CMK 253/18'de "Uzlaştırmanın sonuçsuz kalması halinde tekrar uzlaştırma yoluna gidilemez." hükmüne yer verilmiştir. Fakat bu konuda kanun ile yönetmelik hükümleri çelişmektedir. Çünkü, Uzlaşma konusu şuça ilişkin olarak soruşturma ve kovuşturma aşamasında yetkili makamlar tarafından yapılan teklif reddedilmiş olsa bile, tarafların, haricen kendi aralarında uzlaşma yoluna gitmeleri mümkündür. Ceza Muhakemesi Kanununa Göre Uzlaşmanın Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 25/3 fıkrasına göre;

"Mahkeme aşamasında yapılan uzlaşma teklifi reddedilmesine rağmen, taraflar uzlaştıklarını gösteren belge ile en geç duruşmanın sona erdiği açıklanıp hüküm verilmeden önce mahkemeye başvurarak uzlaştıklarını beyan edebilirler."

Kanaatimce, savcılık veya mahkeme tarafından yapılan uzlaşma teklifi sonuçsuz kalsa bile, taraflar uzlaştıklarını gösteren belgeyi hüküm verilmeden önce mahkemeye vermeleri halinde uzlaşmış sayılacaklardır. Ben yönetmelikteki; "en geç duruşmanın sona erdiği açıklanıp hüküm verilmeden önce" ifadesinden ilk derece mahkemesi önünde görülen davanın karar duruşmasını anlıyorum. Dolayısıyla hüküm verildikten sonra verilen uzlaşma dilekçesinin geçerli olmayacağı kanaatindeyim.

Buna ilaveten, uzlaşmanın, kanunda belirtilen usul ve esaslara aykırı olarak yapılması, yargıtay tarafından bozma nedeni olarak görülmektedir. Örneğin, sadece mağdura uzlaşma teklifinde bulunulup, şüpheli veya sanığa uzlaşma teklif edilmemiş olması bozma nedeni olarak görülmektedir. Temyiz nedenlerinizi bu noktalara dayandırmanızın daha faydalı olabileceği kanaatindeyim. Bu konuda Türk Hukuk Sitesi şerhler sayfasından ilgili içtihatlara bakmanızda fayda vardır.
http://www.turkhukuksitesi.com/mevzuat.php?mid=6109