Mesajı Okuyun
Old 18-05-2012, 09:49   #5
özfn_34

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan gissmo
peki burdaki yargıtay kararı işimize yaramaz mı?

T.C. YARGITAY

4.Hukuk Dairesi
Esas: 2009/13500
Karar: 2011/616
Karar Tarihi: 25.01.2011


(818 S. K. m. 60, 126) (765 S. K. m. 102)


Dava, niteliği itibariyle haksız eylemden kaynaklanmakta olup zamanaşımı süresinin Borçlar Yasası'nın 60/2 ve Türk Ceza Yasası'nın 102. maddelerine göre belirlenmesi gerekir. Davalının ceza mahkemesinde yargılandığı gözetildiğinde, olayda uygulanacak zamanaşımı süresi 5 yıldır. Davalının görevi savsamak suçundan cezalandırılmasına ilişkin ceza mahkemesi kararı 11.10.2006 günü verilmiş olup Yargıtay 4. Ceza Dairesi'nin 10.04.2009 günlü kararı ile ceza davasının zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine karar verilmiştir. Eldeki davanın açıldığı 05.04.2007 günü ceza mahkemesi kararı henüz kesinleşmemiş olup davacının ceza davasına katılarak tazminat isteme hakkı bulunduğundan, 5 yıllık ceza zamanaşımı süresi geçmiş olsa bile zamanaşımından söz edilemez. Kaldı ki, zararın tamamını sürekli iş göremezlik oranının saptanmasına ilişkin Adli Tıp Kurumu'nun 31.12.2007 günlü raporu ile öğrenmiş olan davacı, bu rapor tarihinden önce eldeki davayı açtığından zamanaşımı süresi geçmemiştir.

Sn. gissmo,

Doktor ile hasta arasında vekalet akdi kurulmuş olduğundan açılacak hukuk davasında zamanaşımı süresi 5 yıl olmakla birlikte, söz konusu eylemin aynı zamanda suç teşkil etmesi dolayısıyla ceza zamanaşımına tabi olacağını düşünüyorum ve eklediğiniz karar sizin işinize yarayacaktır diye düşünüyorum.

Fakat söz konusu karar eski TCK'ya göre verilmiş, şu anki TCK'da şahsi hakların saklı tutulması yani kararda yer alan "ceza davasına katılarak tazminat isteme hakkı" bulunmamaktadır. Karar sanki, zamanaşımının öne sürülememesini, ceza davasına katılarak tazminat isteme şartına bağlamıştır. Bu konuda meslektaşlarımın değerli görüşlerini bekliyorum