Mesajı Okuyun
Old 05-01-2007, 18:21   #6
erdal7

 
Varsayılan

Sayın Av.Sezer Yiğit

Menfi tespit davalarında . Şu belirtilen hususların açıklığa kavuşması lazımdır.

1- Davcı borçlu borçlu olmadığını yani dayanak belge dolayısı ile niçin borçlu olmadığını açıkca ortaya koyabilmeli ve usulüne göre bu durum ispat edilmelidir.

2- İspat yükü iddiaya ve somut olaya göre hangi tarafa düşmektedir.

3- Cek dolayısı ile borçlu olmadığının ortaya konulması ile böyle bir iddia kanunen nasıl ispatlanabilir.

Sorunuzda "Söz konusu çek eski ortaktan rızası dışında, bir yakını tarafından alınıp, ödenecek miktar ve vade çok sonraki bir tarih yazılarak müvekkil aleyhine takibe koyuluyor. " demektesiniz.

“Dava konusu çeklerin teminat ya da avans olarak önceden verildiği' iddiasının tanıkla isbat edilemeyeceğini” ,
19. HD. 21.11.2003 T. 9574/11852; 3.2.2003 T. 9435/944; 31.1.2003 T. 9574/891

« “Çekin ‘ödeme aracı’ olduğunu, ticari teamüllere göre teslim edilmeyen malın bedelinin çekle ödenmesinin düşünülemeyeceğini»

Dava konusu açığa atılan imzalı çeklerin çalındığı’ iddiası ile açılan olumsuz tesbit davasında, davalı-alacaklının ‘çeklerin lehdar kısmının davacı tarafından yazıldığı’nın ileri sürülmesi halinde, bu husussun araştırılarak -davacının yazısını inkar etmesi halinde yazı üzerinde bilirkişi incelmesi yaptırılarak- sonucuna göre karar verilmesi gerekeceğini”
11. HD. 18.6.1988 T. 2623/4354

'Senetteki rakamla yazılan bedel kısmının sonradan eklendiğinin' iddia edilmesi halinde 'bu kısmın, senet metnindeki diğer yazılarla ayni el mahsûlü olup olmadığının ve eklemenin sonradan yapılıp yapılmadığının' bilirkişiler aracılığı ile araştırılması gerektiğini”
11. HD. 4.4.1988 T. 2633/2008

11. HD. 1.4.1991 T. 808/2307; 12.6.1989 T. 1288/3536

Çekin rızası dışında alacaklı-davalı tarafından üzerinden alındığını' davacı-borçlunun tanıkla isbat edebileceğini» ,
11. HD. 9.4.1991 T. 322/2557

Senet hâmilinin, lehdarın ‘damadı’ olması halinde, iyiniyetli sayılamayacağı nı”,
11. HD. 2.10.1980 T. 3646/4466


'Karşılıksız kalan bonoyu kullanmak' suçu (TCK. mad. 508) ile ilgili olarak ceza mahkemesince verilen mahkûmiyet kararı, hukuk hakimini bağlarsa da, mahkûmiyet kararında 'dava konusu bononun karşılıksız kaldığını' açıklar bir hüküm ve gerekçe yer almaması halinde, sadece mahkûmiyet kararının olumsuz tesbit davasında 'kesin delil' niteliğini taşımayacağını”
11. HD. 30.4.1991 T. 1157/2749

Ceza mahkemesinin kesinleşen mahkûmiyet hükmü, hukuk hakimini de bağlayacağından, davalı-alacaklı hakkında 'güveni kötüye kullanma' suçundan dolayı verilen mahkûmiyet hükmünün, dava konusu senedin beyaza (açığa) imza suretiyle' düzenlendiğinden hükümsüz olduğu iddiasıyla açılan iptal davasında, 'kesin hüküm' olacağını”
11. HD. 25.1.1983 T. 5656/245

Davalı alacaklı hakkında, davacı - borçlunun şikâyeti üzerine ceza mahkemesinde 'güveni kötüye kullanma' suçu ile ilgili ceza davası sonucunun olumsuz tesbit
davasında bekletici mesele yapılması gerektiğini”
11. HD. 27.6.1988 T. 2195/4302


Somut olayınızda açıklık olmamakla birlikte Lehtarın elinden dahi çek rıza dışında çıkmış ise lehtar cirosundaki imzanın ona ait olup olmadığını kendinize sormalısınız. Lehtarın ilk ciro imzası kendisine ait ise o durumda lehtar ve son hamil elbirliği yapıyorlar demektir. Sizin müvekkilinizin ilişkisi lehtar ile olabilir. iddianıza göre kötüniyetli son hamilin çekin miktar kısmını yıllar sonra doldurması durumunda bu husus haksız fiil teşkil ettiği için tanık ile ispat edilebilmeli ve açığa imzanın sonucuna katlanılır gibi geçiştirme bir gerekçe ile sonuca gidilinmemelidir.

Saygılarımı sunarım. Av. Erdal