir liste verilemez. ( HUMK.md.274 )Bu nedenle tanık Gülfer A...'ın beyanları hükme esas alınamaz. Diğer taraftan tanık Metin Ö...' in beyanlarından geçen olaylardan sonra evlilik birliği devam etmiştir. Bu olaylarda nazara alınamaz. Terk nedenine dayalı bir dava bulunmamaktadır.

Türk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesi uyarınca; Boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Oysa dinlenen davacının tanıklarının sözlerinin bir kısmı Türk Medeni Kanununun 166/1 maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir. Bu itibarla davanın reddi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşü1erek yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.

2- 4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4/1 maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından ( MK. md. 118-494 )kaynaklanan bütün davaların Aile Mahkemesinde bakılacağını, geçici 1.maddesi de; sonuçlanmamış davaların yetkili ve görevli aile mahkemesine devredileceğini hükme bağlamıştır. Karar bozulmakla sonuçlanmamış hale gelmiştir. Bu açıklama karşısında işin görev yönünün de düşünülmesi zorunludur.

SONUÇ : Hükmün yukarıda 1.bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışındaki sair hususların incelenmesine yer olmadığına, duruşma: olunan 275.000.000 TL. vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 07.10.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.

yarx