Mesajı Okuyun
Old 16-06-2008, 07:44   #2
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan duyurucu1
Postacı kapıma bir kağıt yapıştırmış.Komşuya da haber bırakmış.”Postanede bir koli var gelsin alsın”demiş.

Ben yalancıktan meraklanarak “Acaba bana kim ne gönderdi?”diye meraklandım.Postaneye gittim.Koliyi aldım .Eve getirdim açmadım.Sonra peş peşe iki koli daha geldi.Onları da yalancıktan meraklanak aldım eve getirdim.Açmadım.Üçünü de çalışma masamın üzerine dizdim.

**

Bu gün önce küçük oğlumdan telefon geldi.”Baba nasılsın?Ben seni babalar günü nedeniyle aradım.Babalar günün kutlu olsun”dedi.

”Sağ ol evladım.Beni aradığın için teşekkür ederim.”dedim.Karşılıklı iyi niyet içeren temennilerden sonra telefonu karşılıklı kapattık.

Elim ortadaki koliye gitti.”Acaba küçük çocuğum bana ne almış?”diye yalancıktan meraklandım.Koli bir kitaba benziyordu.”Tabi ya. Çocuk üniversitede okuyor .Parası da yoktur garibimin.Bana öyle değerli bir hediye alamaz..Alsa alsa kitap alır.”diye düşündüm.Koliyi açtım İlber Ortaylı’nın Osmanlı Tarihi üzerine bir araştırma kitabıydı.Çok mutlandım.”Bak kerataya telefonla zaman zaman konuşmalarımızdan benim hangi konulara ilgi duyduğumu sezmiş en sevdiğim yazarlardan birinin kitabını bana postayla göndermiş.Teşekkür ederim küçük oğlum.Beni babalar gününde mutlu ettin” diye düşündüm.Kitabı yatak odamda baş ucuma koydum.”Her gece yatmadan önce okurum”diye düşündüm.

Daha kitabı yatağımın baş ucuma yeni koymuştum ki.Telefon gene çaldı.Zaten bekliyordum.Bu gün balar günü ya çocuklarım peş peşe beni arar halimi hatırımı sorarlar.Yanılmamışım.Bu defaki kızım.Kendisi doktor.

”Baba nasılsın?Sağlığın nasıl.Babalar günün kutlu olsun.Biz de şu anda torununu da aldık tatildeyiz.Okullar tatil oldu ya bunu fırsat bilip.Aile boyu tatil yapıyoruz.Çok şahane.Zaten sene boyunca çok sıkılmışız.Torununun da sana selamı var.Hadi hepimiz seni öpüyoruz.”Çat.telefon kapandı.

Ben “alelacele teşekkür.. falan”diye birkaç laf edecek oldum.Telefon kapanmıştı.

”Neyse” dedim.”Hiç olmazsa aradı ya “diye içimdeki şeytanı bastırmaya çalıştım.”Hem torunda yanlarındaymış İyi iyi Tatil yapsınlar.Hakları.Çocuklar bir sene yoruldular.O hasta senin bu hasta senin .Sürekli elin insanlarını tedavi etmekten yoruldular.Zarar yok şimdi kalan zamanlarını babalarına telefon ederek boşuna harcamasınlar.Kendileri mutlu olsunlarda.”diye düşündüm.

Masanın sol başındaki koliyi aldım.”İçinde ne var acaba?Kızım bana babalar gününde ne almış acaba?”diye yine yalancıktan meraklandım.Ellerim mutluluktan titreyerek açtım.Aaa.! Bir gömlek bir de kravat almış.Üzerine de “Babacığım babalar günün kutlu olsun.Seni seviyorum”diye yazmış.

Çok mutlandım.Zaten kızım oldum olası babasını çok sever.Kız çocuğu oluşundan mıdır?Nedir?Babasına özel bir ilgisi var.Gözlerim nemlendi.Başının iki yanına saçlarını toplayıp tokayla tutturarak iki boynuzlu çocuksu hali gözümün önüne geldi.

