Mesajı Okuyun
Old 26-06-2008, 16:38   #3
halit pamuk

 
Varsayılan

Sayın zeynepcan'ın olayı ile ilgili olarak,Dava adli yargıda mahkumiyet kararını veren hakime karşı açılmalıdır, diye düşünüyorum.

T.C.
YARGITAY
4. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/117
K. 2005/13585
T. 15.12.2005
DAVA : Davacı Serkan Acar vekili Avukat Bilal Temel tarafından, davalı Yılmaz Tuncer aleyhine 22.12.2003 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın husumet nedeniyle reddine dair verilen 22.9.2004 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.

Dava, tazminat istemine ilişkindir. Davacı, Ankara 12. İcra Ceza Hakimi olarak görev yapan davalının yargılamasını yaptığı 2001/1341 Esas dava dosyasının sanığı Serkan Acar ile isim ve soyisim benzerliği dışında dava dosyasındaki olayla hiç bir bağlantısı olmadığı ve dava konusu mal beyanında bulunmama suçunu da işlemediği halde nüfus kaydının yanlış gönderildiğini farketmeyerek kendisine ait nüfus kaydına göre mahkumiyet kararı verdiğini ve kararın kesinleşerek hapis cezasının infaz edilmesi nedeniyle uğradığı zararın ödetilmesini istemiş, yerel mahkemece davanın Adalet Bakanlığı aleyhine açılması gerektiği gerekçesiyle husumet nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Dava dilekçesinde dayanılan olaylar ve talep gözetildiğinde işin esasının incelenerek karar verilmesi gerekirken hakimlerin verdikleri kararlardan dolayı kişisel sorumluluklarının olmadığı, Anayasa hükmü gereğince hakimler bağımsız olup, her ne kadar hiç bir makam, organ, merci ve kişinin yargı yetkisinin kullanılmasında mahkeme ve hakimlere emir ve talimat veremeyeceği düzenlenmiş ise de davacı anılan yargılama sonunda verilen kararla zarar görmüş ise, zarar görmesi fiili adli bir işlem olup adli işlemlerin Adalet Bakanlığı tarafından yürütülmesi nedeniyle husumetin anılan Bakanlığa yöneltilmesi gerektiğinden husumet nedeniyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 15.12.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.


Sayın Dobur'un davası ile ilgili olarak ise, davalı müşteki banka yönünden davanın temyiz edilmesi,eğer bankanın kusuru yoksa, bu bankanın bilgileri doğru verdiği halde hakimin yanlış karar verdiği nanlamına geleceğinden bu davanın da hakime karşı dava açılması gerektiğini düşünüyorum.

yani birinden biri hatalıdır. Ya banka doğru bilgi vermediği için yanlış karar verildi,bu durumda banka sorumlu, (hatta bu durumda hakimin müştereken sorumluluğu dahi ileri sürülebilir); Banka doğru bilgi vermesine rağmen hakim bunu gözden kaçırdı ve bu durumda hakim sorumlu.