Mesajı Okuyun
Old 28-03-2011, 20:13   #165
Av.Ozan Kayahan

 
Varsayılan

Çalıştığım kuruma yeni başhukuk müşaviri getirilmişti. Dava ve takiplere ilişkin uygulama ve bilgi eksikliği ile bünyesinden kaynaklanan sebeplerle sinirli ve saldırgan bir profile sahipti. Bu sinirli ve saldırgan hali, hakaret etmeye kadar varıyordu.

http://www.naimdemirci.av.tr/mesleki...eki-anilarim-2

Bu durumu sezdiğim ve gözlemlediğim için, işten ayrılma istemim, aynı şahıs tarafından kabul edilmedi, bende mevcut tazminatımdan olmamak için çalışmaya devam etmek zorunda kaldım.

Bir gün, 1.000.000.-TL civarında bir alacak dosyası tarafıma intikal etti, başhukuk müşaviri zamanında gelen ilk takip dosyası olması nedeni ile dosyayı, dolayısı ile beni dikkatle takip etmeye başladı. Dosya, miktarı bakımından benim için orta ölçekli olmakla, tüm takip dosyalarına yaptığımız gibi ihtiyati haciz kararı alarak yasal işlemlere başladım.

Alınan ihtiyati haciz kararını tatbik için, borçlu şirketin fabrikasına gittiğimde, taşınmazda bulunan makinelerin teferruat olarak tapuya kaydedildiği belgelendirildiği için, bu kayıtlı mallar dışındaki taşınırlara haciz tatbik ettim. Tabii ki, taşınmazın kaydına da, ilgili tapu sicil müdürlüğü nezdinde haciz tatbik etmeyi unutmadan.

İşlemlerin sonuçlanması üzerine, çalıştığım işyerine geldiğimde, başhukuk müşaviri hemen rapor istedi. Yaptıklarımı ve fabrikada bulunan makinelerin tapuya teferruat olarak kayıtlı olması nedeni ile bunlara fiili haciz tatbik edemediğimi, bunları tapuya verdiğim haciz talimatı ile taşınmazla birlikte kaydi haczinin gerçekleştirildiğini belirttim.

Birden, gözleri kızardı ve sinirlenmeye başladığını hissettim, ayağa fırladı, hemen ilgili tapu sicil müdürlüğüne giderek, taşınmazın tapu kütük defterine, taşınmaz ve eklentilerinin haczi için talep açmamı emretti.

Yirmi yıllık meslek hayatımda görmediğim bir emirdi, taşınmazın ve tapuya kayıtlı eklentilerinin haczinin zaten, ilgili tapuya hitaben verdiğim kaydi haciz talimatına ilişkin icra yazısı ile gerçekleştirildiğini söyleyemedim.

Başhukuk müşavirinin yanında ayrılıp, bağlı olduğum hukuk müşavirine gittim. Bu durumu anlattım ve tapu kütüğüne talep açılmayacağını söyleyemediğimi belirttim. Bağlı olduğum hukuk müşaviri durumu kendisinin izah edeceğini söyledi.

Bağlı olduğum hukuk müşaviri bu durumu anlattı mı, anlattı ise nasıl anlattığını ve baş hukuk müşavirinin bize inandığı için mi, yoksa, etrafında yer alan başka kurumlardaki avukat arkadaşlarına danışmak suretiyle aldığı görüşlere inandığı için mi, bilmiyorum. Bir daha bu husus dile getirilmedi, ben de bu konuyu bir daha açmadım.

Hukuk engin bir okyanus gibi, her avukatın tüm hukuk mevzuatını bilmesi diye bir husus söz konusu olamaz.

Önemli olan hukuk mantığına sahip olmak ve “Bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıptır” sözünü düstur haline getirmektir.

Değil bir meslektaşımızdan, bir küçük çocuktan bile öğreneceğimiz şeyler olduğunu unutmayalım…Tabii, esas olan GÜVEN…