Sayın av.yıldıray,

Alıntı: Ayrıca ben avukatların ne iş yaptıklarının insanlara tam anlamıyla anlatılmadığı kanısındayım. Bu konuyuda tartışmaya açmak isterim.

Bu konu daha önce hukuk sohbetleri alanında "Beğenilmeyen ya da Beğenilen Avukat." başlığı altında "hafifçe" tartışıldı. Ancak bir sonuca ulaşılamadı. Umarım bu başlık altındaki tartışma olumlu bir sonuca ulaşır.

Kişisel düşüncemi açıklayarak tartışmaya katılmak istiyorum:

Meslek kuralları ile meslek koşulları her zaman örtüşmeyebilir. Bu durumlarda kesinlikle meslek kurallarına göre davranılmasından yanayım.

Bir dava kaybedilebilir; bu kayıp ağır gelmemeli. Bir davanın vekalet ücreti de çok ağır bir kayıp sayılmaz. Ama meslek yerinde kalmalı. Meslek kuralları olmadan avukatlık da olmaz.

Meslek kurallarına aykırı davranarak kazanılan dava bir kazanç değil, büyük bir kayıptır. Ve büyük bir ayıptır. Gelecekten çalmaktır.

Biz müvekkillerimize adalet içinde haklarını sunamazsak "var oluş nedenimiz" ortadan kalkar. Adalet dışında çıkar sağlamak avukatların işi değildir. Adaleti yanıltarak dava kazananlar bindikleri dalı baltalayan "başarısız"lardır. Hukuku içine sindiremeyip, avukatlığı beceremeyenler kural dışı yollara başvururlar. Bu yolda kazanabildikleri bir iki dava adalet duygusunun zedelenmesine yol açar. Adalet duygusunun zedelenmesinden en çok zarar görecek olan avukatlardır.

Mesleğin itibarı ve geleceği ile oynamaya hiç bir meslektaşın hakkı olmamalı. Mesleği bizzat meslektaşlar korumalı. Ne iyi ki bu nedenle kurulmuş meslek örgütlerimiz var.

Avukatlar mesleğine sahip çıkmazsa hiç kimse sahip çıkmaz.

Saygılarımla

Bir Dost