Mesajı Okuyun
Old 09-05-2008, 05:25   #23
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan Cezaların yetersizliği ve Türkiye'de hukukçu olmak

Ben de Türkiye'de cezaların hafif olmadığı ve cezanın ağırlaştırılımasının suça engel olmayacağı kanısını taşıyorum.

Cezanın hafif olmadığı yargısı okuduğum bir yazı nedeni ile aklımda kalmış. Doğrulayamam. Ama örneğin adam öldürme suçu için hangi ülkede ne ceza verildiği kolaylıkla bulunabilir.

Cezaların ağırlaştırılmasının suç işlenmesine engel olacağı şeklindeki düşünceme gelince:

Türkiye 2001 de bir kriz yaşadı, işsizlik arttı bazı işçilerin ücretlerinde azalmaya gidildi.

Yeni bir ceza yasası hazırlandı ertelemelerden sonra yürürlüğe girdi. Bu yasa ile bir çok fiil eskisine göre daha ağır cezalarla müeyyilendirildi. Zamanaşımı süreleri uzatıldı.

Yasada tutuklamanın koşulları da var. 6 yıldan az cezayı gerektiren...

Bir dönem bir arkadaşımız meslekten yasaklandığı için onun davalarına baktım. Bir çok hırsızlık olayı. Hepsi de tutuklanıyor. Yasaya aykırı diyorum dinleyen yok. Yani tutuklama ceza olarak kullanılıyor. İlk duruşmada da tutklulukları kaldırılıyor.

Diğer yandan bakıyorsunuz bu adamın ya da kadının ilk gelişi değil, süren 20 davası var.

Cezaların ağırlaşması ya da tutuklamalar suç oranını azalttı mı? Hayır. Suç oranı yükseliyor.

Şimdilerde suçlarda özellikle hırsızlık suçlerında çocukların kullanılması oldukça arttı. Ne yapacağız. Cezaları artırıp bu çocukların sokağa çıkmalarına engel mi olacağız.

Bir söylem vardır. Tecavüz suçlularına cezaevlerinde tecavüz edilirmiş. Bu yeni bir suç değil mi? bunu cezanın ağırlaştırılması olarak kabul edebilir miyiz?

Sorun suçun kaynağını kurutabilmekte. Hukukçu burada ne yapabilir? Koridor hukukçusu açısından aklıma birşey gelmiyor. Sistem yasaları koyuyor, koridor hukukçusu da bu yasalar içinde elinden geleni yapmaya çalışıyor.

Bir insanı cezaevine göndermekle doğal yaşamından koparıyorsunuz. Artık o bir suçludur. Dışarıda yaşamını sürdürememektedir. Yaşamını sürdürmek için uğraştığı iş zarar görmüştür. Sosyal yaşamı dağılır. Serbest meslek sahibi ise işi tamamen dağılır. Bunun 3 yıl yatması ile 5 yıl yatması arasında pek fark yoktur.

Aklımda kalan bir olay var. Bir sanığın hakimin serbest bırakılması şeklindeki kararına itirazı.

Beni tutuklayın hakim bey diyor. Kış geliyor, dışarıda donayım mı?

Bunun kaynağını anımsamıyorum ama böyle bir insanı suçtan alıkoymanızın yolu yoktur. Bu insan karnını doyurmak ve ısınmak zorundadır. Sadece ısınabilmek için suç işlemek zorundadır.

Bu nedenlerle cezaların ağırlaştırılmasının suçun işlenmesi konusunda engel oluşturabileceğini düşünmüyorum.

Şunu da parantez içinde belirtmek isterimki okuduğum bir kaynak cezaların ağırlaşmasının rejimin totaliter olmaya gittiğini gösterdiği şeklinde bir ifadede bulunmuştu. Üzerinden çok zaman geçti. Tam olarak anımsamıyorum ama bende olumlu bir etki bıraktı, doğruluğu konusunda bir fikir oluşturdu. Halen de böyle bir yaklaşımın doğru olduğunu düşünüyorum.

Sonuçta cezaların ağırlaştırılmasının insanlar üzerinde caydırıcı bir etki yapmayacağı kanısındayım.

Hukukçular ne yapar? Düşünelim.

Saygılar.