Mesajı Okuyun
Old 08-12-2013, 21:49   #2
OzgeS

 
Varsayılan

Tasarrufun iptali davası kapsamında verilen ihtiyati tedbir kararı zaten ihtiyati haciz zımnındadır. Zira İİK madde 281de düzenlenen tasarrufun iptali davasında verilecek olan tedbirin mahiyeti de ihtiyati haciz olarak geçmektedir. Ayrıca bu ihtiyati haciz kararı 257 vd düzenlenen ihtiyati haciz müessesesinden farklı bir uygulamadır.

T.C.
YARGITAY
17. HUKUK DAİRESİ
E. 2010/706
K. 2010/2549
T. 22.3.2010
• TASARRUFUN İPTALİ DAVALARI ( Dava Kabulle Sonuçlandığı Takdirde Alacaklı Tarafından Başlatılacak Yeni Bir İcra Takibi Olmayacağı ve Uygulanan İhtiyati Haczin Tasarrufun İptali Davasının Kabulü İle Kesin Hacze Dönüşeceği )
• TEDBİR KARARI ( İhtiyati Haciz Mahiyetinde Olmasına ve Tasarrufun İptali Davalarında Dava Kabulle Sonuçlandığı Takdirde Alacaklı Tarafından Başlatılacak Yeni Bir İcra Takibi Olmayacağı )
• İHTİYATİ HACİZ MAHİYETİNDEKİ İHTİYATİ TEDBİR ( Geçerliliğinin Kararın Kesinleştiği Tarihe Bağlanmasının ve Bu Tarihle Sınırlandırmasının Doğru Olmadığı )
2004/m.278, 280, 281
ÖZET : Davacı vekilinin talebi üzerine tensiple birlikte verilen tedbir kararının ihtiyati haciz mahiyetinde olmasına, tasarrufun iptali davalarında dava kabulle sonuçlandığı takdirde, alacaklı tarafından başlatılacak yeni bir icra takibi olmayacağı, İİK'nun 281/2 maddesi uyarınca uygulanan ihtiyati haczin tasarrufun iptali davasının kabulü ile kesin hacze dönüşeceği ve davacı alacaklının verilen ilamı icra dosyasına ibrazla cebri icra işlemine devam edebileceği, mahkemece ihtiyati haciz mahiyetindeki ihtiyati tedbirin geçerliliğinin kararın kesinleştiği tarihe bağlanmasının ve bu tarihle sınırlandırması doğru değildir.

DAVA : Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı sebeplerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içerisinde davacı vekili ile davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, davalı H. aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunmadığını ileri sürerek borçlunun dava konusu taşınmazını sair davalı dayısı M.'ya satışına ait tasarrufun iptal edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalılar davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, davalılar arasındaki akrabalıktan dolayı tasarrufun iptal edilmesine karar verilmiş hüküm davacı vekili ile davalılar tarafından temyiz edilmiştir.

Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davacı vekilinin talebi üzerine tensiple birlikte verilen tedbir kararının ihtiyati haciz mahiyetinde olmasına, tasarrufun iptali davalarında dava kabulle sonuçlandığı takdirde, alacaklı tarafından başlatılacak yeni bir icra takibi olmayacağı, İİK'nun 281/2 maddesi uyarınca uygulanan ihtiyati haczin tasarrufun iptali davasının kabulü ile kesin hacze dönüşeceği ve davacı alacaklının verilen ilamı icra dosyasına ibrazla cebri icra işlemine devam edebileceği, mahkemece ihtiyati haciz mahiyetindeki ihtiyati tedbirin geçerliliğinin kararın kesinleştiği tarihe bağlanmasının ve bu tarihle sınırlandırmasının da doğru olmamasına göre davacı vekilinin, 3. kişi M.'nın borçlu H.'nin dayısı olmasına İİY'nın 278/1 maddesinde bu derece akrabalar arasında yapılan tasarrufların bağışlama hükmünde sayıldığının ve iptale tabi olduğunun öngörülmesine, buna ilaveten M.'nın borçlu olan yeğeni H.'nin alacaklılarından mal kaçırmak ya da alacaklılarını ızrar kastı ile hareket ettiğini bilebilecek kişilerden olması sebebiyle de tasarrufun iptali gerekeceğine ( İİY. 280/II ) ve kararda yazılı sair gerekçelere göre de,

SONUÇ : Davalıların temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 1,55 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, aşağıda dökümü yazılı 545,13 TL kalan onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, 22.03.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.