Mesajı Okuyun
Old 28-09-2007, 13:35   #23
uye8490

 
Varsayılan

Kendimize daha az zaman
ayırsak da olur geceden
Çünkü boğulabilir insan
yalnız kendini düşünmekten
AHMET TELLİ


Evet,şiirde de ifade edildiği gibi kişileri birbirlerinin dünyasına böylesine zincirleyen (ben sevgi diyemiyorum çünkü sevgi paylaştıkça çoğalır)tutkular gün gelir o kişilerin boynunda bir kement olur son vazifesini yapmak için.
Herşeyin değişmeden can sıkıcı bir şekilde akıp gitmesi biraz ölüm değil midir.Hikayedeki not olayı örneğin, bir defalığına veya hadi iki üç defalığına yapılınca sempatik ve ince bir davranış olarak algılanabilir bu.Ama süreklilik kazanması boğar insanı.Ben şahsen her gün eve girdiğimde bu tür notlarla karşılaşmak istemem.Sevgi pazara döküldükçe bayağılaşır çünkü.

Başka insanların acısına sevincine ortak olmaktan uzak,sadece ,günün yirmidört saati, yılın üçyüz altmışbeş günü dönüp dönüp birbirini kutsamadan ibaret bir sevgi düşünemiyorum ben.Bencilliğin temeli üzerine kurulu böylesi bir duygu dejenerasyonuna ben olsa olsa saplantılı ve hastalıklı bir tutku derim.

Yine hikayeden yola çıkalım,hastalık olayı.Böylesi bir hastalık durumunda neden ille de sevdiklerimizin bizden nefret etmesi onların iyiliği için olmazsa olmaz bir koşul olarak algılanır.Gerçi ben bu nefret ettirme tutkusunu da sadece filmlerde gördüm.Hastalığı söylemeyebilirsin bu senin tercihin ama,"sevdiğim" dediğin insanda böylesi derin hezeyanlar yaratacak ucuz hareketlere ne gerek var.
Hikaye için sağolun ama buram buram arabesk kokan bu yazıda anlatılan "sevgiye"ben inanmıyorum.