Mesajı Okuyun
Old 12-09-2008, 16:16   #9
v. Aynur

 
Varsayılan

KAVRAMLAR
GENEL OLARAK
EMTİA SENETLERİ
KIYMETLİ EVRAK
İSPAT KÜLFETİ
KAMBİYO SENEDİNDEKİ BOŞLUKLARIN SONRADAN DOLDURULMASI
SENEDİN AKDE AYKIRI DOLDURULDUĞU İDDİASI
BONONUN AKDE AYKIRI DOLDURULDUĞU İDDİASI


ÖZET
TEDAVÜLE ÇIKARILIRKEN KEŞİDECİ TARAFINDAN TAMAMEN DOLDURULMAMIŞ BİR KAMBİYO BELGESİNİN MUTLAK OLARAK GEÇERSİZ OLDUĞU İLERİ SÜRÜLEMEZ. BU BELGENİN ANLAŞMAYA AYKIRI DOLDURULDUĞU İDDİASI, YAZILI DELİLLE İSPATLANABİLİR.


DAVA : ( H.T. ) adına avukat ( F.Ç. ) ile 1 ) ( S.S. ) adın avukat ( S.Ç. ), 2 ) ( A.A. ) arasındaki dava hakkında Burdur Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 22.9.1980 gün ve 288 sayılı hükmün dairenin 23.1.1981 gün ve 960/14454- 437 sayılı kararı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı ( S.S. ) avukatı tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği konuşuldu:

KARAR : Mahkeme ( ... dosya münderecatına göre, dava konusu 26.9.1978 vadeli 50.000 liralık bono karşılığının ( H.T. ) tarafından borçlu ( A.A. )'a ödendiğini, bilahare bu bononun 3. kişi ( S.S. )'ın eline geçip onun tarafından tahsile verilmiş olduğunun sübuta erdiğini... ) kabul ile dava konusu bononun ödendiğinin tesbitine karar vermiş bulunmaktadır.

Dava konusu bono incelendikte; ( ödeme tarihi ) ile lehtar ( S.S. ) adına değişik ve ayrı renkteki kalemle yazıldığı, bunun dışında kalan diğer bütün unsurların aynı kalem ve aynı el yazısı ile düzenlenmiş bulunduğu görülmektedir. Ödeme tarihi olarak sonradan değişik kalemle yazıldığı, bunun dışında kalan diğer bütün unsurların aynı kalem ve aynı el yazısı ile düzenlenmiş bulunduğu görülmektedir. Ödeme tarihi olarak sonradan değişik kalemle yazıldığı anlaşılan 28.8.1978 tarihinin sonuca etkili olmadığı açıktır. Çünkü, bu tarih bononun metninde de mevcuttur. O halde öncelikle lehdar olarak gösterilen ( S.S. ) adının değişik kalemle yazılmasının belgeyi etkileyip etkilemiyeceği yönünden konunun incelenmesinde zorunluluk vardır. TTK.'nun 592. maddesinde de açıklandığı veçhile, tedavüle çıkarılırken keşideci tarafından tamamen doldurulmamış bulunan bir kambiyo belgesinin mutlak olarak geçersiz olduğu ileri sürülemez. Ancak borçlu senet lehdarına ve kötüniyetli hamile karşı, bu belgenin aradaki anlaşmaya aykırı şekilde doldurulduğunu iddia ve ispat hakkkına sahiptir. Bu ispat konusunun HUMK.'nunun 290. maddesi hükmüne uygun bir şekilde yapılması, yani bu iddianın yazılı delille ispat edilmesi gerekir. Diğer bir ifade ile imzası ve miktarı ile düzenlenme ve ödeme tarihi inkar edilmeyen emre muharrer senede lehtar isminin sonradan yazılmış olması hali, o senedin sıhhatine hiçbir şekilde halel getirmeyeceği gibi, bir senedin borçlunun arzusuna uygun bir şeklide doldurulduğu "karinesi" esas olduğundan, bunun aksini Usulün 290. maddesinde öngörülen delille ispat etmek yükümlülüğü senede imza atan borçlu davacıya aittir. Davacı bu karinenin aksini ve özellikle de belgenin aradaki ilişki dışıdaki bir sebeple davalının eline geçtiğini geçerli delille ispatlayamadığına göre, bu belge davacı borçluyu bağlıyacaktır.

Bu yön böylece belirtildikten sonra konuya dosyaya ibraz edilen ve mahkemenin ret gerekçesinin dayanağını teşkil eden ve ( protokol ) olarak tanımlanan 29.8.1978 günlü belgeye göre bakıldıkta, şu sonuca varılması gerekir. 50.000 liralık bononun borçlusu ( A.A. ) ve kefili de ( H.T. ) adlı kişilerdir. Şu halde adları anılan her iki kişi bononun lehtarı olan davalı ( S.S. )'a karşı ödeme yükümü altındadır. Mahkemenin red kararının dayanağını teşkil eden protokol ise borçlu ( A.A. ) ile kefil ( H.T. ) arasında yapılmıştır. Bu belgeye göre borçlu ( A.A. ) senet karşılğı 50.000 lirayı kefil ( H.T. )'den almıştır ve senedi kaybettiğini bildiren ( A.A. ) bundan doğacak sorumluluğu tek başına yükümlendiğini kefil ( H.T. )'e karşı taahhüt etmiştir. Şu kısa izahattan da anlaşılacağı veçhile; bu belge, senet borçlusu ile senetteki kefil arasındaki iç ilişkiyi düzenlemektedir. Bu anlaşmanının, anlaşmada taraf olmayan alacaklı ( S.S. )'ı bağlaması düşünülemez. O itibarla hukuki niteliği kısaca açıklanan protokola dayanarak alacaklı ( Lehtar ) ( S. ) aleyhine açılan tesbit davasının kabulüne karar verilmesi mümkün değildir.

Olaya borçlu ( A.A. ) tarafından ibraz edilen belgeye dayanılarak bakıldığında durum yine değişmiyecektir. Çünkü, davalı ( S.S. )'ın imzasını taşıyan ve el yazısı ile yazılmış olup davalı borçlu ( A. ) tarafından ibraz edilen bu belgenin tarihinde ve tarihin ay ile gösteilen rakamında bir tahrifat mevcuttur. Davalı Lehtar ( S. )'in de savunduğu gibi, ay rakkamı 6 olarak düzeltilmiştir. Bir an için bu tarih üzerinde oynandığı bir yana tarih 24.6.1978 olarak kabul edilse dahi, bononun tanzim tarihi 4.7.1978 olduğuna göre, adi belgede yapıldığı beyan edilen ödemenin daha sonra düzenlenen 4.7.1978 tanzim tarihli bono ile ilgili olduğundan bahsetmek mümkün değildir. O halde her yönden de tesbit davasının reddine karar vermek gerekirken, istek doğrultusunda karar verilmiş olması bozmayı gerektirir. Ancak karar her nasılsa onandığından davalı ( S. )'in karar düzeltme isteği yazılı nedenlerle kabul edilmeli onama kararı kaldırılmalı ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ : ( S.S. )'ın karar düzeltme dileğinin Usulün 440. ve 442. maddeleri hükümlerince kabulüne, onama kararının kaldırılmasına ve hükmün gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, 8.6.1981 gününde oybirliğiyle karar verildi.