Mesajı Okuyun
Old 02-08-2009, 15:28   #82
Academic

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Şehper Ferda DEMİREL
Kesinlikle.



Kadın, farkındalık düzeyinin arttırılmasına "İhtiyaç duyuyorsa" rahatsızlık duymaz. Duymuyorsa, evet.



Marketing kelimesi feminizmle yan yana düşebiliyorsa, feminizmin gerekliliğinden de şüphe duymak gerekir Bence iki kelimenin yanyanalığı yalnızca talihsizlik.




Aksine, ihtiyaç hissetmediği "lüzumsuz" şeyleri (Marketingin ana hedefi) aldırmak gibi bir çabaya, belki de hiç girişmemeliyiz.

Yazdığım "İhtiyaç" kelimesi, korkarım yanlış anlaşılıyor. Ben demek istiyorum ki:

Eğitimsiz, dünyadan bihaber alt kat komşunuz Ayşe teyze, evinde huzurlu mutlu bir yaşam sürüyor, kocasını iş dönüşü kapıda karşılamaktan haz duyuyorsa; Ayşe teyzeye feminizmin sloganlarını dikteye yahut bildirmeye kalkışmak beyhudedir.

Ama bir alt kattaki Fatma Teyze dayak yiyor, yahut çalışmak istediği halde eve kapatılıyor, yahut eşine herhangi bir karşı düşünce bildiriminde şiddetle karşılaşıyor ise (maddi veya manevi), dahası bu durumdan yakınıcı ise; Fatma teyzeye feminizmin şemsiyesi iyi gelebilir.

Her -izm kendince doğrudur.

Her -izm kendi doğrularını dayatır.

Her -izm biraz zorbadır.

Her -izm; -zorbalıktan kurtulmak adına-, seslenilmeye, kendisine duyulan "İHTİYACA" muhtaçtır.

Saygılarımla...

Sayın Demirel,


İhtiyaç konusunda aslında genel doğrular noktasında haklısınız. Statünün temelinde ihtiyaç vardır. Yani ihtiyacınız olan şey daha anlamlıdır ve daha değerlidir. Bu noktada size katılıyorum ve aslında Feminismden öte kadının haklarına duyarlılık noktasında farklı düşünmediğimizden eminim. Yöntemlerde ayrışıyoruz

Sanırım Marketing ve Feminizm kavramlarını yan yana kullanmak konusunda bir açıklama getirmeliyim. Eğer konuyu "ihtiyaç" noktasına bağlarsak o zaman ihtiyacı yapılandırmada ne gibi bir strateji izleyebilir babında kullanmıştım bu iki kavramı yanyana. Bence burada yerindedir.Hoş görünmüyor farkındayım ama bence yerine oturmuştur.

Kadın Haklarına dair çalışmalarda genellikle "yangın söndürme" yaklaşımları "önleyici" yaklaşımın önüne geçmektedir. Aslında bu sadece bu konuya da özgü değil. Uzun vadeli düşünmeme ve günü kurtarma yaklaşımı bu konuda da hüküm sürüyor. Feminizmi sadece yardıma ihtiyacı olan kadınlara endekslersek bu konuda bir şeyler yapmaya çalışanlar hep "verici" , yardım için kendisini zaten çaresiz hisseden kadınlar da "alıcı" konumunda olacak. Siyasete değinmek burada yasak ancak bizim toplumumuzda bir dilenci kültürünün giderek yaygınlaştırıldığının farkında olmalıyız ve kadını da hiç bir şey yapmadan alma noktasında itiyoruz bu şekilde.Kadının esas sorunu: duyarsız kalmak..bir ve öğrenilmiş çaresizlik.. iki.

Kadın aslında erkek toplumunda gereğinden çok verici ve sömürülen olmasına rağmen kendi hak ve sorumluluklarını üstlenme konusunda pasif yaklaşımıyla sadece yardıma ihtiyaç duyduğunda bu konulara ilgi gösteriyor maalesef.


Hayır bence yardıma gereksinimi olmasını beklemeden eğiterek ve belki de arkasından iterek , cesaretlendirip yüreklendirerek , bilinçlendirerek haklarının sorumluluğunu alması ve gereklerini yerine getirmesi için biraz harekete geçirmeliyiz artık kadınları ( kendileri harekete geçmiyorsa)... Gelecekte ne olacağı belli olmaz diyerek değil.. Gelecekte belki benim de başıma gelir diye de değil.. Sadece bunun onların doğal olarak hakkı ve sorumluluğu olduğu için. Cinsiyetinden ötürü ikinci sınıf olmak bir kader olmadığı için. Ve gelecek nesilleri kadınlar yetiştiriyor unutmayalım. Çocuklarına yeterince güçlü modeller oluşturmaları gerektiği için .. Çok ülküsel belki ama böyle olduğuna inanıyorum..

Ve kadını bu marketting ile mi olur yoksa başka bir strateji ile mi ben bu yolda atılacak adımlar konusunda yöntemi meşru olduğu sürece hiç bir yaklaşımı yadırgamıyorum. Bugüne kadar denenmemiş ne varsa denenmeli..Fakat şunun da bilincindeyim. Bu demokrasi kültürü ile ayrıştırılamaz. Bizim ülkemizde Avrupa'nın 600 senede aştığı noktalar altı okla 60 senede aşılmaya çalışılmıştır dolayısıyla bir takım şeylerin tam olarak oturmaması doğaldır. Demokrasi bilinci, STK lar vs bunlar elbet zamanla yerine oturacaktır. Kadın hakları da bu sistem içinde mücadelesi verilen bir alandır ve bu sınırlılıklardan elbette nasibini almıştır.

Saygılarımla.