Mesajı Okuyun
Old 10-05-2011, 14:35   #4
kezzy

 
Varsayılan

Sayın Konaklı, TMK.’nın 197. maddesinde ise evlilik birliği devam ederken ‘birlikte yaşama’ ara verilmesi ele alınır. Bu maddenin ikinci fıkrasına göre, birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır. Bu madde kapsamında hangi durumların haklı sebep teşkil ettiği ise maddenin ilk fıkrasında açıklanmıştır: “Eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddî biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir.” Bu koşullardan birinin varlığı halinde hâkim, dava tarihinden geçerli olmak üzere tedbir nafakasına hükmedebilir ve ayrı yaşamada haklılık devam ettiği sürece nafaka da devam eder. Boşanma ve ayrılık davası açılmadan, evlilik birliği devam ederken, eşlerden biri tarafından herhangi bir sebeple ayrı yaşama hakkının doğduğu ispat edilmedikçe hâkim, istemde bulunan lehine tedbir nafakasına karar veremez.


Alıntı:

T.C. YARGITAY
3.Hukuk Dairesi
E:2004/11937
K:2004/10756
T:11.10.2004
• TEDBİR NAFAKASI
• TEDBİR NAFAKASINDA MİKTAR
• MÜŞTEREK YAŞAM SIRASINDAKİ YAŞAMA DÜZEYİ
ÖZET : Tedbir nafakasının miktarı tayin edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile müşterek yaşam sırasında davalının eşine sağlamış olduğu yaşama düzeyi dikkate alınmalıdır.
(4721 s. Kanun m. 4, 197/2)
Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davada, TMK.nun 197/2. maddesinde belirtilen; ayrı yaşamada haklılık iddiasına dayalı aylık 1.000.000.000 lira tedbir nafakası istenilmiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile; aylık 250.000.000 TL nafakanın davalıdan alınarak dava tarihinden geçerli olmak üzere davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine,
Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Tedbir nafakasının miktarı tayin edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile müşterek yaşam sırasında davalının eşine sağlamış olduğu yaşama düzeyi dikkate alınmalıdır.
Yapılan ekonomik ve sosyal durum araştırmasında; davalının Banka Müdürü olup, aylık maaşının 1.585.000.000 lira olduğu, davacının ise; ev hanımı olup gelirinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
O halde, mahkemece; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, davalının gelir düzeyi ile birlikte yaşarken davalının eşine sağlamış olduğu yaşama standardı nazara alınarak; davacının geçimi için gerekli, davalının geliri ile orantılı olacak şekilde, TMK.nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek daha uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekir. Davalının geliri ile mütenasip olmayacak şekilde düşük nafakaya hükmedilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.10.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



Alıntı:

T.C. YARGITAY
2.Hukuk Dairesi

Esas: 2005/1178
Karar: 2005/3199
Karar Tarihi: 03.03.2005

ÖZET : Boşanma davalarında takdir edilen tedbir nafakasına dava tarihinden itibaren hükmedilmesi gerekirken talep tarihinden itibaren hükmedilmesi isabetsizdir.



(1086 S. K. m. 438/7)

Dava: Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm tedbir nafakası yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Boşanma davalarında takdir edilen tedbir nafakasına dava tarihinden itibaren hükmedilmesi gerekirken talep tarihinden itibaren hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı ise de; bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir. ( HUMK. md. 438/7 )

Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle gerekçeli kararın hükmü fıkrasının ikinci paragrafındaki "talep tarihi olan 18.06.2004 tarihinden itibaren" cümlesinin çıkarılarak yerine "dava tarihinden itibaren" cümlesinin eklenerek hükmün bu şekliyle düzeltilerek ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.03.2005 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Aynı Şekilde yargıtay 2. hukuk dairesinin emsal bir kararında belirttiği gibi ;

Davalı eş için boşanma davasının açıldığı tarihten itibaren tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken talep tarihinden itibaren hükmedilmesi usul ve yasaya aykırıdır. ( Yargıtay 2.H.d 27.12.2005 15431 / 18367 )