Bu gömleği de Yatak odasındaki karyolamın üzerine koydum.Akşama kadar bakıp duracağım.Yarın iş günü kızımın aldığı gömleği giyeceğim.Kravatı da takacağım.Avukat arkadaşlardan takılanlar olacaktır şüphesiz.”Ne o duyurucu1 yine senenin moda rengi gömleği takmışsın sırtına.Kravat da hani pek yakışmış” diyecekler.”Anlayalım yani aganigi naganigi işleri mi?”Ben gülümseyerek ve gururla;”Yok canım bu yaştan sonra aganigi naganigi işleri kim biz kim.?Kızım almış.Babalar günü nedeniyle üşenmemiş.Yol uzun Bana ulaşması zor olduğu için postayla göndermiş” diyecek ve onlara hava atacağım.

Bu düşünceler içerisinde öğle yemeğimi yedim.Masanın üzerinde bir tane hediye kolisi kaldı.Biraz ağır bir şey.Acaba içerisinde ne var?Şu çocuklarda bir alem vallahi.Sürpriz yapmasını ne çok seviyorlar.Eee.Geçmişte zor günler geçirdim.Çocuklarımı okuttum.Aynı senelerde iki çocuğumu üniversitede okuttum.Kızım doktor oldu.Evli. Bir çocuğu var.Evi arabası her şeyleri var çok şükür.Küçük oğlum şu anda üniversitede ona da her ay geçimi için öbür çocuklarıma yaptığım gibi maaşını gönderiyorum.Büyük oğlum da doktor. Ona da sonuna kadar destek oldum.O şimdi Ortopedi doktoru.İşi de iyi.Ameliyatlar falan.Çocuğun kafasını kaşıyacak zamanı yok.Elin insanlarını her gün kesip biçiyor.Onlara şifa dağıtıyor.

Çocuklarımla gurur duyuyorum.Başkalarının yanında onlardan gururla ve övünerek söz ediyorum.

Öğleden sonra biraz uzandım.Uyumuşum.Bel fıtığından muzdaribim.Diğer zamanlar ağrıdan sızıdan uyuyamıyorum ki.Bu gün biraz rahatım.Geçen hafta gittiğim ortapedi doktoru.”Şu ilaçları al.Sonra yanıma gel “demişti.İlaçlar tükenince yeniden gitmek gerek.Ortopedi doktoruna beni muayene ederken”Bak benimde oğlum da ortapedi doktoru” diyecek oldum.İnanmadı galiba.”Tamam amca sen ilaçların tükenince bir daha gel ağrına sızına bakarız”demişti.her halde benim oğlumda yabancı insanları böyle tedavi ediyordur.Kızımda.Ellere böyle şifa dağıtıyorlardır.

Uyandığımda vakit akşama geliyordu.Ve masamın üzerindeki ağırca paket.Öylece duruyordu.

Balkona çıktım.İçeri girdim.Paket öylece duruyordu.Büyük oğlum ortapedi doktoru olan beni aramamıştı.Meraklandım.”Acaba başına bir şey mi geldi ki?Şimdiye kadar araması gerekirdi”diye düşündüm. Aramadı

Akşam yemeğini balkonda yedim. Hava kararıyordu.Tam son lokmalarımı yutmuştum ki telefon çaldı.Arayan büyük oğlumdu.”Baba nasılsın?Babalar günün kutlu olsun.Biz şimdi gelinin ile yemekteyiz.Bu gün babalar günü ya.Yakında ben de baba olacağım.Gelininin doğurmasına daha onbeş gün kadar var.Biz de bu vesileyle baba adayı olarak ve babalar günü nedeniyle yemeğe çıktık.Gelinin bana baba adayı olmam nedeniyle güzel bir hediye aldı.Çok beğendiğim bir takım elbise vardı.Onu benden gizlice habersiz almış.Sabah bana sürpriz yaptı.Çok mutlandım.Sen nasılsın sağlığın nasıl.Bel fıtığın nasıl oldu? Ağrıların var mı?”diye devam etti.Ben “hayır ağrılarım yok oğlum.Zaten bel fıtığı da öğle önemsenecek bir hastalık değilmiş.Hem bendeki sadece önemsiz bir ağrı.O da geçti gitti.Şimdi maşallah turp gibiyim.Sağlığım iyi.Beni o kadar işinin arasında zaman ayırıp aradığın için teşekkür ederim”dedim.

