Mesajı Okuyun
Old 27-12-2010, 17:31   #336
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Engin Özoğul
Saim abi,

Basın yayın organlarının hukukçularına çok yüklenmemek gerek:

Bir gazete yayına hazırlandığında saat 20.00 civarında taşra baskısının taslağı hazırlanıyor. Bu saati itibariyle de hukuk servisinin ekranına gazetenin taslağı yavaş yavaş düşmeye başlıyor. Saat 21.00 civarı taşra baskısını ekranda görebiliyorsunuz. Kontrol edip hataları bildirdikten sonra işten çıkış saatiniz 21.30 civarına denk geliyor.

Siz işten çıktıktan sonra İstanbul baskısının taslağı oluşmaya başlıyor. Taşra baskısına yetişmeyen birçok haber İstanbul baskısında yer alıyor. Bazen yeni bir haber ulaştığında manşetin bile devrilip gazetenin tümden değişme ihtimali de var. İşler neredeyse sabaha kadar sürüyor. Böyle olunca İstanbul baskısını kontrol etmek pek mümkün olmuyor. Bu iş için 24 saat nöbetçi avukat çalıştırmak gerek.

Haberlerin dışarı çıkmasını önlemek adına hukukçulara gazeteyi evden takip etme yetkisi de verilmiyor. Öyle ki aynı grubunu iki gazetesinin yazı işleri birbirinden haber saklıyor, bir diğerinin manşetini bilmiyor.

Bazen de hukuk biriminin düzelttiği haber ertesi gün düzeltilmemiş şekilde yayına giriyor. Televizyon ise tamamen farklı bir alan. Televizyon yayınlarının hukuk kontrolünü yapmak neredeyse imkansız. Canlı yayınlanan bir programa müdahale etmeye kalksanız delirmiş diye bakarlar. Böyle bir müdahale içerikte hukuka aykırılıktan daha büyük zarar veriyor kuruma.

Habertürk'ün bağlı olduğu Ciner Grubu, sektörde hukuk servisine en çok önem ve yetki veren grup. Hukuk denetimlerinin başlatıldığı, hukukçulara haberlere müdahale etme, haber çıkarma yetkisi veren ilk grup. Öyle ki patronun bile müdahale edemediği köşe yazarlarının(örn. Hınca Uluç) yazılarının hukuki nedenlerle yayınlanmaması kararının arkasında durmuştur. Yazarın sert çıkmayarak, kapris yapmayarak bu kararlara saygı duyması da incelik tabii.

Sözün özü fiili durum hukuki denetimi bazen imkansız hale getirebiliyor.

Engincim,

Hemen müdahale edemeyebilecekleri konusunda haklı olabilirsin ama aradan geçen 4 güne rağmen durum değişmiyorsa, gazetede görevli hukukçular çıkan gazeteyi okumuyorlar diyeceğiz artık.

Haber ilk olarak 22.12.2010 'da yayınlanmış, ikinci haber 23.12.2010'da yapılmış... Her iki haberde de durum aynı. (Hiç olmazsa internetteki metni düzeltebilirlerdi)

http://www.haberturk.com/yasam/haber...turk-tv-onledi