Mesajı Okuyun
Old 24-10-2008, 16:51   #24
Gemici

 
Varsayılan Hukukçu’yu Hukukçu Yapan Özellikler

Alıntı:

Ağır Ceza Hakimine rüşvetten Gözaltı, 24 Ekim 2008 Cuma

ESKİ KARISINI EVLENMEKTEN VAZGEÇİREMEYEN AVUKAT NİŞANLISINI ÖLDÜRDÜ!..
Başkentte 2 ay önce hapisten çıkan avukat, kıskançlık krizine girince evlenmek üzere olan eski eşinin nişanlısını vurdu. 30 Temmuz 2008 Çarşamba


İstanbul Barosu'na kayıtlı Avukat Bayram Sabah, dün Bahçelievler Yenibosna'daki bürosundan caddeye kurşun yağdırdı. 5 Mart 2008, Çarşamba


Ölmeden önce karısını dövdü
Bağcılar Adliyesi Hakimi Eyyüp Yılmaz tabanca kurşunuyla öldü. Eşi "İntihar"hakimin kardeşi "Cinayet olabilir" dedi.
Savcılık da intihar üzerinde duruyor. Kıskançlık yüzünden sık sık kavga ettiği eşini döverken görüntülenen hakim "İnsan sevdiği için ölmeli, öldürmeli" demişti
26 Haziran 2007 / Salı


Kara leke
Cumhuriyet tarihimizde ilk defa bir yüksek mahkeme suikast hedefi: Hayalet silahlı avukat, bir hakimi öldürdü, 4'ünü yaraladı 18 Mayıs 2006


DGM Savcısı rüşvet almakla suçlanıyor
Açığa alınan Adana DGM Savcısı Üreten'in davalarına baktığı uyuşturucu kaçakçılarıyla bir işadamı vasıtasıyla temas kurduğu iddia edildi. 29.04.2004


Ağır ceza hakiminin gözaltına alınması haberi bana hukukçu kimliğini hatırlattı.

Alınıtlardan da anlaşılacağı üzere hukukçular suç işlemez türünden bir kural yok, Suç işleme yönünden sıradan vatandaşa kıyasla daha az suç işleseler bile. Hukukçularda insan sonunda. Tüm diğer insanlar gibi belirli duyguları, hisleri, düşünceleri, gereksinimleri, güdüleri ve içgüdüleri var.

Yukarıdaki haberlerin yanına bir de THS’de gözüme çarpan bir zihniyet, bir davranış var; yasada açık olarak suç kabul edilen bir davranışı, kendi düşünce ve davranışları hukuktan üstünmüş gibi bir havayla, savunan zihniyet. Buna isterseniz daha hukukun ve hukuk teorisinin ne olduğunu öğrenmeden teori üretmeye çalışan ve hukuku sadece yürürlükte olan kural ve yasalara indirgeyen bazı hukuçu adaylarını ekleyebilirsiniz.

Yukarıdaki örnekler toplumun her katmanında ve her meslek grubunda rastlanan örnekler, hukukçularda da rastlanması olağan bir durum. Buna rağmen belirtilen türden davranış ve düşünüşü hukukçularda gözlemlediğimiz zaman garibimize geliyor ve bu kadarı da olmaz diyoruz.

Kısaca belirtmek gerekirse hukukçulardan belirli bir zihniyet, bir davranış, bir tutum bir kişilik bekliyoruz.


Gülsün A. Aygörmez’in de belirttiği gibi konuyu 'İdeal Hukukçu' Kimliği’nden ziyade ‘bir hukukçunun belirgin özellikleri’ onu hukukçu olarak diğer meslek gruplarınının mensuplarından, diğer insanlardan ayıran davranışlar olarak tartışmak daha yerinde gibime geliyor. Hukukçuyu hukukçu yapan sadece cebinde veya öfisinin duvarında bir hukuk fakültesi diplomasının olması mı, yoksa hukuk teorıisine ve yasalara vakıf olduğu halde, bildiklerini ve öğrendiklerini haksız çıkar elde etmede kullanmak mı?
Saygılarımla