“Aaa.Aşkolsun baba.Aramam mı hiç?Sen vaktiyle bizim için ne fedakarlıklarda bulundun?Ben bu gün ortapedi doktoru isem senin sayende oldum.Sen beni yönlendirmeseydin,teşvik etmeseydin şimdi belki de mesleksiz biriydim.Herşey senin sayende oldu.Beni bu duruma getiren sensin.Hem bendeki özellikler Mendel Kanunlarına göre senden geçti.Bu gün bazı üstün özelliklere sahipsem,çevremde iyi ameliyat yapan,neşteri keskin bir doktor olarak tanınıyor ve ün yapmış isem bu senin sayende oldu.Senden bana geçen özellikler sayesinde oldu.”

Ben “Yok canım.Öylemi “filan diye işi geçiştirmeye çalışıyordum.Olum olası övülmekten hoşlanmazdım.Utanırdım.

“Yok yok” diye devam etti.”Tevazu gösterme.Bu gün ben ve kardeşlerim neye sahipsek.Senin sayende oldu.Hiç seni unutur muyuz?Hakkını nasıl öderiz acaba….”diye bir süre daha konuştu ve telefonu iyi niyetlerle kapattı.

Ben son kalan hediye paketine yöneldim.Sanki içindekini bilmiyormuş gibi yaparak ve sanki heyecanlanıyormuş gibi yaparak Paketi açtım Aaa ne göreyim.Bir laptop bilgisayar.!”Hay Allah.Sakalın ağara büyük oğlum”diye içimdem geçirdim.”Nasıl da bildi böyle laptop bilgisayara ihtiyacım olduğunu.Gündüzleri ofisimdeki sabit bilgisayardan çalışıyor.Yazılar yazıyordum.Akşam olunca bazen Türk Hukuk Sitesine giriyorum .Meslektaşlarla dertleşiyoruz.İyi oluyor.Akşam yazdıklarımı ertesi gün ofiste yazıp Türk Hukuk Sitesine göndermek bayağı zor oluyordu.Demek büyük oğlum geçenlerde telefonla yaptığımız konuşma sırasında anlattığım bu ihtiyacı aklında tutmuş Bana laptop bilgisayar göndermiş.Böylece anında yazıp anında Türk Hukuk Sitesine gönderebileceğim.”Vay benim akıllı ve düşünceli oğlum.Babasını düşünen oğlum.Yok yok .Benim çocuklarımın üçü de düşünceli ve akıllı.Babalarını sever ve sayarlar.Saygıda kusur etmezler.Babalar gününde hem arar.Hem babalarının hediyesini getirirler.Getiremeseler dahi ulaştırırlar.Bayramlarda kesinlikle gelir babalarını ziyaret ederler.Hediyelerini getirirler..Öğle başkalarının çocukları gibi babalarını aramazlık yapmazlar.Ya da sadece telefon edip Baba nasılsın iyi misin diye kuru kuruya babalar günü kutlamazlar.Muhakkak hediye alırlar.Yok yok benim çocuklarım bambaşka.Onlarla gurur duyuyorum”

Laptop bilgisayarı aldım öbür hediyelerin yanına yatağın üzerine koydum.Seyretmeye başladım.Onların her birini gördükçe kendi çocuklarımı görüyor gibi oluyordum.

O sırada eşim mutfaktan seslendi.”Duyurucu1 neredesin? nereye kayboldun yine”Eşim bensiz yapamaz.Kalbim,şekerin bel fıtığım Baş dönmem ..olduğu için beni gözünden ayırmaz.Bir yerlerde sessizce düşüp öleceğimden korkuyor.”Benim yirmi dört saat korumam.

“Eee pes vallahi “ dedi eşim.Yatak odasına gelmişti.”Geçen hafta bu hediyeleri gittin tek tek aldın.Sordum seslenmedin.Onları paketledin.Gittin postaneye gönderdin Bir anlam veremedim.Postacı senin gönderdiğin hediyeleri tekrar gerisin geri sana getirdi.Bir anlam veremedim.Onları her çocuğun sana telefon edişinde ambalajından açtın,getirip yatağın üzerine koydun .Seslenmedim.Hele bu duyurucu1 ne yapacak?dedim.Şimdi senin aldığın,kendine gönderdiğin hediyelerin karşısına geçmiş hayallere dalmışsın?Ne yapıyorsun sen?Kafayı mı yedin?”

“Sen anlamazsın hanım..Sen anlamazsın..”dedim.Ve Çocuklarımın bana aldıkları hadiyeleri toparlayarak çalıışma odama götürdüm.


Sevginiz sular seller gibi olsun, sevgiyle kalınız.

Ömer KAVİLİ