Mesajı Okuyun
Old 31-01-2017, 09:58   #8
Avukat İlkay Uyar Kaba

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

10.Hukuk Dairesi
Esas: 2014/16331
Karar: 2014/19901
Karar Tarihi: 17.10.2014


HİZMET TESPİTİ DAVASI - DAVACININ HİZMET AKDİYLE ÇALIŞMASININ GERÇEK OLUP OLMADIĞI - KAZANIN NE ŞEKİLDE MEYDANA GELDİĞİNİN AÇIKLIĞA KAVUŞTURULMASI - EKSİK ARAŞTIRMA - HÜKMÜN BOZULMASI GEREĞİ

ÖZET: Dava, hizmet tespiti ve iş kazasının tespiti istemine ilişkindir. Dava konusu dönemde, davacının hizmet akdiyle çalışmasının gerçek olduğu belirlendiği takdirde; davaya konu kazanın ne şekilde meydana geldiği açıklığa kavuşturularak, 506 sayılı Kanunun ilgili maddesinde sayılı ve sınırlı olarak belirtilen hal ve durumlardan birinde meydana gelip gelmediği belirlenmeli ve böylece, hakkında yeterli ve gerekli tüm soruşturma yapılan uyuşmazlık konusu olay; hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip, deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.

(506 S. K. m. 2, 11, 79)

Dava: Dava, hizmet tespiti ve iş kazasının tespiti istemine ilişkindir.

Mahkeme, ilâmda belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar vermiştir.

Hükmün, davalılar Avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşılmakla, Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:

Karar: Uyuşmazlık konusu dönemde yürürlükte bulunan ve davanın yasal dayanaklarından olan 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun “İş Kazası ve Meslek Hastalığının Tarifi” başlıklı 11. maddesinde yer almakta ve bu maddenin iş kazasına ilişkin (A) fıkrasında aynen;

“A) İş kazası aşağıdaki hal ve durumlardan birinde meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedence veya ruhça arızaya uğratan olaydır.

a) Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,

b) İşveren tarafından yürütülmekte olan iş dolayısıyla,

c) Sigortalının, işveren tarafından görev ile başka bir yere gönderilmesi yüzünden asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,

d) Emzikli kadın sigortalının çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,

e) Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere toplu olarak götürülüp getirilmeleri sırasında...” Denilmektedir.

Olayın, işkazası olarak kabul edilebilmesi için; olaya, maruz kalan kişinin 506 sayılı Kanunun 2. maddesi anlamında sigortalı olması, olayın, 506 sayılı Kanunun 11/A maddesinde sayılı ve sınırlı olarak belirtilen hal ve durumlardan birinde meydana gelmesi koşuldur. Başka bir anlatımla, olayın, iş kazası sayılabilmesi için iki koşulun birlikte gerçekleşmesi zorunludur.

Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Kanunun 79. maddesi bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay'ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.

Somut olayda, davacının işverene ait servis aracında iken trafik kazası geçirdiği sabitse de; davacının davalı işverene ait olan işyerinde hizmet akdiyle çalışıp çalışmadığı ve görevli olduğu sırada kaza geçirip geçirmediği, diğer bir anlatımla, olayın, iş kazası olarak kabul edilip edilemeyeceği yeterince aydınlatılmamıştır.

Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler çerçevesinde mahkemece yapılacak iş, öncelikle; davacının hizmet akdiyle çalışmasının gerçekliğinin belirlenebilmesi amacıyla, hizmet akdi ile çalışmayı ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıt olarak; iş yerinde tutulması gerekli dosya, puantaj kayıtları, ücret bordroları, vergi dairesine verilen muhtasar beyannameleriyle, Kurumdaki belge ve kayıtlardan yararlanılmalı, müfettiş raporları, davacının vergi kaydı, meslek odası ve sicil kaydı olup olmadığı araştırılmalı, daha önce dinlenip de işyerinde çalıştıklarını beyan eden tanıkların dava konusu dönemde işyeri dönem bordrolarında yer alıp almadıkları belirlenmeli, dinlenen tanıkların işyeri dönem bordrosunda yer almadıklarının tespit edilmesi halinde; işyerinin dava konusu dönem bordrosundan saptanan çalışanlar ile, gerektiğinde, komşu iş yeri sahipleri ve bordrolara geçmiş çalışanların da bilgi ve görgülerine başvurularak hizmet akdi ve gerçek çalışma olgusu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı biçimde belirlenmelidir. Bu araştırmada; gerekirse, zabıta aracı kılınmalı, elde edilen bilgilerin tanık anlatımlarında belirtilen olgularla örtüşüp örtüşmediği de denetlenmelidir. Dava konusu dönemde, davacının hizmet akdiyle çalışmasının gerçek olduğu belirlendiği takdirde; davaya konu kazanın ne şekilde meydana geldiği açıklığa kavuşturularak, 506 sayılı Kanunun 11. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak belirtilen hal ve durumlardan birinde meydana gelip gelmediği belirlenmeli ve böylece, hakkında yeterli ve gerekli tüm soruşturma yapılan uyuşmazlık konusu olay; hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip, deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.

Açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

O halde, davalılar avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı şirkete iadesine, 17.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.